TİC Holding Header
  • USD 32.382
  • EUR 34.98
  • Altın 2323.637
  • BIST 100 8880.09
  • Dünya

'Taliban 1 yıl içerisinde Afganistan'ın kontrolünü ele geçirebilir, Türkiye'ye ailesel göç artabilir'

Taliban'ın Afganistan'da artan kontrolü, Türkiye dahil bölge ülkelerini olası bir göç dalgasıyla karşı karşıya bırakabilir. ODAP Direktörü Semin, Taliban'ın 1 yıl içerisinde ülke kontrolünün ele geçirebileceğine, Dünya Evimiz Derneği koordinatörü Sel ise ailesel göçlerin artabileceğine işaret ediyor.
'Taliban 1 yıl içerisinde Afganistan'ın kontrolünü ele geçirebilir, Türkiye'ye ailesel göç artabilir'
ABD’nin 20 yıllık işgalin ardından Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın ülke genelinde kontrolünü artırması ülkedeki istikrarsızlık ortamına yeni bir boyut kazandırdı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, ilerleme kaydedilmediği takdirde Taliban’ın gelecekte yönetimi silah yoluyla ele geçirebileceğine işaret ettiği Afganistan’dan bölge ülkelerine yeni bir göç dalgası başlaması olası bir senaryo.

‘6 ay ile 1 yıl arasında Taliban ülke genelinde etkili olabilir’
Afganistan’daki gelişmeleri Sputnik’e değerlendiren Ortadoğu, Avrasya ve Asya-Pasifik Platformu (ODAP) Direktörü Ali Semin, Taliban’ın ülkeyi tamamen kontrolü etmesi ihtimaline işaret ediyor: “Taliban ülkenin yüzde 85’ini kontrol ediyor. Taliban son zamanlarda Pakistan, Türkmenistan, Tacikistan, İran gibi önemli sınır kapılarını kontrol etmesinden dolayı önemli güç kazandı. Ortaya atılan bazı senaryolara göre ABD’nin çekilmesinden sonra 6 ayla bir yıl arasında Taliban’ın tüm ülkeyi kontrol etmesi öngörülüyor.”

Türkiye’nin Afganistan’daki rolü ne olur?
Bu çerçevede Türkiye’nin Afganistan’daki bu süreçteki rolünün ne olacağı önemli bir soru işareti olarak masada duruyor. Semin’e göre, ABD’nin Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin sağlanması konusunda rol oynayacağı yönünde açıklamalarına rağmen ortada Ankara’nın bunu taahhüt ettiği kesin bir anlaşma yok.

Semin “Bu konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasında NATO zirvesi kapsamında yapılan görüşmede ortaya çıkan bir konudur. Türkiye tam olarak anlaşmış değil. ABD ile Türkiye arasından Uluslararası Havalananın korunmasına ilişkin net bir anlaşma yapılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şartlarını sıraladı. Lojistik, diplomatik ve oradaki gelişmelerle ilgili maddi anlamda da Türkiye’ye destek verilmesini istedi. ABD ile Türkiye arasında diplomatik ve askeri görüşmeler olacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamalarda ‘havaalanının güvenliğine değil işletmesini vurgu yapması bence önemli” değerlendirmesinde bulundu.

‘Türkiye’nin önünde iki alternatif bulunuyor’
Türkiye’nin Afganistan’da bazı çekincelerinin de olduğunu aktaran Semin, olası 2 senaryoya işaret ediyor: “İlki; Türkiye’nin havaalanının güvenliği konusundaki üç şartının, ABD tarafından kabul görmesi. İkincisi de; Taliban ile görüşülmesi ya da müzakere kanallarının açılması. Taliban’ın temsilcilerinden gelen açıklamalarda ‘Türkiye ile görüşme olduğu’ söyleniyor. Kısa bir süre önce Türkiye Afganistan yönetimi ile Taliban arasında konsensüs sağlamak için adımlar atmıştı.”

Türkiye, yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalır mı?
Peki, bu olası senaryolar, halihazırda sayıları yüzbinlerce olan Afganlar ile milyonlarca Suriyeliyi ağırlayan Türkiye’yi yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya bırakır mı? Böyle bir dalga gelirse bunun sonuçları ne olur? Afganların tercih ettikleri ülkeler arasında bulunan ve halihazırda yüzbinlerce Afgan dahil milyonlarca geçici koruma altında bulunan ve sığınmacıyı ağırlayan Türkiye’de ne gibi sorunlar mevcut? BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile birlikte Ankara’da Yaşayan Afgan Sığınmacıların Temel Haklara Erişiminin Desteklenmesi Projesi’ni yürüten, Dünya Evimiz Derneği Koordinatörü Burçak Sel, Sputnik’in bu sorularını yanıtladı.

