Osmanlı borçlarını diline dolayanlar bunları neden görmez?..

SULTAN ABDÜLHAMİD HAN DÖNEMİ VE BANKALAR
Sultan Abdülhamid Han döneminde daha önce finansal işlemler için kurulmuş olan sandıklar işlevi yetersiz kaldığı için bir kurum haline getirilmiş ve banka olarak yapılandırılmıştır.

Menafi Sandıkları'nın ihtiyaca cevap vermediği, esasen idari yönden revizyon gerektiği ve kaynaklarının sınırlı olduğu gerçekleri, mevcut örgütlenmenin bir banka şeklinde organize edilmesi fikrini ortaya çıkarmış, II. Abdülhamid nezdinde de bu konu üzerinde ciddiyetle düşünülmüştür.

Sadrazam Kamil Paşa'nın Bakanlar Kurulu ve II. Abdülhamid Han'a sunduğu mazbatada Menafi Sandıkları'nın artık fonksiyonlarını yerine getirememeleri sebebiyle kaldırılarak bunların yerine Ziraat Bankası kurulması gerekliliği kaleme alınmıştır.

Söz konusu mazbatanın II. Abdülhamid Han'ın olur ve onayıyla yürürlüğe girmesiyle 15 Ağustos 1888'de Menafi Sandıkları'nın yerine işlevlerini üstlenecek modern finans kuruluşu olarak Ziraat Bankası resmen kurulmuş, o tarihte faaliyette bulunan Menafi Sandıkları da banka şubelerine dönüştürülerek faaliyete başlamıştır.

Osmanlıdan kalan;

1- ZİRAAT BANKASI
1888 de kurulan Ziraat bankası aktif büyüklük 800 milyar TL.
25.000 çalışan. Türkiye'de 400'e yakın ilçe ve beldede tek banka olarak hizmet veriyor, yurtdışında 18 ülkede bölgesel bir güç. Türkiyenin en büyük bankası.

2- VAKIFBANK
Osmanlı vakıfları ile kuruldu, aktif büyüklük: 638 milyar TL.
900 şube. 20.000’e yakın istihdam.

3- Ve:
Osmanlı’dan kalan hazine arazi sisteminden devletin aldığı "Ecr-i Misil" kirası yıllık 1 milyarın üzerinde.


Sorular:
1- Osmanlı borçlarını yazanlar bunları neden yazmaz? Üniversitelerde okutulan "Türkiye ekonomisi" kitaplarında bu bilgiler yok? Neden?..

2- Bilim ahlakı nerede?..

3- Bilgi gizlemek hangi cümlelerle ifade edilir?

4- Bu düpedüz yalan, karalama, yönlendirme, eksik bilgi yüklemesi değil mi? Bunlar cevap bekleyen sorular. Anlayan varsa izah etsin lütfen.


HÜLASA
Osmanlı borçları meselesine maalesef tarihçi ve mütefekkirlerimiz bu belgeler ışığında şimdiye kadar gereken akademik cevapları veremediler.

Sınıfta kalındı bir çok konuda olduğu gibi.

Eleysallahu bi ahkemil hakimin.
Vemekeru vemekerallah vallahu Hayrul makirin.

Bilgi gizlemek düpedüz bir hırsızlıktır.

"Kendisine sorulan sorunun cevabını gizleyenin kıyamette o bilgi ateşten bir gem olarak ağzına vurulur"
(Hadis-i şerif)

Bilgi gizlemeye devam ettiğimiz müddetçe aynacıları yaşamaya devam edeceğiz. Bu bilgilerin okullarda okutulmaması yeterince utanç verici.

Rakamlar motivasyonumuzu arttırıyor. Bu şekilde biz olamayız. Eksik Bilgi doğru teşhise engeldir.
Biz isterdik ki; bu bankalar islamî ortaklık sistemine binaen üretime destek olsunlar. Zaten kuruluş amaçları o idi.

Makale burada bitmedi. Zira Osmanlıdan kalan başka kurumlar da var. Devamı gelecek inşaallah.
Kalın selametle!
OGÜNhaber