Öncelikle geçmiş Kurban Bayramınızı kutlarım. Kesmiş olduğunuz kurbanları Allah kabul etsin.
Devletimiz vatandaşına dokuz gün tatil verdi. Tatil verdi derken zaten Kurban Bayramı dört gün, arefe günü pazartesiye denk gelince, pazartesiyi tatil yaparak idari izinli saydı ve böylece bayram tatili dokuz güne çıkmış oldu.
Tatil boyunca düşündüm, bizler tatil yaparken devletimiz de tatil yapacak mı, dokuz gün boyunca kur ne olacak? Belli ki ekonomi bir kesimin hiç umurunda değil.
Fakat gördük ki devletimiz bu dokuz gün boyunca da tatil yapmadı. Kur yükselmedi. Tam yükselecekti ki bir müdahale ile dolar tekrar 5.97 ile 6 arasında kaldı. Ben böyle, bu şekilde müdahaleyi ilk kez görüyorum. Halk tatil yaparken devletimiz mücadele ediyordu. Fırsatçıların bu tatilde de hevesleri kursaklarında kaldı.
Evet Dostlarım geçtiğimiz Bayramın 3. gününde Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Sayın Savunma Bakanımız Hulusi Akar ve MİT Daire Başkanı Hakan Fidan Rusya’ya giderek, Rusya Devlet Başkanı Putin’le ve Rusya Dışişleri Başkanıyla verimli bir dizi görüşmeler yaptılar.
Putin ardı ardına güzel, dostane açıklamalarda bulundu. Vizeleri pek yakında kaldıracaklarını, ticari hacmi daha da büyüteceklerini, S400 füzelerinin önemli bir kısmının 2019’un ilk ayında teslim edileceği, Türkiyeye yapılacak yatırımları destekledikleri ve turizm sektöründe daha çok turistin Türkiye’ye gelmesini teşvik ettikleri yönünde birçok vaadler verildi.
Bunlar iyi güzel fakat Ruslar’ın, yani Putin’in Türkiye’ye bu kadar yakın davranması gerçekten dostluğunu mu gösteriyor yoksa bizden bekledikleri birşeyler mi var?
Yazımızın başlığı yanlış anlaşılmasın ancak dost kelimesi bu iki ülke arasında geçerli olur mu bilmiyorum. Bilhassa yüzyıllar boyunca savaştığımız bir ülke sözkonusu ise. Osmanlı son iki büyük savaşında da Ruslar’a yenik düşmüştü. 1877 Rus Harbi ve 93 Harbi de denen bu iki savaş Osmanlı’nın sonunu getirmişti.
Fakat zamanın zeki sultanı dedemiz Sultan Abdülhamid Han siyasi bir manevra yaparak İngilizleri ve Fransızları yanına alarak bu savaşta mağlup olduğumuz halde ve yüksek bir savaş tazminatına mahkumken, tereyağından kıl çeker gibi hem tazminatı yok denecek kadar düşürtmüş hem Rusları işgal ettikleri Balkanlar, Van, Ardahan ve Erzurumdan çekilmek zorunda bırakmıştı.
Peki İngilizler ve Fransızlar dost mudur? Hayır asla dost olmadılar lakin burda ülke menfaatleri sözkonusu olduğu için çözüm Ruslara karşı yapılmış geçici bir ittifak olmuştur. Daha sonrasında ise İngiliz ve Fransızlara karşı Almanya ile ittifak yapılmıştır.
Değerli dostlarım benim burda dikkat çekmeye çalıştığım şey, biz Türk Milleti olarak duygusal bi milletiz ve bazen akılla değil duygularımızla hareket etmekteyiz. Bu bizim fıtratımızda var. Ama burdaki mesele aklımızı kullanmamızdır. Evet bugün ABD’ye karşı Rusya ittifakı gerekli görülmektedir. Ancak Rusların da kendilerine göre gizli çıkarları, amaçları vardır ve bu amaca göre hareket etmektedirler.
Mesela Rusya da Türkiye’ye iyi davranarak ABD’ye gözdağı vermek ister, bir yandan bizlerin NATO’dan ayrılmamızı teşvik eder, Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasının ardından yapacağı şey ise ABD’ye “
bakın sizin en yakın müttefiğiniz sayemizde NATO’dan ayrıldı” diye rek bu birlikteliği ABD’ye karşı kullanmak olacaktır.
Rusların bir diğer amacı Suriye’de daha fazla hakimiyet elde etmek ve yine Türkiye’yi kullanarak asırlardır kurduğu sıcak denizlere inmek hayaline kavuşmaktır.
Elbette ki bunlar benim şahsi görüşlerimdir, kimse yanlış anlamasın elbette bu ittifak lazımdır ancak Rusya ile atacağımız her adımda ilerisini düşünmek zorudayız. Rusların gemisine çabucak binmeyelim, binersek de dümene tam hakim olmasak bile o dümenin nereye kırılacağı Türkiye’nin izniyle olsun, tam teslim olmayalım.
Ben ülkeler arası dostluğa pek inanan biri değilim, ülkeler arasında dostluk değil, menfaatler vardır. Unutmayalım çok değil daha geçtiğimiz aylarda onların jetlerini yanlışlıkla düşürdüğümüzde bize neredeyse savaş açacaklardı. Allahtan Sayın Recep Tayyip Erdoğan makul ve uygun bir diplomatik dille bu işi hayırlı bi şekilde çözdü.
Biz yolumuza bakalım, çalışalım, üretelim ve tabi ki Rusya, İran, Çin gibi devletlerle ikili anlaşmalar yapalım ama ben dostluk demem buna, bunlar sadece anlaşmadır, dikkatli olmak lazımdır.
Belki yazımı beğenmeyenler olabilir,beni yanlış anlayıp yapılan anlaşmalara karşı olduğumu düşünenler olabilir ama asla böyle birşey yok tam aksine devletimizin bu hamlelerini takdir ediyor hatta geç kalınmış işler olarak düşünüyorum. ABD’ye karşı Rusya ile hareket ederken biz Türk Milleti olarak başımızdaki büyüklerimizle birlikteyiz. Ancak bu süreç dikkatle takip edilmesi gereken bir süreçtir.
Bizim bineceğimiz bir tek gemi var o da Türkiye Cumhuriyeti gemisidir.