Dost acı söyler..

Siyasette yeni başarı kriterlerine ihtiyaç farz oldu.!

Arşivlerimiz ortada. Gerek iktidarı gerek muhalefetiyle siyasetimizi ikaz ettik. Duyarlı bir çok vatandaşımızın da gerek mail, gerek telefon gibi bil umum iletişim vasıtaları ile sıkıntılar ve çözüm yolları hakkında oy verdikleri partilerle iletişime geçtiklerinden eminiz.

Haziran 2016 seçimlerinde AK parti oyları %40’a düşmüştü. Bu hezimetten sorumlu hiçbir kimse bedel ödemedi. Bu analiz edilmedi. Masaya yatırılmadı. Suçlu kim aranmadı yeterince. Hatta Cumhurbaşkanımız-Sorumlular çekip gitsin, dedi ama kimse üstüne alınmadı. Sonra 600 kişi canlı bombalarla vefat etti. Kasım seçimlerinde %47 oldu oy oranı. Yüzsüzler yerlerinden ayrılmadı. AK parti milletin olduğu için yerine göre en ağır eleştirileri de yaptık. Mahşer günü bu hususta rahat olacağız.

Türkiye’de siyaset maalesef rakamlara boğuldu. Halbuki tekasür suresinde rakamsal düşünmenin afetlerinden tafsilatlı şekilde bahseder Rabbimiz.

Yapılan yatırımlar güzel olabilir. Ama ya parti vitrini?

Çözüm;

1- Önce donanımlı olmalıyız. Şimdiden 2023 haziran seçimlerine dair çalışmalar başlamalı.

2- Nerde hata yaptık, nerde neden kaybettik, ANAP-DYP-SHP-AP...vb. gibi partiler neden siyaset sahnesinden çekildi. Bunlar analiz edilmeli.

3- Hizmet içi eğitim olmazsa olmaz. Eleştirilere açık olunmalı. İmam Gazali hocamız şöyle der; senin üstünde olan bir akrebi sana söyleyendir senin gerçek dostun.

4- Parti kurumsallaşma çalışmaları yapılmalı acilen.

5- Emaneti ehline verin, ayeti kulağımıza küpe olmalı. Unutmayın: Emanetin ehline verilmediği yerde hata daha çoktur.

6- En az 1/3 milletvekili dar bölge seçim sistemi ile halk tarafından belirlenmeli. Parti kontenjanından bir defa listeye girme hakkı verilmeli vekil-belediye başkanı-meclis üyeliği hususunda, sonra kendi gayretine kalmalı. O zaman kimse yan gelip yatamaz.

7- Yeni kelimeler yeni kavramlar bulunmalı. Yeni başarı kriterleri belirlenmeli. Dün bitti. Dün’ün güneşi bu günü aydınlatmaz.

8- Partilere duygusal değil, analitik düşünce hakim olmalı. Gerçeklerle yüzleşmekten korkulmamalı. Kuantum çağına girdik. Y kuşağı var karşımızda. Kuantum düşüncelerle bakmalıyız.

9- Tartışma-sataşma-cevap verme dili ivedilikle terk edilmeli.

10- Her sese kulak verilmeli. Daha az miting yapılmalı. Daha az TV’ye çıkılmalı.

11- Sözcü konumundaki kişiler akademik kimlikli, edebiyatı güçlü, hilm sahibi olmalı.

12- Konuşmalardaki metinler, ayet ve hadislerle, Fuzuli, Mesnevi, Yunus Emre, Kuddusi, Nef’i..vb şairlerimizin şiirleriyle zenginleştirilmeli.

13- Hizmet içi eğitim yasal zorunluluk olmalı.

14- Rüşvetin önü radikal yasalarla engellenmeli.

15- Rütbelerden önce mürekkep konuşmalı.

16- Bu gün olumsuz söz ve söylemlerden en uzak durmamız gereken günler.

17- Aspirin tedavilerle bir yere kadar gideriz ama sonunda neşterlik olur beden.

Hiç bir dil veya kalem, ilahî aklın bereket ve ihtişamını yeterince tasvir edemez. Erdem sahibi insanları hakkıyla ödüllendiren sistemlere ihtiyacımız var. Siyaset bir servet avcılığına dönüşmemeli.

Yenilgi siyaset tarihinde elbette olacak. Önemli olan dersler çıkarabilmek. O zaman kriz fırsata döner.

Bana Ömer’leri getirin.!” Sözünüzü tekrar hatırlatalım. Amacımız bağcıyı dövmek değil.

Rabbim bir daha bu içerikte bir yazı yazdırmasın milletimize. Amin amin binler amin bi hürmet-i Taha ve Ya..
OGÜNhaber