TİC Holding Header
  • USD 32.388
  • EUR 34.981
  • Altın 2331.671
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

GAÜN’DE Suriye’deki güvenli bölgelerde dini hayat çalıştayı

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Azez İslami İlimler Fakültesi tarafından hazırlanan Suriye’deki Güvenli Bölgelerde Dini Hayat Çalıştayı’nda konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, ilmi gelişmeleri takip ederek Suriye güvenli bölgesinde sorumluluk alarak, yükseköğretimine büyük katkı sağladıklarını belirtti.
GAÜN’DE Suriye’deki güvenli bölgelerde dini hayat çalıştayı
Rektör Prof. Dr. Gür konuşmasında, “Üniversitemiz, yıllarca oluşturduğu birikimle bununda üstesinden gelecektir. Ortadoğu coğrafyasında, Türkiye’de, Gaziantep’te ve özelikle de Suriye güvenlik bölgesinde bu sorumluluğun icabı olarak da her türlü riski almaya hazırız” dedi.
“İslam büyük bir medeniyet ışığı oluşturdu ve dünyaya büyük bir güneş doğdu” diyen Prof. Dr. Gür, özellikle ilim ehlinin kendi ilimlerine yeterince sahip çıkmayıp, ilim ehillerinin de itibarsızlaştırıldığı dünyada maalesef ilmin başka yerlere göç ettiğini vurguladı.
Bu toplumun mayası dindir
GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştay, GAÜN İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Adil Öztekin tarafından Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle başladı. Prof. Dr. Gür, “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Tarihe baktığımızda özelikle Endülüs yürekler acısı. 820 yıl İspanya, 400 yıl Portekiz, 120 yıl Sicilya İslam hakimiyetindeyken huzur vardı. Bir taraftan Memluki, Abbasi, Harezmi ve Selçukiler birbirlerine güç savaşı yaptıkları yerde maalesef oraları kaybettiler. Kaybedilen yerlerde İslam namına bir şey kalmadığı gibi ilim ve irfan namına da bir şey kalmamıştır. Bilim ve ilim irfan çatısı altında birleşmediği sürece dünyada gelecek yoktur. Özelikle üniversiteler ilim ehilleriyle birlikte bir araya gelip ortak çözüm üretmek zorundadır. Akli ve kalbi ilimler bir arada buluştuğu zaman tekamül bir insan oluşur ve toplumda tekamüle gider. Başta ilim ehlimiz olmak üzere her bir ferdin başkasının üzerine sorumluluk atmadan, dost doğru olmak zorundayız. Bu tür toplantılar çok önemli. O yüzden, ev sahipliği yapmaktan onur duyuyoruz. Umuyorum ki bu bir başlangıçtır. Bu çalıştaydan sonra ardışık çalıştaylar olacak. Suriye tarafındaki alimlerimize, ilim ehli insanlarımıza büyük iş düşüyor. Zira, bu toplumun mayası dindir. Din doğru anlaşılıp, aşırılıklardan, şahsileşmelerden kurtarılarak, Allah’ın istediği bir şekilde eğer ortaya konulabilirse hem biz huzur içerisinde oluruz hem de dünya da bu huzurdan nasibini alır” şeklinde konuştu.
GAÜN bu konuya büyük bir özveriyle yaklaştı
Gaziantep Üniversitesi’nin Azez’de fakülte açarak fikri anlamda önemli bir yapılandırma yaptığına vurgu yapan Kilis Vali Yardımcısı Dr. Ömer Yılmaz, “Bölgede, Türkiye olarak insani yardım kaynaklarını hayatın her alanında sürdürüyoruz. İnsani yardım faaliyetlerimiz bölgede hızlı, hayatın her alanını kapsayacak şekilde başladı. Kısa sürede olağanüstü mesafeler kat ettik. Bölgede yükseköğrenim ile ilgili boşluklar diye çağrıda bulunduk ve çağrımız karşılık buldu. Gaziantep Üniversitesi bu konuya büyük bir özveriyle yaklaştı. Birçok farklı bölgede fakülte ve yüksekokul açtı. Bölgede yükseköğrenim konusundaki açığı ve bu ihtiyacı hızlı bir şekilde gideriliyor. Bölgede asıl gayretimiz, terörizmin bölgede zemin bulamayacağı şekilde yapılandırılması ve bu hususta da en büyük konu fikri alandaki yapılandırma olacak. Maalesef bölgedeki terör örgütleri ideolojik yapıdadır ve bunların bir kısmı da maalesef dinimizi kendi amellerine alet etmektedir. Bu anlamda Gaziantep Üniversitesi’nin kurduğu Azez İslami İlimler Fakültesi’ne büyük görev düşüyor. Dinimizin gerçek anlamda öğretilmesi ve dinimizin başka insanların emellerine alet edilmemesi için bu gayretlerin hızlı bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Fakültemizi evleri gibi görmelerini isteriz
