TİC Holding Header
  • USD 32.326
  • EUR 35.119
  • Altın 2300.412
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Antijen testleri yolda

Siemens Healthineers Genel Müdür Yardımcısı Gürdal Şahin, Avrupa’da çok yaygın kullanılan ve çok hızlı sonuç veren antijen testlerini, kaliteden ödün vermeden yüzde 97,5 duyarlılık oranıyla, Türkiye’de pazara sunacaklarını söyledi. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası ve DÜNYA Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen “Sağlık Sektörü” buluşmasında fırsatlar ve sorunlar masaya yatırıldı.
Antijen testleri yolda
AJANSLAR - Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası ve Dünya Gazetesi işbirliği ile düzenlenen ‘Sektörler Konuşuyor’ panel dizisinin “Sağlık Sektörü” buluşmasında sektördeki gelişmeler masaya yatırıldı.

Siemens Healthineers Genel Müdür Yardımcısı Gürdal Şahin, Avrupa’da çok yaygın kullanılan ve çok hızlı sonuç veren antijen testlerini, kaliteden ödün vermeden, bilimsel çalışmaları tamamlanmış olarak yüzde 97.5 duyarlılık oranıyla, Türkiye’de pazara sunacaklarını söyledi. ‘Sektörler Konuşuyor’ sağlık sektörü buluşmasında sektördeki gelişmelerin yanı sıra sorunlar da masaya yatırıldı. Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda sektörün önde gelen temsilcileri, COVID-19 sürecinden ve bu süreçte geliştirilen çalışmalardan bahsetti. Öne çıkan değerlendirmeler şöyle:

SİEMENS HEALTHİNEERS GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GÜRDAL ŞAHİN:

Antijen testleri Avrupa'da çok yaygın ve hızlı sonuç veriyor
“Siemens Healthineers’da bizim sunduğumuz ürünler iki gruba ayrılıyor. Bunlar insan vücudunda MR, ultrason, bilgisayarlı tomografi gibi bir araçla görüntülemeye yönelik ürünler. Bir de laboratuvara yönelik ürünler, yani hastadan aldığımız kanı laboratuvar ortamında çalıştığımız ürünler. Mart ayında ilk vakanın görülmesiyle nisan ve mayıs aylarında laboratuvar tarafında bir talep daralması yaşadık. Bu süreçte yoğun bakım hizmetleri, tanı ve tedavide kullanılan destek test istemlerinde bir artış meydana geldi. Bununla birlikte biz de altyapımızı hazırladık. Ekonomik anlamda daralmanın da yan etkisiyle birlikte sağlık sektöründe geri ödemeler gecikti, dolar ve Euro’nun beklenmedik artışı da bunun üzerinde yan etkilere sebep oldu. Sonrasında biraz daha normale dönmeye başladık. Tanıya yönelik kullanılan test sonuçlarının ne kadar kritik ve kaliteli olma ihtiyacı tekrar ön plana çıktı. PCR testi koronavirüs tanısında standart olarak konumlandırılıyor. Kaliteli ve doğru sonuç veren destek ürünlere talep arttı. PCR testi, zorlu ve sıkıntılı bir süreç. PCR ürünlerimiz de var, şimdi de antijen testlerimiz geliyor. Antijen testleri, burnun ilk kısmında daha basit bir sürüntüyle alınan örnekle yapılan bir test. Bunu hasta da yapabilir, toplu alanlara girişte de kullanılabilir.15 dakika içinde sonuç veren antijen testleri yakında Türkiye’deki yerini alacak. Avrupa’da çok yaygın, çok hızlı sonuç veriyor. Özellikle Ortadoğu’dan gelen antijen testleri Türkiye’ye biraz fazla hızlı girdi ve bu konuda negatif bir algı oluşturdu. Bizim geliştirdiğimiz ürün yüzde 97.5 gibi bir duyarlılık oranıyla geliyor. Kaliteden ödün vermemeye çalışıyoruz.”

