Günümüzde bir çoğu unutulmuş olan Ramazan ayına mahsus güzel adetleri sizler için kaleme aldık.
Zimem Defteri
Osmanlı'da Ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları mahallelerin bakkal, manav vb. dükkânlarına girer, onlardan yani veresiye defterini çıkarmalarını isterlerdi. Zimem adı verilen bu defterlerden rastgele sayfalar seçerek bunların yekününü hesaplattırıp borçlarını sildirerek ordan ayrılırlardı.
Cerre Çıkmak
Cerre çıkmak da önemli Ramazan geleneklerinden birisiydi. Osmanlı Devleti'nde medreselerde yaz tatilleri 'Üç Aylar'da verilirdi. Bu tatillerde seçilmiş medrese talebeleri hem kendi bilgilerini pekiştirmek hem de dinî konularda halkı aydınlatmak için ülkenin farklı bölgelerine gönderilirlerdi. Bu gönderme olayına "cerre çıkmak" denirdi. Buralarda talebeler bir nevi staj yaparak hem kendilerini geliştirmiş olurlar hem de köylülerin hediyeleri ile geçimlerine katkıda bulunmuş olurlardı.
İftar Adetleri
Osmanlı'da Ramazan'da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırlamak için çırpınılırdı. Ramazan boyunca iftar vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. İftar sofralarında önce iftariyelik denen çerez, kuru yemiş, kuru meyvelerden oluşan bir ikram yaplırdı. İftar bu iftariyeliklerle açılır sonrasında ise asıl yemeklerden oluşan menüyle devam edilirdi.
Arife Çiçekleri
Osmanlı'dan gelen 'Arife Çiçeği' kavramı; bayramdan birkaç gün önce yapılan alışverişin ardından çocukların sabırsızlanarak giysilerini bayramdan bir gün önce, yani Arife günü, giyerek dolaşması olarak tanımlanırdı.
Sadaka Taşları
Sadaka taşları taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan ortası çukur, bir buçuk-iki metre yüksekliğinde taşlardı. Fakirler istemeye utandıkları ve, zenginler de riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alıp, geriye kalanını kendisi gibi bir başka fakire bırakırdı.
Osmanlıdan günümüze kadar gelen ve hala devam eden adetler de vardır.
Bunlardan en önemlisi vakıflar ve yardımlaşma kültürüdür. Osmanlı döneminde pek çok vakıf kurulmuş, bunlar ayrım yapmadan yoksullara hizmet vermiştir.
Günümüzde de bir çok vakıf, dernek ve yardımlaşma kurumu halen başta Türkiye olmak üzere dünyanın pek çok ülkesindeki yoksullara, ihtiyaç sahiplerine ulaşmakta ve yardımlarını iletmektedir.
Bu dernekler Ramazan ayında daha fazla aktif olmakla beraber aslında doğru olan bu faaliyetlerin Ramazan ayı dışında da aynı yoğunlukla devam etmesidir. Bu dernekler maddi durumu iyi olan vatandaşlarımızın destekleriyle ihtiyaç sahiplerine ulaşmaktadır.
Bizler de bu amaçla Osmanoğlu ailesi olarak ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmeyi amaçladığımız bir dernek kurduk. Osmanoğlu Yardımlaşma Derneği olarak unutulan adetleri yaşatmak, ihtiyaç sahiplerinin yanında olmak için bir yola çıktık.
Askıda ekmek adetini uygulamaya alarak, askıda pide adetini başlattık. Bu uygulamamız çok rağbet gördü.
Evet dostlarım, derneğimizin çalışmalarını bir başka yazımızda sizlerle paylaşacağız. Millet olarak bu güzel adetlerimizi devam ettirmek için üzerimize düşeni yapmalıyız, ihtiyaç sahiplerinin yanında olmalıyız.
Allah'a emanet olunuz!