TİC Holding Header
  • USD 32.324
  • EUR 35.153
  • Altın 2294.427
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Prof. Dr. Naci Görür: Artık fazla zamanımız yok

Beklenilen büyük Marmara depremine dair artık fazla zaman kalmadığını vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, '30 sene içerisinde zaten olma olasılığından söz edilirken 20 senesi geçti. Son 10 sene, belki artı eksisi bir 5 sene ileriye gidebilir ama İstanbul'da risk daha da fazla demektir' dedi.
Prof. Dr. Naci Görür: Artık fazla zamanımız yok
Manisa Celal Üniversitesi (MCBÜ) tarafından “Manisa’nın Depremselliği ve Kentsel Dönüşüm” konusunda Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde konferans düzenlendi.

Konferansa Elazığ'da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi 3 ay öncesinden işaret ederek dikkatleri üzerine çeken Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür konuşmacı olarak katıldı.

Son günlerde arka arkaya deprem ve artçılarıyla sarsılan Manisa’da katılacağı konferans öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Görür, Manisa ve İstanbul'da olası depremler hakkında açıklamalarda bulundu.

"Manisa'da büyük deprem üretecek fay yok"

Manisa'nın fay yoğunluğunun en fazla olduğu illerden biri olduğunu vurgulayan Görür şunları kaydetti:
"Manisa'nın bulunduğu yerde özellikle Gediz grabeninin ana fayı üzerinde olduğu için bu blok zaman zaman harekete geçip, fay boyunca belirli bir miktarda kayması sonucu bu tavan blokunun üzerindeki kaymaya bağlı olan gelişmiş olan faylar, yapılarda bundan etkilenerek depremler oluşturuyor. Bu depremler dolayısı ile Manisa'yı da etkiliyor. Manisa öyle ya da böyle deprem bölgesinin merkezi durumunda. Bir sevindirecek durum var. Manisa ve yakınlarında öyle çok büyük boyutta deprem üretecek faylar yok. Gediz grabeni oluşturan fay zone büyük bir fay zone, orada 7.0'a varan büyük depremler olabilir. Ya da kuzeydoğudaki bazı yerlerde ama çoğu kez Manisa çevresindeki faylar boyut itibarı ile küçük olduğu için yani burada Manisa ve çevresinde olan depremler genelde orta ve küçük boylu depremler olacaktır. Manisa yapı stoku ve kentsel dönüşüm itibarıyla gerekeni yaparsa en kolay ve en hızlı şekilde deprem güvenliğini sağlayabilecek bir il olabilir. Zaman zaman sarsılır ama bu sarsıntıya dayanıklı yapı stoku ve alt yapı oluşturan Manisa doğrusu bundan da fazla rahatsız olmaz."

"Son dilimlere girdik"

İstanbul ve Marmara'da depremi beklediklerini aktaran Görür, "Alarm vermiş durumdayız. Bu son İstanbul'da olan iki deprem de İstanbul'da deprem üretmesi beklenen fay kolu üzerinde oldu. O da bizi endişelendirdi. Dolayısıyla zaman olarak da artık fazla zamanımız yok. Son dilimlere girmişiz demektir. 30 sene içerisinde zaten olma olasılığından söz edilirken 20 senesi geçti. Son 10 sene, belki artı eksisi bir 5 sene ileriye gidebilir ama İstanbul'da risk daha da fazla demektir. Bu periyodu düşündüğümüz takdirde alarmda verilmiştir. Bir takım hazırlıklar da yapıldı" diye konuştu.

"İstanbul'u depreme hazırlayacak kentsel dönüşüm olmadı"

İstanbul'daki kentsel dönüşümün yeterli olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Görür, "Kentsel dönüşüm başlangıçta çok doğru da olmadı. İstanbul'u tümüyle depreme hazırlayacak bir kentsel dönüşüm olmadı. Ağırlıklı olarak yapı stoku üzerine eğilim gösterildi. Halbuki bir kenti depreme hazırlamada halk, yönetim, alt yapı, yapı stoku, çevre ve ekonomi önemli. Bunlar üzerinde çok şey yapılamadı. Tabii yapılan önemli şeyler de var fakat daha yapılması gereken şeyler de fazla. Yine de tabii yapılanlar çok yararlı oldu. Devlet daireleri güçlendirildi, okullar, hastaneler, viyadükler, köprüler onlar da az şey değil. Halkın oturacağı yerleri düşünüyor isek maalesef henüz daha o konuda fazla yol alamadık" ifadelerini kullandı.

"Deprem sizi eşofmanla mı yakalayacak"

Marmara depremiyle ilgili bir diğer uyarı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'ndan geldi.

Mikdat Kadıoğlu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde "Afet affetmez" başlıklı konferansa katıldı.

Prof. Dr. Kadıoğlu konferanstaki konuşmasında, “Deprem anında insanlar travma geçirdiği için ne yapacağını bilemiyor. O yüzden insanlar donup kalıyor. İnsanların yarısı da şuursuzca kaçışmaya başlıyor. Şimdi gel burada tatbikat yapalım desem kaç kişi yapar. İşte problem bu tatbikatta. ‘Ay hocam mini etek giyiyorum burada yatamam.’ Öbürü takım elbise ile gelmiş o da yatmıyor. E sizi deprem eşofmanla mı yakalayacak. Tatbikat yapıyorlar. 'Rahat olun bu bir tatbikat işinize bakın' diyorlar. Böyle tatbikat mı olur” dedi.

"Fay birden kırılırsa 7.5’in üzerinde bir deprem olacak"

Kadıoğlu, olası büyük Marmara depremine ilişkin olarak şunları söyledi:
“Yaklaşık 174 kilometre bir uçtan Şarköy’e kadar kırılmamış bir fay var. Böyle burada aslanlar gibi yatıyor. Şu parçası 1776’da kırılmış. Şu parçası 1509’da kırılmış. Bu 1902’de bu da 1999’da kırılmış. Bu fay her an kırılmayı bekliyor. Aslında İstanbul’da şanslıyız. İstanbul’da fay denizden geçiyor. Bu bir şans. Arkadaşlar bu fayda 4 tane senaryo var. Bu fay nasıl kırılacak? Küçük bir parçası mı kırılacak yoksa hepsi birden mi kırılacak? Afet yönetiminde biz pek faya kafa yormayız. Afet yönetiminde en kötü senaryo alınır ve ona göre hazırlık yapılır. Bu fay birden kırılırsa 7.5’in üzerinde bir deprem olacak. Bunun bir ucu da size dokunuyor. Bu eskiden olduğu zaman Mısır’dan bile duyulmuş 1509 depremi. Yani bu Almanya’dan bile duyulacak diye bekleniyor."

"Yardıma gelecek kişiler de afetzede olacak"

Kadıoğlu deprem sonrasında yaşanacaklara ilişkin olarak şunları aktardı:
“Şimdi en büyük yanılgı deprem olduğu zaman ‘Kırmızı tulumlu adamlar gelecek anında bizi kurtaracak’ İstanbul’da bir deprem olduğu zaman, bu kırmızı tulumlu adamlar, polisler, itfaiye, ambulans hepsi afetzede olacak. Bunların yakınları da afetzede olacak. Yani böyle olmayacak. Bu bir illüzyon. Şimdi arkadaşlar bir gerçek risk var. Birde bizim algıladığımız risk var. Aradaki fark çok önemli bizim o farklı küçültmemiz lazım."
Yorum Yazın