Eğitim sistemimiz ve gençler

Değerli Dostlarım,

Geçtiğimiz hafta yaşanan eğitimle ilgili bazı sıkıntılar ülkemizin eğitim sistemindeki açığını ve problemlerini bir kez daha göz önüne getirmiş oldu.

Memur atamaları için yapılan KPSS sınavında yer alan bazı soruların daha önce belirli bir kurumun deneme ve çalışma kitapçıklarında da birebir yer aldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine açılan soruşturma sonucu ÖSYM başkanı görevinden alınarak soruşturma derinleştirildi. Soruların sızdırılmış olduğu da ortaya çıktı.

Buradan yine bir FETÖ kokusu alıyoruz. Muhalif basın başladı bile bunun üzerinden devleti yıpratma çalışmalarına. Neyse biz konumuza dönelim.

Yeni ÖSYM Başkanı olarak Profesör Doktor Bayram Ali Ersoy atandı. Öncelikle kendisine bu görevde başarılar diliyorum. Sayın Ali Ersoy göreve gelir gelmez yaptığı açıklamada KPSS sınavının 31 Ağustos'taki oturumunun iptal edildiğini ve 7-14 Ağustos tarihlerinde yapılacak oturumlarının da ertelendiğini bildirdi. Yeni sınav takvimi ise henüz açıklanmadı.

Dostlarım ülkemiz özellikle dış siyaset konusunda ve askeri alanlarda yapılan operasyonlar konusunda çok ciddi başarılara imza atıyor. Ancak ülke içinde, bazı alanlarda sıkıntılar yaşamaktayız bunların en başında ekonomik durumlar ve eğitim sistemimiz gelmektedir.

Çok uzun süredir takip ediyorum belki dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sık Milli Eğitim Bakanı değişikliği yapılmamıştır.

Öyle ki Milli Eğitim'de bir sistem kuruluyor bir sene 2 sene geçmeden Milli Eğitim Bakanı değişikliği yapılıyor. Eski bakanın getirdiği düzenlemeler değişiyor, tekrar yeni sistemler geliyor aynı şey aynı durum ÖSYM için de geçerli. Öğretmen atamaları ile ilgili mevzuatlar, hali hazırda çalışan öğretmenlerin kendi alanları ile ilgili yönetmelikler, öğrenci yerleştirme değişiklikleri o kadar sık bir şekilde değişiyor ki takip etmek mümkün olmuyor.

Gerçekten öğrenciye, emeğe yazık oluyor. Sınava dayalı öyle bir sistem var ki sınavlar birçok başarılı öğrencinin önünde adeta aşılmaz bir kale duvarı gibi duruyor.

Memuriyet için 35 yaş üzeri yaşlı sayılıp alınmazken, memurların çalışma üst yaş sınırı 75 yapılıyor.

Eğitimde amaç bütün eğitimsiz bireylerin eğitim alması ve aynı seviyeye gelmesi fakat bunların içinde en başarılı olanların kendilerine ihtiyaç duyulan alanlarda hak ettikleri şekilde istihdam edilmeleridir.

Evet herkesin eğitim görmesi noktasında ilk, orta ve liseler konusunda sorun yok. Herkes standart bir çalışma ile lise mezunu olabiliyor ama sorun bu noktadan sonra başlıyor. Lise biter bitmez çocukların önüne bir sınav çıkıyor ÖSYM'nin yapmış olduğu bir YKS üniversiteye yerleştirme sınavı burada çocuklar maalesef ki kendi yeteneklerine göre ihtiyaç duyulan bölümlere yerleşemiyorlar sınava yığılma o kadar fazla ve alınan yerleşen öğrenci kontenjanı o kadar az ki burada lise başarısına göre değil ezberlediği bilgilerle sınavda başarılı olanlar bir yerlere yerleşebiliyorlar.

Kim teorik bilgiyi daha çok aklında tutuyorsa -ki geçici bir ezber bu - o üniversiteye geçebiliyor. Diğer öğrenci ise istediği kadar donanımlı olsun bu ezber bilgiler konusunda o an için yetersizse başarısının, yeteneğinin hiçbir önemi kalmıyor.

Böylece binlerce yetenek de heba olup gidiyor.

Oysa Avrupa ülkelerinde bir öğrenci liseyi bitirdiği zaman üniversiteye yerleşebilmek için bir sınava tabi tutulmaz lisedeki notlarını, yeteneklerini, yaptığı bilimsel çalışmalarını, projelerini ve sosyal aktivitelerini içeren/ispat eden belgelerini, bir nevi CV sini okumak istediği üniversiteye gönderir. Bir ya da birden çok üniversiteye müracaat edebilir. Üniversite öğrenci alım konseyi bu başvuruyu değerlendirir belgeleri inceler ve üst başarıdan alt başarıya kadar sıralandırarak öğrencisini seçer.

Bunun avantajlarından en önemlisi öğrenci sınav stresine girmeden sahip olduğu yeteneklerle üniversiteye giriş yapar, sınav stresi yaşamaz.

İkinci önemli nokta ise öğrenci lisede okuduğu süre boyunca bilir ki okulunda ne kadar başarılı olursa ne kadar aktif olursa ne kadar kendini gösterirse ne kadar puanları yüksek olursa bir üniversite tarafından talep edilme, alınma ihtimali o kadar yüksek olacaktır. Dolayısıyla çocuk lisedeyken başarılı olmak için odaklanır ve çalışır.

Oysa bizim ülkemizde lisede çok başarılı olup üniversite sınavına takılan bu nedenle kendini başarısız hisseden hayatı boyunca bunun bedelini ödeyen birçok genç görüyoruz.

Üniversite sınavı ezber bilgi istemektedir, KPSS sınavı ezber bilgi istemektedir. Gerçek başarıyı, yeteneği ölçmekten çok uzak bu sınavlar gençleri adeta bir "yarış atı"na çevirmektedir.

Çok başarılı çok donanımlı insanların KPSS sınavında başarısız olduklarını görmekteyiz ki mülakatları hiç saymıyorum KPSS sınavında 90 alıp mülakatta elenen bireyleri hiç saymıyorum. Eğitim sistemi nereden baksanız elde kalıyor, nereden baksanız dökülüyor. Bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılmalı çünkü gençlerimiz bu ülkenin geleceği.

Bizim gençlerimiz, özellikle yetenekli iyi eğitim almış gençlerimiz bunu hiç hak etmiyor.

Evet dostlarım ülkemizde eğitim sistemi konusunda sıkıntılar uzun süredir devam ediyor. Devletimizden beklentimiz bu konuyu ciddi bir şekilde masaya yatırması ve en kısa zamanda bu konuya kalıcı bir çözüm üretilmesidir.

Allah'a emanet olunuz!


Görüş ve önerilerinizi sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden bana iletebilirsiniz
OGÜNhaber