Cem Sultan duruşu..

Şehzade Cem hadisesi Osmanoğlu ailesinin devletçilik anlayışının bir yansımasıdır. Çünkü Şehzadenin durumu düşünülebilecek en zor durumlardandır. Böyle bir ahvalde Şehzademiz ne yapmış bakalım. 

Tarih bir çok yönüyle tekerrür eder. İbret alınmazsa olumsuz, alınırsa olumlu. Türkiye, Yeni Zellanda gibi dünyanın bir ucunda bir ülke değil. Tam kavşakta. Hani dört yol derler ya. Bugünlerde Şehzade Cem'in duruşu lâzım hepimize. Büyük devletiz. Sorunlar var. Olacakta. Ama çözümler nasıl olacak.?

Şehzade Cem, Fatih Sultan Mehmed’in oğlu. Tüm şehzadeler gibi gerek manevi, gerek maddi noktada yüksek seviyede eğitim aldı. Savaş bilgisi ve kozmik bilgiler cabası. Şehzadelerin hepsi padişah olmaya namzet yetiştiriliyordu. 

Bütün bunların ötesinde son nokta kader ile konulur.
Cem sultan, batı’ya esir düştü.

Şehzade Cem; tüm zorluklara, esarete, hasrete rağmen Türkiye'nin sorunlarına dışarıda ecnebilerin desteklerini arayarak çözüm üretmedi. Oradan devleti ve dahi kardeşlerini suçlamadı, küçük düşürücü ifade vermedi ve tavır göstermedi. Batının tüm destek tekliflerini reddetti kadere razı oldu. 

Papa’nın, haçlılar emrinde Osmanlıya saldırabiliriz, teklifini reddetti ve “Senden hayır bekleyen it’tir.!”, cevabını verdi. Devletin kodlarını muhafaza etti. Çünkü şehzadeler en olumsuza da hazırlıklı yetiştiriliyordu. Değişmez ilke; Her ne olursa olsun devletin yapı taşları muhafaza edilecekti. Nitekim yaptı da Cem Sultan.

İbni Haldun şöyle der; devletlerin de zamanla tadilata ihtiyacı olur, tıpkı bir bina gibi. Evet dün, bugün, yarın olmuştur. Olacak ta. Şu an dahi var. 

Lakin çözümü dışarıda aramak, çözüm arayış şeklimizin bozulması demek. Hepimiz bir yol bulmak isteriz. Duyarlı herkes bir takım çözümler üretir. Ama bu teklifler kime göre doğru? Bu mühim. Birbirimizi dinlememiz bizi çözüme bir adım daha yaklaştırır. Bizi birbirimize bağlayan güçlü bağlar var. Özel bağlar. Keşke geçmişi geri getirebilecek kelimeler olsaydı ama yok.

Beraber çözüm aramak elimizdeki en iyi seçenek. Ana çizgiler oluşturarak, asgari müştereklerde buluşarak bunu başarabiliriz. Bizim önceliğimiz: kökü mazide olan çözüm protokollerine uymak. Şahsi protokollerimizi millî protokollerin üstüne çıkarmak olabilecek en kötü senaryo.

Rütbe ve makamlara bağlı kalmalıyız. Buna değer.

Yuh olsun Türkiye'yi ecnebi destekli çözümlere alıştırmaya çalışanlara. Bunun önü bir açılırsa çığa döner bir başkası da bir başkasının gücünü, fikrini kullanarak çözüm önerileri ile gelir.

Gençler! Bu planların bir parçası olmayın. Emir-komuta zincirine saygı duyun. 

Harici çözümlere ikna edilmiş kişileri, Cem sultanca davranışa davet ederiz. 

Bizim çözüm yerimiz: Buhari hatmedilerek açılan TBMM'dir. Başkomutan Reis-i Cumhur'dur.

Dileriz gerek siyasiler gerek akademik camia gerek gençlerimiz bu kıssadan gereken hisseyi alır bir Cem sultan duruşu sergiler.
OGÜNhaber