Kıraathane..
Kıraat;okumak manasında.
İkra;kıraat et.
Kur'an;Kıraat edilen.
Kâri;kıraat eden.
Şimdiki nesil Türkiye’nin dününün de bugünü gibi olduğunu zannediyor. Ama değil. Yollar daracık, cebinde döviz taşımak yasak, tüp yok, gaz yok, şeker yok bundan sebep uyuz olanlar bile var, ateş yakmak için çalı çırpı bulunacak yemek öyle yapılacak, çamaşırlar elle yıkanacak, inekler-koyunlar elle sağılacak-süt elle çekilecek ve ısıtılacak bir an önce yoksa bozulacak, askerlik 48 ay, bulaşıklar elle yıkanacak, bir evde 2-3- gelin bir arada her birine bir oda..vb. bunların gençlere anlatılması gerek.
Bugün cafe, kahvehane denen yerlere kıraathane denirdi yakın zamana kadar. Orada insanlar gazete, mecmua, kitap okur müzakereler eder çay içerlerdi. Mahallenin, memleketin sorunları tartışılır, küsler barıştırılır idi. Bir çok sorun mahkemeye gitmeden birlik ruhundan alınan güç ile mahallinde çözülürdü. Gençler dedelerinden dinledikleri ile ne kadar zor günlerden bu günlere gelindiğini birebir şahidli ilk ağızlardan dinlerdi.
Şimdi tekrar canlandırılmak isteniyor.
Kaybolan mahalle kültürümüzü tekrar kazanmamıza dileriz faydası olur.Oralar bir nevi terapi yerleri görevi de görür. İnsanlar birbirine sıkıntısını anlatır içindeki canavarı çıkarır. Gençleri internet cafelerden kurtarır. Cafelerde ruh yok. Metafizik yok. Her şey nefsanî. Kullan at modeli.
Dileriz mahalle imamları orada ilim meclisleri kurarlar.
Sayın CB önemli bir konuyu gündeme getirmiştir. Son derece yerinde bir proje. Hafife alınmaması gerek.Bugün gençler tarihini tanımıyorsa,saygı kayboldu ise bunda en mühim nedenlerden biri de; sohbet ortamının kaybolmuş olmasıdır.
Allah yolunu açık etsin. Gençlerimiz meclis görsün.
Kıraathane projesinde gözbebeğimiz, yüce, şanlı devletimizin Diyanet işleri başkanlığına büyük görev düşmekte. İmamlar, müezzinler, oralarda tefsir-hadis sohbetleri yaparak büyük bir boşluğu doldurarak, en büyük düşmanımız olan cehaleti yenmemize vesile olabilirler.
Yunus Emre hocamız; en büyük düşman olarak nitlendirmiştir, cehaleti.
İkra;kıraat et.
Kur'an;Kıraat edilen.
Kâri;kıraat eden.
Şimdiki nesil Türkiye’nin dününün de bugünü gibi olduğunu zannediyor. Ama değil. Yollar daracık, cebinde döviz taşımak yasak, tüp yok, gaz yok, şeker yok bundan sebep uyuz olanlar bile var, ateş yakmak için çalı çırpı bulunacak yemek öyle yapılacak, çamaşırlar elle yıkanacak, inekler-koyunlar elle sağılacak-süt elle çekilecek ve ısıtılacak bir an önce yoksa bozulacak, askerlik 48 ay, bulaşıklar elle yıkanacak, bir evde 2-3- gelin bir arada her birine bir oda..vb. bunların gençlere anlatılması gerek.
Bugün cafe, kahvehane denen yerlere kıraathane denirdi yakın zamana kadar. Orada insanlar gazete, mecmua, kitap okur müzakereler eder çay içerlerdi. Mahallenin, memleketin sorunları tartışılır, küsler barıştırılır idi. Bir çok sorun mahkemeye gitmeden birlik ruhundan alınan güç ile mahallinde çözülürdü. Gençler dedelerinden dinledikleri ile ne kadar zor günlerden bu günlere gelindiğini birebir şahidli ilk ağızlardan dinlerdi.Şimdi tekrar canlandırılmak isteniyor.
Kaybolan mahalle kültürümüzü tekrar kazanmamıza dileriz faydası olur.Oralar bir nevi terapi yerleri görevi de görür. İnsanlar birbirine sıkıntısını anlatır içindeki canavarı çıkarır. Gençleri internet cafelerden kurtarır. Cafelerde ruh yok. Metafizik yok. Her şey nefsanî. Kullan at modeli.
Dileriz mahalle imamları orada ilim meclisleri kurarlar.
Sayın CB önemli bir konuyu gündeme getirmiştir. Son derece yerinde bir proje. Hafife alınmaması gerek.Bugün gençler tarihini tanımıyorsa,saygı kayboldu ise bunda en mühim nedenlerden biri de; sohbet ortamının kaybolmuş olmasıdır.
Allah yolunu açık etsin. Gençlerimiz meclis görsün.
Kıraathane projesinde gözbebeğimiz, yüce, şanlı devletimizin Diyanet işleri başkanlığına büyük görev düşmekte. İmamlar, müezzinler, oralarda tefsir-hadis sohbetleri yaparak büyük bir boşluğu doldurarak, en büyük düşmanımız olan cehaleti yenmemize vesile olabilirler.
Yunus Emre hocamız; en büyük düşman olarak nitlendirmiştir, cehaleti.