Geçtiğimiz Cuma akşamı bütün Türkiye'yi hüzne boğan bir haberle sarsıldık. Elazığ'da 6.8 büyüklüğünde meydana gelen depremle herşeyi bir yana bırakıp ekranlara, sosyal medya haberlerine kilitlendik. Gene yüreklerimiz yandı, gene 41 ailenin ocağına ateş düştü.
Öncelikle depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Buradan özellikle enkaz altından kurtarılan 45 vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
Elazığ depreminin hemen sonrasında ekranlara gelen görüntüler içimizi yaktı, gözlerimizi yaşarttı. Enkaz altından çıkarılan her bir kardeşimiz için ellerimiz kalbimizde dualar ettik.
Elbette Afad ekiplerinin, sivil toplum kuruluşlarının, Kızılay'ın ve kişisel olarak kurtarmaya katılan bütün vatandaşlarımızın ve sadece ellleriyle toprağı kazıyarak bir hayatın kurtulmasına vesile olan Suriyeli Mahmut'un çabaları takdire şayandı. Hepsine ayrıca teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Devletimiz 99 depreminde olduğunun aksine her zaman olduğu gibi yine vatandaşının yanındaydı. Bakanların neredeyse hepsi o bilgede kamp kurdular vatandaşın yanında oldular.
Biliyorsunuz ki 99'da devletin acizliği ve deprem bölgesine ulaşmasındaki zayıflığı, gecikmesi hala hatıralarımızdadır.
Deprem akşamı acil reflesk ile rerhal afet masası kuruldu ve çalışmalara başlandı. Acil durum prosedürleri uygulanarak vatandaşlara nakdi yardımlar ve barınak yardımları olmak üzere mağduriyetlerini gidermek, yaralarını sarmak üzere çalışmalara başlandı. Devlet büyüklerimiz yardım için deprem bölgesindeydi. Allah hepsinden razı olsun.
Bütün bunların ardından deprem uyarıları hala devam etmektedir. İstanbul'da beklenen bir deprem olasılığı üzerinde kuvvetle durulmakta, İç Anadolu fay hattı üzerindeki şehirler hakkında yetkili kurumlar açıklamalar, uyarılar yapmaktadır.
Deprem maalesef ülkemizin tarih boyu kaçınılmaz bir gerçeği olmuştur. Ve bu konuda ciddi manada gündem oluşturmanın zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, eğitim camiası ve akademik çevreler, günlük hayatın siyasi didişmelerini bir kenara bırakıp el birliği ile acilen bu gündemi oluşturmalı ve ülkece uygulanabilecek eylem planları masaya konmalıdır.
Her kafadan bir ses çıkıyor, bazı kesimler depremin sebebini, faturasını bile neredeyse hükümete çıkaracak. Bir gün bu elimiz kalbimizde izlediğimiz görüntüler bizlerin, sevdiklerimizin başına geldiğinde bu tartışmaların hiçbir anlamı kalmayacak. Çok geç olmadan oturup deprem konusunda neler yapılmalı uzlaşmaya gidilmelidir.
İstanbul'da meydana geleceği söylenen deprem için neler yaptık, ne hazırlıklarımız var?
Depreme dayanıklı binaların yapımı için daha sıkı denetlemeler getirilmeli, depremde yıkılması muhtemel olanlar mağduriyet yaşatmadan tahliye edilmeli. Kişisel eğitimlerle vatandaşlar depreme karşı hazırlanmalı.
İş işten geçmeden birlik içinde yetkililerin bu sorunlar için aynı masada toplanmasını diliyoruz.
Bu acıların tekrar yaşanmaması dileklerimle milletçe başımız sağolsun, tekrar geçmiş olsun!
Allah'a emanet olunuz!