‘Türkiye’de yaşayan Afganların yüzde 70’i kayıtlı değil’
Afgan sığınmacıların kayıtsız olduğuna dikkat çeken Sel şunları söyledi: “Biz Türkiye’de şu anda 1 milyona yakın Afgan sığınmacı olduğunu ön görüyoruz. Bu rakam elbette resmi olmayan kayıtlara göre. Afgan konusuyla ilgili en büyük problem, bu insanların yüzde 65- 70 oranında kayıtlı olmaması. Bu nedenle pek çoğu temel hak ve hizmetlere erişemiyor. Sağlık hakkı eğitim hakkı bir yerde ikamet haklarından yararlanamıyorlar. Bu konuyla ilgili Göç İdaresinin de belirli bir politikasının olmadığını görüyoruz. Bazen bir Afgan giriş yapar yapmaz kayıt altına alınabildiği gibi senelerce kayıt altına alınmayan Afganların olduğunu da biliyoruz.”

‘Çoğunluk çalışmaya gelen erkekler’
Türkiye’ye gelen Afganların çoğunluğunun erkek olduğuna dikkat çeken Sel “Afgan sığınmacıların çoğu kayıtsızlığı kendisine kader seçiyor. Türkiye’deki Afganların çoğunluğunu çalışma çağındaki, eli iş tutan bekar Afgan erkekler oluşturuyor. Bunlar kırsalda çobanlık yapıp tarım işiyle uğraşıyorlar. Ya da şehirde inşaat işlerinde çalışıyorlar. Şöyle bir gerçeklik var, ülkelerinde ne kadar kötü durumda bir yaşantı var ise burada bu hali kabulleniyorlar” dedi.

‘3-4 kişinin yaşayabileceği bir evde 20 kişi yaşamak zorunda kalabiliyorlar’
Afganların Türkiye’deki yaşam koşulları hakkında da bilgi veren Sel “Afganların kayıtsızlık durumu, onların yaşam biçimin bir nebzede olsa düzelmesine engel. Yaşam koşulları çok kötü. Şehir merkezlerinde 3-4 kişinin yaşayacağı bir evde, 20 erkek yaşamak zorunda kalabiliyor” tespitini paylaştı.

‘Çocuklar okula gidemiyor’
Sel “Aile olarak gelenlerde de yine ciddi bir kayıtsızlık söz konusu. Okul çağında çocuk çok fazla. Bu çocukların okula erişimlerinde ciddi problemler yaşanıyor kayıtları olmadıkları için. Bizler bu çocuklarla ilgili tedbir kararları aldırarak, bu ailelerinde kayıt altına alınmasını sağladık. Ama bu bir yere kadar. Bir yerden sonra mahkemelerden bu kararları da aldırmakta zorlanmaya başladık” değerlendirmesini yaptı.

‘Sayı artıyor ama henüz kitlesel göç gözlemlemedik’
Türkiye’ye gelen Afganların sayısının her geçen gün artığına dikkat çeken Sel “Bizim çalışma alanımızda bu insanların işverenlere sevkiyatını yapan, bir alamda insan taciri diyebileceğimiz kişilerden aldığımız bilgi; şu anda bir artışın olduğu yönünde. Şu anda Ankara’nın Gölbaşı bölgesinde bir artışın olduğu ifade ediliyor. Ankara içinde de Afgan popülasyonda bir artış olduğu söyleniyor. Ama biz sahada bunu birebir olarak tespit etmedik. Kitlesel bir göç gözlemlemedik” dedi.

‘Ailesel göç artabilir’
Afganistan’daki gelişmeler sonrasında bireysel göçler yerine ailesel göç beklediklerini ifade eden dernek yetkilisi ”Şu anda ailesel olarak göçlerde bir artış yok ama Afganistan’daki gelişmelerden sonra bekliyoruz. Taliban’ın ülke içindeki kadın ve çocuklara yönelik artırdığı baskıların bir sonucu olarak özellikle aile ve kadın göçünü bekliyoruz. BM temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerden aldığımız bilgilere göre Afganistan’da böyle bir hazırlık var” ifadelerini kullandı.

‘Beyin göçünü tetikleyebilir’
ODAP Başkanı Semin ise, meselenin “beyin göçü” boyutu olabileceğine dikkat çekiyor. Semin “Afganistan’da Taliban’ın ilerlemesiyle birlikte yaşanan göç bir beyin göçüdür. Bu Afganistan için çok tehlikelidir. Afganistan’da şu anda doktor olan, memur olan, eğitimci olan, mühendis olan, akademisyen olan kişiler göç etmek zorunda kalıyor. Taliban burayı kontrol ederse diye bir endişe var. Afganistan Taliban’ın kontrolüne geçerse bizi iş birlikçi olarak niteler bizi hapse atar işkence yapar, idam eder endişesi yaşanıyor” yorumu yapıyor.
Yorum Yazın