Pandemi döneminde kök hücre merkezi olduk
“Birkaç yıldır insanların hastaneye gelmeden de tanı alabilecekleri hastalıklar için online muayene sistemleri gelişiyor. Özel sağlık sigortalarının ve SGK’nın bu tip online tanı hizmetlerini kapsamına almaması nedeniyle bu sistem hemen oluşmadı. ‘Hayat Eve Sığar’ hareketiyle video klinik adını verdiğimiz bir yazılımı kendi hastane yazılımlarımıza ekledik. SGK’nın reçeteyi online sistem üzerinden resmileştirmesiyle ilgili mevzuatı da çıkmak üzere. Online görüşmeyi ödeme sistemlerine dahil ederlerse taleplerin artacağını düşünüyoruz. Bu arada 2020 yılı hekimler için de öğretici bir yıldı. Bizim için hem öğrenip uyguladığımız, yönetmeliklerin gün içinde değişerek geldiği, uyum çalışmaları yaptığımız, enfeksiyon komitesiyle gece yarısına kadar defalarca toplandığımız, bulaş etkisinin olmaması için inanılmaz önlemler aldığımız yaratıcı bir yıldı. Ayrıca, COVID-19 sürecinde Türkiye’nin önemli bir kök hücre merkezi olduk. COVID-19 hastalarına kök hücrenin hasar gören akciğer hücrelerinin durumlarını sağlıklı hale çevirmek gibi bir rolü olduğu ortaya çıktı. Sadi Konuk hastanesinde bu çalışmayı yaptık. Kök hücrelerimiz Bakanlıktan onaylarını aldı ve bu dönemde tamamen COVID-19 hastalarına hücre üreterek, onları yaşamda tutmaya odaklandık.

LİNDE GAZ YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜ MERT KUMBARACI:

Koronavirüs sürecinde oksijene talep 5 kat arttı
Pandemi sürecinde hastalar için önemli olan oksijen tedarikini sağladıklarını kaydeden Linde Gaz Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mert Kumbaracı, “Tüm hastalarımıza nefes olabilmek mottosuyla hareket ettik. Pandemi ilan edilmeden önce tüm önlemlerimizi aldık. Bu işte birinci ikinci dalgalarda oksijene talep 5 katına kadar çıktı” dedi. Çok ciddi bir tedarik zinciri yönetimi yaptıklarının altını çizen Kumbaracı, “Tüm ekiplerimiz de bu süreçte sahalardaydı. Özellikle İstanbul’daki sahra hastaneleri başta olmak üzere tüm hastanelere gaz tedariği yaptık. Zaman zaman öngöremediğimiz şeyler de oldu. Hastanelerde bir anda gaz bitti, 2 saat sonra oksijen lazım diyenler oldu. Sabahın 3’ünde 5’inde ihtiyaçlar oldu. Vatandaşlarımıza bir nefes olabildiysek ne mutlu bize” şeklinde konuştu. Altyapılarının ve sağlık sektörünün güçlü olmasının önemli bir şey olduğunu ve bu süreçte yatırımlara devam ettiklerini aktaran Kumbaracı, “Ana oksijen üretimimiz, hava ayrıştırma üretimimiz de Gebze, Balıkesir ve İskenderun’da. Medikal oksijen sahalarımız ise sadece Gebze ve Balıkesir’de var” açıklamasında bulundu.

DRAGER GENEL MÜDÜRÜ ZAFER KAŞIKARA:

Ürünlerimizi adil bir şekilde dağıtmaya çalıştık
“Drager solunum alanında uzman bir firma ve pandemi ilk çıktığında en çok bizim firmamıza yönelik talep artışı oldu. Bu bizim de çok istediğimiz bir talep değildi. Bu süreçte hızlı hareket etmek zorunda kaldık. Avrupa’da solunum cihazlarında Türkiye’den daha zorlayıcı durumlar yaşandı. Bu bizim firmamızın kapasitesini çok zorladı. Bazı firmalar Çin’e kaydı ama bizim firmamız Almanya’da kalmayı tercih etti.

5 yıl önce kapasitelerini artıracak bir yatırım yaptık ve pandemi ilk çıktığında bütün kapasitemizi anesteziden ventilatöre kaydırdık. Etik ve vicdanı davranmak için pandeminin ilk kabul edildiği günden itibaren bir panel kurduk. Bu panel mevcut kapasitemizin hangi ülkeye ne kadar dağıtım yapacağını belirledi. Adil bir şekilde dağıtım yapmaya çalıştık. Türkiye’ye de mümkün olabildiği kadar dağıtım sağladık. Türkiye, Almanya haricinde Avrupa’nın birçok ülkesine göre mevcut altyapıda çok güçlü bir ülke. Şu an ikinci dalgaların oluştuğu dönemden itibaren bizde de denge oluştu. Türkiye şu an istenilen oranda cihaz getirebiliyor. Şu sıralar ise, hasta başı monitörü veya solunum cihazındaki verileri hastanın yanına gitmeden merkezi bir istasyonda kontrol edebilmenin yollarını arıyoruz. Bu da sağlık sektörünün 4.0’ı denebilir. Burada amaç hastayı tedavi eden ve tüm cihazların birbiriyle görüşmesi ve birbirini okuması, merkezi bir istasyonda bunların depolanması. Şu an çıkardığımız tüm ürünler bu teknolojilere uyumlu şekilde üretiliyor.

