Gençler olarak uyanmamız gerekiyor!

Zaman zaman siyasi geçmişimizle ilgili araştırmalar yapmayı çok severim. Tarih de özellikle Cumhuriyet’in kuruluşu ve sonrası ile ilgili yazılar, makaleler okumak, belgeseller seyretmek çok hoşuma gider. Ama bu araştırmalar, beni bazen üzücü sonuçlara da sevk edebiliyor.

Her ne kadar içerisinde tasvip etmediğimiz olaylar olsa da, eskiden gençler daha aktif olarak bu hayatın içerisinde yer alıyormuş. Ülkemiz için, inandıkları değerler için çalışmalar yapanlar, daha çabuk meslek hayatına atılarak iş hayatının zorluğu altında erken olgunlaşan bir gençlik kuşağı yaşamış bu ülkede. Ellerinde bizim şuan sahip olduğumuz çok basit imkanlar bile yokken bizden daha çok şey yapma gayesi içerisinde olmuşlar. İnternete erişimleri yokken araştırmalar yapan, kitaplar yazan, kendi kuşaklarından şairler, yazarlar çıkaran bir gençlik kuşağı varmış. Dönüp şuana baktığımda ise; amacını, gayesini çözemediğim bir gençliğin içerisinde olduğumuzu görüyorum. Sosyal medya mı bizi tembelleştiriyor, yoksa internet mi bilemiyorum.

Gençler olarak hepimiz büyük hedefler, büyük hayaller kuruyoruz. Hepimiz, şuan yaşadığımız hayattan daha iyi, daha lüks bir hayat yaşamayı hedefliyoruz. Vehbi Koç’un, Sakıp Sabancı’nın hayatlarını imrenerek okuyor, belki de onlar gibi bir yaşam sürmek istiyoruz. Hayal kurmak, hedefler koymak çok önemlidir. Ama bu hedeflere onların peşinden koşmadan ulaşamayız. Bu, bir fabrikada ayda 500 ürün üretirken, 5000 ürün hedef koymayı ama buna uygun eleman almayıp, buna uygun olarak çalışma düzeni oluşturmamaya benzer. Hayallerimize, hedeflerimize ulaşmak istiyorsak kendimizi geliştirmeli, dersimize veya işimize yeterince vakit ayırmalı, kendimize bir disiplin oluşturmalıyız. Ama maalesef ki bir boş vermişlik durumu içerisindeyiz. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bütün inancını gençliğe bağlamışken, biz gücümüzün farkında olmadan yaşayıp gidiyoruz.

Gençlerle ilgili birçok alanda çalışmalar yapılıyor. Üniversitelerde öğrenci kulüpleri kuruluyor, kariyer merkezleri açılıyor, bazı üniversiteler sektör buluşması yapıyor… Ama buraları çok az bir genç kitlesi amacına uygun kullanıyor. Bizim için açılan öğrenci kulüplerinin bize ne katmayı amaçladığı ile ilgili bilgi sahibi miyiz? Kariyer merkezlerinden nasıl faydalanabileceğimizi biliyor muyuz? Hayatımızın çoğu sosyal medyada geçiyor. Ben kimseye “Sosyal medya kullanmayın, eğlenmeyin” demiyorum. Ben sadece her şeyi ölçülü yapma derdindeyim. Sosyal medyada günde 3-5 saat geçirerek yaşamımızdan çalmayalım. Bir amacımız, bir hedefimiz olsun. Bir sürü gönüllü çalışma yapan kuruluşlar var. Bu kuruluşlar bize deneyim kazandırıyor, özgeçmişimizde bir artı kazandırıyor. Genciz, eğlenelim. Ama hayatı eğlenmekten ibaret görmeyelim. Bir öğrenci topluluğunda yer alıyorsak o topluluktan yüksek oranda fayda sağlamaya çalışalım, iş dünyasını araştıralım, bilgisayarda birkaç program öğrenelim… İnanın, bunları yapmak için servet harcamanıza gerek yok. Ücretsiz ama kaliteli eğitimler veren siteler var. Özellikle şuan ki sosyal izolasyon sürecinde birçok eğitim sitesi eğitimlerini ücretsiz yayınlamaya başladı. Buralardan faydalanarak kendimizi geliştirebiliriz.

Bunları yazmamdaki amacım gençleri suçlamak değil. Netice itibari ile ben de bir gencim. Ama yanlış giden bir şeyler var. Ben bundan rahatsızım. Hayatı makaraya alan kişilerle dolu arkadaş çevremiz. Koskoca profesörden ders alıyoruz ama ondan bilgi olarak faydalanmak yerine onun fiziksel durumu ile dalga geçiyoruz. Bilmediğimiz, araştırmadığımız konularda cesaretle yorum yapıyor, küçük düşüyoruz. Bunlar bir genç olarak bize yakışmıyor. Sizce de sosyal medya uykusundan uyanmanın, hayata yönelik adımlar atmanın, sorumluluklar alıp, olgunlaşmanın zamanı gelmedi mi? Dilerim bizi bekleyen süreç; geliştiğimiz, sorumluluk aldığımız ama bunun yanı sıra doyasıya eğlendiğimiz bir süreç olur.

Hepinize sağlıklı günler diler, saygılar sunarım.

OGÜNhaber