Okullarda yüz yüze eğitime ara verildi, üniversiteler bahar dönemi eğitimleri için online eğitime geçti, camiler kapatıldı, birçok özel şirket ve kamu kurumu çok da alışık olmadığımız bir sistem olan home office denilen evden çalışma usulüne geçti, tüm Türkiye evde kalmaya davet edildi.
Malumunuz bir salgınla başımız belada. Dünya’da 924.886 kişinin yakalandığı, 46.375 kişinin ise yaşamını yitirdiği bir pandemi ile karşı karşıyayız. Dünya ülkeleri olarak olağanüstü bir zamandan geçiyoruz. Hastalığa yakalanmamak için özel hayatımızda sevdiklerimizden uzak kalıyor, iş hayatımızda hiç alışkın olmadığımız sistemler deniyoruz. Eğitim hayatımız ise teknolojinin nimetlerinden faydalanarak devam ettirilmeye çalışılıyor. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ve Covid-19 Bilim Kurulu’nun önerisi üzerine halkımız evlerde kalmaya davet edildi. Amaç; virüsün daha fazla kişiye ulaşmasını engellemek ve buna bağlı olarak meydana gelebilecek can kayıplarını önlemekti. Bazılarımız bu uyarılara harfiyen uyarken, bazılarımız "Bana bir şey olmaz" edasıyla sosyal yaşamına devam etti, ediyor.
Sosyal yaşam, hepimizin hayatında önemli bir yere sahip. Özellikle gençler olarak biz gezmeyi, eğlenmeyi, arkadaşlarımızda bir oturup bir kahve içmeyi çok seviyoruz. Ben de 15 gün öncesine kadar hafta sonları hiçbir zaman evde bulamayacağınız bir arkadaşınızdım. Ama bu işin şakası yok! Kendimizi düşünmüyorsak; ailemizi, sevdiklerimizi düşünmek zorundayız. Sağlık Bakanı’nın açıklamalarını dinliyoruz. Bir kişinin otuz kişiye bulaştırabildiği bir hastalıktan bahsediyoruz. "Evde Kal" çağrılarına uymak bizim ve sevdiklerimizin sağlığı için hayati öneme sahip.
Evde kalırken sıkılıyoruz. Ama aslında yapacağımız birçok aktivite var. Mesela; günün hengamesi içerisinde bir türlü oturup sohbet etmeye vakit bulamadığımız ailemizle sohbet edip, uzun zamandır okumak isteyip de okuyamadığımız kitapları okuyabiliriz. Hep özlemini çektiğimiz rahat kıyafetleri giyip film izleyebilir, merak ettiğimiz konularda araştırmalar yapabiliriz. İş planlarımızı, gelecek planlarımızı, hedeflerimizi, görevlerimizi gözden geçirip; bunlara ulaşmak için atmamız gereken adımları daha somut bir şekilde düzenleyebiliriz.
Birçok kişinin spor yapma bahanesi ile dışarı çıktığını görüyoruz. Spor, yalnızca dışarıda veya spor salonunda yapılan bir aktivite değildir. Pekâlâ evde de yapılabilir. Bu dönemde profesyonel sporcular bile evde çalışmalar yapıyor. Örneğin; müdavimi olduğum ÜNSPED Spor ve Kültür Kulübü sporcuları, evlerinden çıkmayarak antrenörlerin kendileri için hazırladığı program ile çalışmalarına devam edebilmektedir. Bizler de sadece sağlıklı yaşam için yaptığımız sporu internette birçok kaynaktan edindiğimiz bilgilerle evimizden çıkmadan devam ettirebiliriz.
Kültürel ihtiyaçlarımızı karşılamak içinse virüs nedeni ile ücretsiz kullanıma açılan platformları kullanarak Dünya’nın birçok yerindeki müzeleri internet üzerinden sanal turla ücretsiz gezebilir, birçok kitabı yine ücretsiz okuyabiliriz. Duyarlı sanatçılarımız bazen "Evde Kal" çağrısı için sosyal medya hesapları üzerinden konser vermektedir. Bunları da takip edip ücretsiz bir konser dinleyebilirsiniz.
Yazımı sonlandırırken; biz evde kalıyoruz diye şikayet ederken bizim sağlığımızı düşünerek günlerdir evlerine gidemeyen sağlık personellerimize, 65 yaş ve üzeri büyüklerimiz için alınan tedbirlerden dolayı onların ihtiyaçlarına koşan kamu görevlilerine ve genç arkadaşlarıma, biz evlerimizde güvendeyken ihtiyaçlarımızı karşılamak için çalışmalarına devam eden lojistik sektöründeki tüm kamyon şoförlerimize ve uyarıları dikkate alarak evlerinde sabırla bekleyen herkese çok teşekkür ederim.
Evinizde kalın, sağlıkla kalın…