AHK GENEL SEKRETERİ VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ DR. THİLO PAHL:

Türkiye’de sağlık sektörü son bir yılda çok iyi bir iş çıkardı
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thilo Pahl, "COVID-19 ölüm oranlarını diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda, Türkiye'nin çok iyi bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Son bir yılda, sağlık sisteminde yaşanan gelişmelerin etkisini gördük" dedi. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası olarak Türkiye'de ve Almanya'da iş yapmak isteyen şirketlerin ilk başvurduğu kurum olarak hizmet vermekten gurur duyduklarını söyleyen Pahl şöyle devam etti: "Çalışma gruplarımızın üyeleri sektöre ilişkin farklı konuları masaya yatırıyorlar. Bu çalışmalar sonucu hazırlanan raporları AHK çatısı altında Bakanlıklara sunuyor, çoğu zaman da bu raporları siyasetçilerle tartışabilme şansı buluyoruz. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ile geçtiğimiz yıl birçok konuyu ele aldık. Herkesin faydasına olacak çözümler bulmaya odaklandık." Türkiye'nin sağlık sektörüne ilişkin bazı verilerine dikkat çeken Pahl, "İlaç sektörünün satışları 2019 yılında yaklaşık 41 milyar TL oldu. Medikal ekipman pazarının büyüklüğü ise 11 milyar TL'nin üzerindeydi. Son yıllarda ilaç ve medikal ekipman ihracatı sürekli artmakta. AB ile Almanya, Türk şirketleri için çok önemli ihracat pazarları. 2019'da Türkiye'nin sağlık harcamaları 200 milyar TL'nin üzerindeydi. Sağlık sektörü ekonomi açısından çok önemli bir sektör. COVID-19 pandemisini düşününce, gelecekte önemi giderek artacaktır" değerlendirmesinde bulundu. Dr. Pahl panelle ilgili olarak "AHK Türkiye olarak üyelerimize sektörlerinde yaşadıkları sorunları kamuya açık şekilde tartışabilme olanağı sunmaktan memnuniyet duyuyoruz" dedi.

“Devlet ödemelerinde gecikme yaşıyoruz"
Katılımcıların gündeme getirdiği başlıklardan biri de devlet tarafındaki ödemelerle ilgili yaşanan gecikmeler oldu. Drager Genel Müdürü Zafer Kaşıkara, "Geçen sene feragatname adı altında bir yapılanma ortaya çıktı. Mevcut borçlarımızın yüzde 25'inden feragat edersek 3 taksitle ödenmesiyle ilgili bir taleple gelindi. Biz de birçok firma gibi buna ayak uydurduk. Şu an ikinci taksitler ödenmek üzere. Hükümetimize birlik olarak başvurduk, doğru olan isteğimiz planlamaların alım aşamasında yapılması. Bunlar planlı yapılırsa biz de yatırımlara destek oluruz" dedi. Siemens Healthineers Genel Müdür Yardımcısı Gürdal Şahin, "Bizler yabancı yatırımcı olarak bütün yatırımlarımızı Euro üzerinden yapıyoruz. Bizim sabit giderlerimiz de daha kısa vadelerde dönüyor ama biz pandemi döneminde vicdanı tarafı ön plana aldık. Ama bu durum sürdürülebilir değil. Hizmetin devamlılığını sağlamak için nakit akışını sağlamamız gerekiyor" ifadesini kullandı. Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti ise, "Biz 13 mart gecesi feragati baştan yaptık. Bakanımız topluma tüm tedavi ve tanılarınız ücretsiz dedikçe biz süreci yönetmekte çok zorlandık. Bizim için çok zor bir süreç oldu" dedi.
Yorum Yazın