Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, 24 Kasım’da Türk hava sahasını işgal eden Rus uçağının, Türk savaş uçakları tarafından düşürülmesinin temelinde, iki imparatorluk arasında asırlardır süregelen mücadelenin genetik yansımalarının yatmakta olduğunu ifade ederek, Başka bir değişle bu Sultanlık ile Çarlığın’ tarihi mücadelesinin küçük bir parçasıdır. dedi.

Sultan ile Çarın tarihi mücadelesi

İHA - Bugün Rusya üzerinden tartışmalı bölgeler olan Ukrayna, Kırım, Osetya Sovyetlerin hakimiyetinden çok önce Türkler tarafından kontrol edildiğini ifade eden Dr. Savaş Eğilmez, “Diğer tarafdan bir kaç yıl önce Kırım’ı kontolü altına alan Ruslar, bu bölgeyi 1774 yılında Türklerle imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan 9 yıl sonra ele geçirmişlerdi.

Türklerle Ruslar altı yıl savaştıktan sonra Türk donanması Ruslar tarafından imha edilmiş, Türkler yenilgiyi kabul etmek zorunda kalmıştır. İki taraf Balya Boğazı yakınlarında Küçük Kaynarca kasabasında Türkler aleyhine çok ağır ve tarihin seyrini bütnüyle değişterecek bir antlaşmaya imza atmışlardır. 1766-1774 savaşı Türklerle Ruslar arasında son çatışma olmamış aksine bu iki kavim iki yüzyıl boyunca tekrar tekrar ve yeniden birbirleriyle savaşmışlardır.

İki imparatorluk defalarca karşı karşıya gelmiştir. Türk tarihinin ekonomik ve askeri açıdan en zor dönemlerine rastlayan bu çatışmalarda, Ruslar yavaş yavaş Türk topraklarında ilerlemiş lakin Türk devleti dört koldan saldırı altındayken bile Ruslar, Türklerin kalbi Anadolu’daki emellerinden hiçbirini gerçekleştirememiştir.” diye konuştu.

24 Kasım’da Türk hava sahasını işgal eden Rus uçağının, Türk savaş uçakları tarafından düşürülmesinin temelinde, iki imparatorluk arasında asırlardır süregelen mücadelenin genetik yansımalarının yatmakta olduğunu kaydeden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, “Başka bir değişle bu “Sultanlık” ile “Çarlığın” tarihi mücadelesinin küçük bir parçasıdır.

Rusya çok iyi biliyor ki Türklerin çok büyük bir kalbi ve en az onun kadar cüsseli ve güçlü bir ruhu vardır. Ruslar son hamlelerin sonucunda, tarihinden ve impratorluk alışkanlığından beslenen Türklerin kalbi ve ruhunun, eski tanıdık Çarlığın kendini taciz etmesine ve snırlandırmasına izin vermeyeceğini hatırlamış oldu.

Uçağın düşürülmesi ile ortaya çıkan kaotik durum, aslında ne II. Dünya Savaşı sonrası NATO ile Rusya arasındaki mücadelenin bir ürünü ne de Suriye’deki kaosun bir yansımasıdır. Bu olay, iki imparatorluğun tarihi mücadelesinin kendisini yeniden sınaması ve hatırlatmasıdır. Kendini aydın diye tanıtan bir grubun bir hayli endişelendikten sonra dillendirdiği gibi enerji sıkıntısı ve iharacat rakamlarından korkup, haklı tepkilerimizi hayata geçirmessek, ileride daha büyük dertlerle başbaşa kalırız.

Şundan emin olalım ki bu milletin imparatorluk mirası, hiçbir gücün hele hele bir çarın kendisini taciz etmesine, küçük düşürmesine ve sınırlandırmasına izin vermeyecektir.” şeklinde konuştu.
OGÜNhaber