TİC Holding Header
  • USD 32.383
  • EUR 35.088
  • Altın 2324.096
  • BIST 100 9129.19
  • Dünya

Korona sürecinde Rusya kaynaklı dezenformasyon iddiası

Gizli servis raporları ve bir akademik çalışma, Rusya'nın koronavirüs salgını hakkında ürettiği yalan haberlerle bilinçli bir şekilde Batı demokrasisini istikrarsızlaştırmaya çalıştığını ortaya koydu.
Korona sürecinde Rusya kaynaklı dezenformasyon iddiası
DW Türkçe'de yer alan habere göre, Koronavirüsle ilgili yalan haberler dünyasına hoş geldiniz: "Koronavirüs, NATO'nun Rusya'yı bitirmek için doğrudan uyguladığı bir biyoterörizm faaliyetidir, İtalya'da daha fazla yayılmasının önüne geçebilmek ancak Rusya'nın yardımıyla mümkün olmuştur, Rusların koronavirüse karşı aşısı çoktan hazır, bu salgına karşı elleri yıkamak hiçbir işe yaramaz, Covid-19 tamamen normal bir grip dalgası. Tüm bunların arkasında Bill Gates'in dünya hükümdarlığını ele geçirme planları var", sanal dünyada yayılan yalan haberlerden bazıları.

İnsanlığın koronavirüs korkusuna kapıldığı bir dönemde bambaşka bir salgın aldı başını yürüdü: "Enfodemi". Yeni tip koronavirüs Sars-Cov-2'nin keşfinden bu yana komplo teorileri, yalan haberler ve iddialar topraktan, fışkıran mantarlar gibi çoğalıyor. Virüsün kendi gibi "Enfodemi" de insanlar için son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Gelinen noktada, bu yalan ve kısmen doğru salgınının boyutuyla bunun arkasındaki kişiler daha net bir biçimde su yüzüne çıkıyor.

"Hedef Avrupa Birliği'ni zayıflatmak"

Virüsün yayılmaya başlamasından bu yana, dijital platformlarda konuyu doğru yorumlama ve etkili olma mücadelesi giderek yoğunlaşıyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Dış İlişkiler Yüksek Temsilciliği Sözcüsü Peter Stano'ya göre pandemi dezenformasyon için kusursuz bir zemin sağlıyor. Konu hakkında DW'ye görüşlerini aktaran Stano, bu dezenformasyonla ilgili olarak "Hedef, AB'nin prestijini düşürmek ve zayıflatmak" diyor.

AB Dış İlişkiler sözcülüğünün yanı sıra dezenformasyon ve hibrit tehlikeler ile mücadele görevini de üstlenen Stano'nun ekibi, koronavirüsün Avrupa'da ilk göründüğü günden bu yana konuyla alakalı 600'den fazla dezenformasyonu, ki bunlar sadece Avrupa ile ilgili olanlar, EUvsDisinfo ismi verilen veri bankasına kaydetti.

Dijital dezenformasyonun çok farklı yöntemleri var. Ülkelerin sağlık sistemlerine karşı güvensizlik tohumları ekiliyor, siyasi karar vericiler güçsüz, demokratik kurumlar beceriksiz ve Avrupa ülkelerinin birbirleri ile arası bozuk gösterilmeye çalışılıyor. Bazen verilen demeçler ve gerçekler anlamından koparılarak bambaşka bir anlam katılıyor, bazen de gayet ahlaksız ve arsız bir şekilde yalan söyleniyor. Her iki yöntem kuşku uyandırmaya ve hatta insan hayatını tehlikeye atmaya yatkın.

Yalan haberlerin yüksek erişilebilirliği

5G teknolojisinin Covid-19 virüsünü yaydığı gibi yalan haberler nedeniyle Belçika, İngiltere ve Hollanda'da baz istasyonlarına saldırılar yaşandığını belirten Peter Stano, el yıkamak ve mesafeli durmak çok önemli hijyen kurallarının sorgulanmasının "ölümcül bir mesaja dönüşebileceğini" vurguladı.

Balkanların bu açıdan mağdur bir bölge olduğunu kaydeden Stano, "Rus propagandasının aktörleri burada bir güvensizlik iklimi yaratarak AB'ye üzelik planlarını engellemeye çalışıyor" dedi. Ellerinde bu propagandaların etkili olduğuna dair bir kanıt bulunmadığını ifade eden Stano ancak bu yönde bazı emarelerin kendilerine ulaştığını bildirdi.

Oxford Üniversitesi'nde konuyla ilgili yapılan bir araştırma ise Rus devlet kanalları ile medyasının bu alandaki öncü rolünü gözler önüne seriyor. Araştırma, bu yayınlar üzerinden Fransızca, Almanca ve İspanyolca verilen koronavirüs haberlerinin, söz konusu dillerin konuşulduğu ülkelerde yayın yapan Le Monde, Der Spiegel ve El Pais gibi önde gelen haber portallarının benzer içeriklerinden daha çok ilgi gördüğünü ortaya koyuyor.

Söz konusu araştırma kapsamında, arkadaşları ile birlikte, üç dilde 35 bin 856 makaleyi mercek altına alan ve araştırma ile ilgili raporu hazırlayan kişilerden biri olan Christian Schwieter bu durumu şu sözlerle açıklıyor: "Russia Today (RT) gibi medya kurumları, ortalığı karıştıran konular ve sosyal protestolar hakkında çok haber yapıyor. Bu haberlerin duygusal bir biçimde veriliyor olması da insanların sosyal medyadaki tepkisini provoke ediyor."