Çalıştayın amacının güvenli bölgelerde dini düşünce, din eğitimi ve dini hayat alanında nelerin olduğuna dair mevcut halin bir fotoğrafını çekmek olduğunu vurgulayan Azez İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çınar, “Bu çalıştayımız peş peşe yapılması gereken bir dizi çalışmanın ilki olarak kabul edilebilir. Üniversitelerin biri diğerine feda edilemeyecek kadar önemli olan iki işlevi bulunmaktadır. Bunlardan biri doğru ve faydalı bilgi üretmek, diğeri ise üretilen bilginin tatbik sahasındaki paydaşlarla paylaşılmasıdır. Rektörümüzün üniversite ile ilgili saha arasındaki iletişime sürekli vurgu yapması, bizleri de bu konularda daha etkin vaziyet alma konusunda motive etmektedir. Bu motivasyonla henüz yeni olan Azez İslami İlimler Fakültemiz, bölgedeki dini hayat ve İslami ilimler alanında yapılacak çalışmalara, imkânları nisbetinde destek olmaya çalışacaktır. Bu anlamda özellikle bölgede yaşayan ilim insanlarının fakültemizi kendi öz evleri gibi görmelerini ve hem destek verme hem de destek alma konusunda her zaman hazır olduğumuzu bilmelerini isteriz” ifadelerine yer verdi.
Çalıştayın, açılış ve üç ihtisas oturumu olmak üzere toplam dört oturumdan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Mahmut Çınar, öğleden sonra başlayacak oturumların “Güvenli Bölgelerde Din Tasavvuru” başlığını taşıdığını belirtti. İkinci oturumda ise, “Güvenli Bölgelerde Din Eğitimi ve Dini Eğitim Müesseseleri” konulu olduğunu, son oturum ise “Güvenli Bölgelerde Din Eğitimi Alanında İhtiyaçlar ve Bunları Karşılama İmkanları” başlığını taşıdığını ifade etti.
Komisyonlar oluşturulmalı
Güvenli bölgelerdeki sıkıntıların ortadan kaldırılmasıyla ilgili önerisini paylaşan Zehra Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Müslim ise, Türkiye’deki ilim ehli akademisyenlerle ve bölgedeki bazı ilim ehlilerinden oluşan, Suriye’deki dini hayatı, dini eğitimi ve din eğitimini müfredatlaştırma noktasında komisyonların oluşturulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Müslim, “Eğer biz gerek Milli Eğitime bağlı olan okullar ya da müftülüklere ve Diyanet Vakfı’na bağlı olan eğitim kurumlarındaki müfredatları birleştirip bu eğitimi bir müfredat haline getirmezsek orada birbiriyle çatışan fikirler ya da çatışma ortamı oluşturacaktır. Bu da bir dezavantaj olarak karşımıza çıkacaktır. Suriyeli hocalarımızın da daha önceden eğitim öğretim müfredatları oluşturma noktasında büyük tecrübeleri var. Bu tecrübelerden de yararlanarak, bu bölgede İslami bir hayatın ikame edilmesi noktasında adımların atılması gerekir” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda bölgemizde çok güzel şeyler gerçekleştiğini, seminerler, çalıştaylar, sempozyumlar, çalışmalar yapıldığını kaydeden İl Müftüsü Ahmet Çelik, bu çalışmaların hepsinin önemli olduğunu, hepsinin üzerinde durmak gerektiğini vurguladı. Çelik, “İçinde bulunduğumuz sıkıntılarla kendimizi daraltma yerine bu güzel çalışmalarla geleceğe ümitle bakmak çok önemli. Diyanet İşleri Başkanlığımız da Suriye’deki güvenli bölgelerdeki ilim adamı kardeşlerimizle, derdi olan kardeşlerimizle bir araya geliyor. Sahada çalışmalar yapılıyor. Bunların tespitleri, gözlemleri gerekiyor. Bu müşahedeleri bir araya getirmek gerekiyor. Bu açıdan hep sahada çalışmanın yanında üniversitemizin ilim, bilgi, hikmet mekanının ev sahipliğinde bir araya gelmek çok önemli” diye konuştu.
Programda Halep Fetva Meclisi Başkanı Dr. Abdullah Selkini de bir konuşma yaptı. Konuşmaların sonrasında; Doç. Dr. Ahmet Taan, Suriye Geçici Hükümeti Milli Eğitim Bakanı Dr. Hüda El Absi ve GAÜN Öğr. Üyesi Dr. İbrahim Selkini tarafından bildiri sunuldu.