Bazılarına göre devlet içinde devlet, bazılarına göre de ota boya karışan derin devlet olarak nitelendiriliyor.
Geri sosyal toplumlarda ağalar, beyler, aşiret reisleri gibi feodal toplum yöneticileri tarafından güdüldüğü eğitimsiz halkın gücü elinde bulunduran bu kişilere itaat ettiği, ağa ve beylerin bu toplumları menfaatine göre yönlendirdiğini biliriz. Bu oluşumun insanları, baskı altında tutarak geliştirmeyen bir toplum olarak ve gelişimlerine herzaman onlarca basamak aşağılama toplumlar olarak kaldığını biliriz.
İnsanların bu tip toplumlarda kurtulması içinde eğitimli olmasi gerekir.
Bir süredir yaşadığımız olaylar, içinde olmamız gereken durumlara ters düşüyor. Bilindiği gibi cemaat, Fetullah Gülen mensuplarından oluşuyor ve aynı zamanda da paralel devlet oluşturuyorlar. Zira yıllardır Fethullah hoca'nın bir faraziyesi olan önce harbiye, sonra adliye ve mülkiye ele geçirilmelidir ama bu yavas yavaş tecelli etmelidir, acele yok der.
Yani polis medya yargı ele geçirerek mevcut iktidarın kendisini devam ettirebilirsiniz imkansız hale getirmiştir. Bu iktidarın yoluna devam edebilmesi içinde bu örgütü aşması lazımdır ki, cemaatin bulunduğu noktalar bu işleri zorlaştıracaktır. Ne zaman memleket lehine bir barış, bir iyilik çıksa her zaman en büyük engel olarak çıkmaktadır.
Fetullah Gülen; kendisini Türk Devleti'nin temel sahibi temsilcisi ve stratejiyeni olarak görüyor. Oysa ki, ilk başta belki bu iktidarla beraber yola çekilmişti ama ortaklıklarda ölene kadar devam edecektir diye bir kural asla yoktur. Fikir çatışmalarının başladığı yerde taraflar ayrılabilirler, fakat asla hele vatan millet menfaatleri konu olduğu yerde aksine hareket ve kötülükler vatan hainliğine girer. Kimsenin bu millete ve vatanımıza ihanet etmeye hakkı yoktur. Lütfen bizi bizimle bırakın. Dengemizi bulalım. Mutsuz olmayı hiç hak etmeyen bir milletiz ve bu milletin evlatlarıyız biz.
Bu hafta da gözlemlerim neticesinde duygularımı yazdım. Tekrar buluşana kadar Allah'ın tüm iyilikleri sizinle olsun.