Müftülük binasında gerçekleştirilen programda konuşan Müftü Akkuş, Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yıl temanın “Cami ve Hayat” olarak belirlendiğini ifade etti.
Camilerin yeryüzünde rabbimizin evleri olduğunu söyleyen Akkuş, “Müslümanların hayatında cami, merkezi bir konuma sahiptir. Camiler ilim, irfan yuvalarıdır. İslam toplumunda sosyal hayat camilerin çevresinde şekillenir. Tarih boyu yerleşim yerlerinin en saltanatlı yerinde camiler inşa edilmiştir. Camiler bulundukları şehri aydınlatan, günde beş vakit tevhide, kulluğa, namaza davet eden medeniyet merkezleridir. Bir Müslüman’ın hayatında çocukluğundan itibaren camiye dair hatıralar, duygu ve düşünceler önemli yer tutar. Cami hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Sadece vakit, Cuma ve bayram namazlarının kılındığı mekânlar değil, ibadet huzur ve sükûn bulmak üzere Müslümanların sığınabileceği gölgeliklerdir” dedi.
Camilerin daha etkin hale gelmesini sağlamak amacıyla “Sabah Namazı Buluşmaları”, “Haydi Ailece Camiye” ve “Camide Ol’mak" gibi cami merkezli projeleri hayata geçirdiklerini kaydeden Müftü Akkuş, gerçekleştirdikleri bu çalışmaların insanlar üzerindeki etkisini artırdığını dile getirdi.
Müftü Akkuş, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “1986 yılında ihdas edilen Camiler Haftası olarak kutlanan, 2003 yılında ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ şeklinde din görevlilerinin de eklenmesiyle beraber etkinliği ve kutlama alanı genişleyen haftamız özellikle 2011 yılından itibaren bir tema belirlenerek kutlanmaya başlanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yıl ki tema ‘Cami ve Hayat’ olarak belirlenmiştir. Hayatın merkezi cami, cami merkezli bir hayat öngörülmektedir. Bu itibarla; cami, ibadetle hayat bulur. Cami, insanlarla hayat bulur. Cami, bilgi ve hikmetle hayat bulur, mamur olur. Mahallemizde ve sokağımızda bulunan cami oranın hayat merkezidir. İnsanların sükûn bulduğu, dünyanın koşuşturmasından bunalan insanın kendisini bulduğu, gönlünü ve ruhunu rabbimize açmakla huzura erdiği mekanlardır camilerimiz. Bu vesileyle camilerimizin görevlileri; insanların manevi dünyalarını imar etmek için çalışan gönül doktorlarımız olan din gönüllülerimizin de haftasını tebrik ediyorum. Dinin toplumda yaşanmasında hiç şüphesiz bazı insanlar, ilmi, irfanı, çabası, hizmeti ve üstlendikleri sorumluluklarıyla daha fazla etkili olurlar. Bu insanlar, ister resmî, isterse gönüllü olarak dini kimlikleriyle, dini ahlaki kişilikleriyle, samimiyetleriyle, imar, işar ve diğergamlıklarıyla İslam’ı anlamaya, yaşamaya, anlatmaya çalışır, çevrelerine örnek, model insanlar olarak katkı verirler.”
