Eğitimsizliğin engeline karşı bilimsel bir kalkınma: Farkındalık Eğitimi Bilim Kurulu

Bu hafta 10 – 16 Mayıs Engelliler Haftası…

Engelliler konusu, toplumun maalesef ki riyakâr davrandığı konuların başında gelir. Bu kanıya nasıl vardığımı sorarsanız; toplumu daha dikkatli gözlemlemenizi tavsiye ederim. Toplumda bulunan bireylerin oldukça ciddi bir çoğunluğu işine geldiği yerde "engelli" deyip ötekileştirirken, işine gelmediği yerde "engelli" olarak adlandırdığı bireyin engelini görmezden gelebiliyor! Örneğin; bir işe alım yaparken, bir görevde yükseltme yaparken, bir eş seçerken "engelli" diyerek elediği, kimi zaman yok saydığı bireyi; toplu taşımada yer vermek mevzu bahis olduğu zaman "engelli" olarak görmemektedir. Bunun gibi pek çok örnek sıralanabilir. Lâkin bu yazımda sorun değil, çözüm konuşmak istiyorum…

Bu yazıyı yazarken ulaşabildiğim en derli-toplu veri; T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı ve Nisan 2023 dönemine ait olan Engelli ve Yaşlı İstatistik Bültenidir. Bültende verilen verilerde en kapsamlı araştırma TÜİK'in 2011 yılında yaptığı Nüfus ve Konut Araştırması. Bu araştırmaya göre; 3 yaş ve üzeri bireylerde en az bir engele sahip olan 4.876.000 kişi var.  Aradan geçen 13 yılda engelli doğanlar ve sonradan engele sahip olanlarla en az ikiye katlandığını düşünürsek; bu sayı 9.752.000 yapar. Düz olarak 10 milyon vatandaşımızın engelli olduğunu söyleyebiliriz. Yani bir üst paragrafta yazdığım durumları 10 milyon vatandaşımız yaşıyor. Hepsinin temelinde ise tek bir sebep yatıyor; eğitimsizlik!

Fakat öncelikle şunu söyleyeyim ki; bu tarz konular doğrudan eğitim yolu ile olmuyor. Yani vatandaşları salonlara dolduralım; "konferanslar verelim", "seminerler yapalım" ile olmuyor. Dolaylı yoldan öğretmeyi denemeliyiz. Misal; halkın severek izlediği dizi ve filmlerde sosyal mesaj olarak işlenmeli engellilerin de bu toplumun bir paydaşı olduğu, çalışabileceği, üretebileceği… Veyahut da farklı metotlar belirlemeliyiz. Buradan şu noktaya varacağım: Bir "Farkındalık Eğitimi Bilim Kurulu" kurulmalı ve bilimsel yollarla halka engelli farkındalığı aşılanmalı. İsim değişebilir, bir önemi yok. Burada asıl ehemmiyet verilmesi gereken nokta; bilimsel yollarla,

1. Toplumun engelliler konusunda bilinçlendirilmesi,
2. Engellilere yönelik toplumsal önyargının kırılması,
3. Engellilerin nitelikli işgücü haline getirilmesidir.

Bu hedeflere ulaşmayı sağlamak amacı ile kurulmasını önerdiğim Farkındalık Eğitimi Bilim Kurulu'nda;
1. Üniversitelerin eğitim ve iletişim fakültelerinden temsilciler,
2. İlgili kamu kurum/kuruluşlarından temsilciler,
3. Engellilik alanında çalışma yapan ve bu alandaki çalışmaları ile saygınlık kazanmış sivil toplum kuruluşları,
4. Spor, sanat, bilim ve diğer konulardaki başarıları ile toplumda saygınlık ve takdir kazanmış engelli bireyler olmalı ve bu kurul bir eylem planı hazırlayarak ilgili diğer kurumları da harekete geçirme yetkisine sahip olmalıdır.

Evet, devletimiz bu alanda çok büyük adımlar atmış ve birçok yasal düzenleme yapmıştır. Fakat halkın bu konuda bilinç düzeyi yeterli olmadığından çıkarılan kanunlar sosyal yaşamı ve insani ilişkileri düzenlemeye kabil olmamıştır…

Umarım insanların gözünde engelli – engelsiz eşitliğini sağlayabiliriz…


[1] Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, (2023). Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni (Nisan). Ankara. Erişim Tarihi: 13.05.2024 
OGÜNhaber