Yatırım: Niçin ve Nasıl?

Peki, bu yatırım denilen kavram nedir.?
Niçin bu kadar önemlidir.?
Ve yatırım yapabilmek için neler gereklidir?
Yatırım en genel tanımıyla; “üretimi artıran her türlü girişim”dir. 
Bu girişim;
Fiziksel bir tesisin genişletilmesi, 
Mevcut bir sürecin daha yenilikçi hale getirilmesi,
Veya tamamen yeni bir ürün üretilmesi, şekillerinde olabilmektedir. 

Yatırım bir ülkenin ekonomisi için niçin hayatidir?

Özellikle gelişmekte olan ülkelerin temel ihtiyacı, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve ivmeyi yakalayabilmektir. 

Bunun temel kaynağı ise “yatırım”dır. 
Özellikle “kırılgan ekonomilerde” büyümenin sürdürülebilmesinin yolu, yatırım yapmaktan geçmektedir.

Kırılgan ekonomi nasıldır.?
“Ekonomik balon” olarak da adlandırılan;  aşırı değerlenen bir varlığın fiyatının ani bir şekilde düşmesi veya döviz kurunun ani bir şekilde yükselmesi gibi hallerde, bir ülkenin ekonomik krizin eşiğine gelmesi söz konusu olabilmektedir. 

Son dönemlerde sıklıkla “yeterli yatırım yapılmıyor” veya “üretmiyoruz” gibi eleştiriler duyuyoruz. Aşağıda Merkez Bankası verilerine göre temel yatırım kalemlerinde 2018’in ikinci yarısında ciddi anlamda düşüş yaşandığı görülmektedir. 



Tabii ki eleştirmek doğal hakkımız… 

Ancak ihtiyacımız olanın eleştirmek yerine biraz da araştırmak olduğu kanısındayım. 

Amaç, bir problemin çözülmesi veya durumun iyileşmesi için küçük de olsa bir katkı yapmaksa;

İşe “Neden?” sorusunu sorarak başlamalıyız,

Problemin kaynaklarına inebilmeliyiz.

Bu yaklaşımdan hareketle yatırımlar konusunda sormamız gereken ilk soru şudur: 

Peki sağlıklı bir yatırım ortamında olması gerekenler nelerdir?

Harvard Üniversitesi iktisat profesörlerinden Hausmann’a göre yatırımın ilk şartı; “bir firmanın yatırım yapmayı tercih etmesi”dir.

Bu zaten bildiğimiz bir şey gibi dursa da, ünlü iktisatçı aslında, bahsedilen tercihi etkileyen faktörlerin incelenmesine vurgu yapmaktadır. 

Bir ülkedeki yatırımların yetersizliğinde aşağıdaki iki temel neden yatmaktadır;

Yatırım getirisinin düşük olması
Finansman maliyetinin yüksek olması
Yatırım getirisinin düşük olması, katlanılan maliyetin elde edilen geliri karşılamaması veya gelir ve maliyet arasındaki marjın yeterince cezbedici olmaması anlamına gelmektedir. 

Yatırımların getirisinin düşüklüğü temel olarak;
Know-how eksikliği, 
Yeni endüstrilerin ortaya çıkamaması, 
Coğrafik faktörler, 
Yetersiz veya kalitesiz işgücü ve altyapı, 
Ekonomik istikrarsızlık, 
Aşırı vergi,
Yetersiz mülkiyet hakları, 
Tamamlayıcı sektörlerin bulunmayışı 
gibi hususlardan etkilenmektedir. 

Yüksek finansman maliyeti ise;
Yeterince tasarruf edilememesi, 
Yurtdışı finans kaynaklarının eksikliği ve maliyetinin yüksek olması, 
Yurtiçi finans kaynaklarının yetersizliği ve faiz oranlarının yüksek olması vb. durumlardan kaynaklanmaktadır. 

Yatırımların eksikliği sorununu ülkemiz açısından ele alırsak; bir taraftan finansman maliyetleri artarken diğer taraftan da yatırımların getirisinin düştüğünü söyleyebiliriz. 

Dolayısıyla, özellikle son dönemlerde yaşanan ekonomik dalgalanma her iki bileşen açısından da bir geriye gidişe neden olmaktadır. 

Bu kritik aşamada sağlam bir büyüme politikası oluşturulması ve yukarıda sayılan her bir faktörün kendi içinde detaylıca değerlendirilmesini gerektirmektedir. 

Zira zaten iyi olduğumuz bir alana daha fazla kaynak ayırmaktansa elimizdeki sınırlı imkan ve kaynakları bizi kısıtlayan alanlara ayırmak en makul tercih olacaktır. 

Aynı zamanda iyi olduğumuz alanları da yatırım sürecinde daha etkin kullanmanın yollarını araştırmak gerekmektedir.

Ekonominin en güçlü silah haline geldiği, hızla gelişen ve büyüyen bir dünyada biz büyüyemiyorsak; küresel pazardaki payımızı kaybediyoruz ve dolayısıyla reel anlamda küçülüyoruz demektir. 

İşte bu nedenledir ki, yatırım yapmak ve yapanın önünü açmak için azami hassasiyet gösterilmelidir. 
OGÜNhaber