Türk kamu yayıncılığına eleştiri

Oxford Üniversitesi'nin araştırmacılarına göre Rus devlet medyası yayınlarında koronavirüs karşıtı protestolarla ilgili haberlere ve komplo teorilerine geniş yer ayırıyor. Türkiye ve Çin devlet medya organları ise haberlerinde, pandemiyle ilgili kendi hükümetlerinin onlara göre örnek olabilecek başarılarını aktarıyor. Araştırma ekibine göre, İran devlet televizyonu IRIB‘in İspanyolca kanalı Hispan TV de pandemiyi, Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) karşı bir algı yaratmak için kullanıyor.

Bunların yanında arkasında kimin olduğunun tam olarak bilinmediği kaynaklardan yapılan haberler de var. InfoRos, InfoBrics.org ya da OneWorld.Press gibi, ABD hükümetine göre Rus askeri gizli servisi (GRU) tarafından yönlendirilen haber siteleri de koronavirüs salgını hakkında yalan haberler yapıyor. New York Times ve haber ajansı AP‘nin, ABD gizli servisi çevrelerine dayandırılan haberlerinde, bu sitelerden yayılan gerçek dışı bilgilerin, GRU ile ilişki halinde olan iki kişiden çıktığının tespit edildiği öne sürülmüştü. Amerikan medyası, yapılan bu yalan haberlerin önümüzdeki Kasım ayında yapılacak olan ABD başkanlık seçimleri öncesinde karışıklık yaratma amacı taşıdığını ve benzer Rus propaganda taktiklerinin 2016 yılındaki seçim kampanyaları sırasında da uygulandığını öne sürüyor.

ABD ve Rus medyasından karşılıklı suçlamalar

Rusya'da ise bu tür haberler pek umursanmıyor. Rusya'nın kamusal yayın organlarından Vesti.ru, New York Times'ın haberi ile ilgili değerlendirmesinde "NYT'den bir porsiyon yalan haber daha" başlığını kullandı. Haber portalı InfoRos'un baş editörü Andrey İlyaşenko, yaptıkları yayınların Amerikan medyası tarafından, ABD başkanlık seçimleri ile ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu ifade ederek New York Times ve AP tarafından GRU ile ilişkili oldukları öne sürülen Denis Tyurin ve Aleksandr Starunski'nin, geçmişlerinde böyle bir ilişki içinde olduklarına dair hiçbir kanıt bulunmadığını dile getirdi. İlyaşenko, Amerikan medyasının bu tarz haberlerle dikkatleri Covid-19 salgınından farklı yerlere çekmeye çalıştığını savundu.

Rusya'da bağımsız olarak bilinen uzmanlar da Rus medyasının yalan haber ürettiğine dair iddialara temkinli yaklaşıyor. Konu hakkında DW'ye açıklamalarda bulunan Moskova Lomonossov Üniversitesi, Yeni Medyalar Ev İletişim Teorileri Bölüm Başkanı İvan Sassurski, Rus askerlerin koronavirüsle ilgili dezenformasyon kampanyalarına katıldığına inanmadığını belirtiyor. New York Times ile AP'nin ilgili haberlerini ABD gizli servisi kaynaklarına dayandırmış olmasının, bu kaynakların güvenilir olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Sassurski, "Olan biten her konu, 'Moskova'nın parmağı var' denilerek açıklanamaz" ifadesini kullandı. ABD başkanlık seçimleri ile alakalı olarak sık sık Rusya'nın etkisinden söz edildiğini dile getiren akademisyen, bu yapılırken doğrulanmış bilgilerden çok nadir faydalanıldığını kaydetti. Ivan Sassurski, ABD'deki seçim kampanyasının kendi içinde "çok fazla yalan haber barındıracağını" düşündüğünü belirtti.

İntikam tutkusu

Günümüzdeki Rus propagandası, eski Sovyet propaganda yöntemlerinden birçok konuda ayrılıyor. Rus medya analisti Andrey Arhangelski de bugünün propagandasının, komünizmle ilerlemeye yönelik bir inançtan çok dezenformasyon kampanyaları ile problemlerin akılcı çözümlerinin etkisizleştirilmesi temeli üzerine kurulduğunu ifade ediyor. "Burada amaç sadece demokrasileri itibarsızlaştırmak değil. Kremlin aynı zamanda Sovyet projesinin başarısız olmasından sorumlu tuttuğu demokrasilerden intikam almak istiyor" diyen Arhangelski, bu dürtü göz önünde bulundurulduğunda yalan haberlerle ilgili pek çok şeyin anlaşılacağını belirtiyor.

AB Komisyonu Dış İlişkiler Yüksek Temsilciliği Sözcüsü Peter Stano'ya göre ise zihinlerdeki bu savaş ancak toplumsal bir gayret ile kazanılabilir. "Sivil topluma bu konuda görev düşüyor. Hepimiz daha çok şey yapmak zorundayız" diyen Stano, "Dezenformasyonun yayılmasının önüne geçmenin bir yolu da, halkın medya bilincini yükseltmek ve internette karşılaştıkları kaynakları sorgulamalarını sağlamaktan geçiyor" ifadesini kullanıyor.
Yorum Yazın