Katılım oranı ise % 86 ile müthiş. Sayın Cumhurbaşkanımız %52 oy alırken AK Partinin oyu % 42.5 ta kaldı.
“Sizin üzerinizde akrep olduğunu size söyleyen, gerçek dostunuzdur” der İmam Gazali (ra). Seçimlerden önce başta ana muhalefet olmak üzre Türkiye Siyaseti’nde köklü değişimler olacağını yazdık.
Sayın Kılıçdaroğlu uzatmalı başkanlığının sonuna geldi. Tıpkı organ yetmezliğine bağlı vefatlar gibi, siyasi anlamda fiziki ömrünü tamamladı.
AK Parti 7 haziran seçimlerinde ciddi bir düşüş yaşamıştı. Partiyi petrol kuyusu, siyaseti esnaflık olarak görenlerin çoğunluğunun malum odakların adamları olduğu gerçeği unutulmamalı. Hz Osman (ra) halifeliği döneminde de aynısı yapılmıştı. Devletin içine halka itici gelen tipler yerleştirilip, onlar üzerinden Hz.Osman siyaseti eleştirilmişti. Emellerine de ulaşmışlardı. Bu birçok devlette uygulanmış bir yıkım politikasıdır. Keza ANAP. Türkiye siyaseti papatya kavramı ile o dönemde tanıştı.
Geçmişten bugüne Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar olan siyasi sınırlar genişledikçe siyasi sorumluluklarımız da o kadar artmıştır. Bu sorumlulukların önceliği dvelet bilinciyle hareket edip halka hizmet etmektir.
AK Parti il ve ilçe teşkilatlarından şikayetler gelmektedir. Seneye bu vakitlerde gereken adımların hala atılmamış olduğunu düşünmek dahi istemiyoruz.
Önümüzdeki mahalli seçimler de en az geçtiğimiz seçim kadar önemli. İstanbul Belediyesi bütçe olarak şu an ufak bir çok devletten dahi büyük. Buraların şer ittifaklarının eline geçmesinin sonuçları devlet ve millet adına en istenmeyen durumdur.
AK Parti teşkilatları ülke üzerine kurulan derin tazgahları görüp agah olmalı, kendine gelmeli, bir an önce milletin yararına çalışmalı bulundukları yerlerin hakkını vermelidirler. Siyaset, yağmur yağarken küpünü doldurma yeri değildir.
Yaşadığımız coğrafyanın, konuştuğumuz dilin çok ötesinde sorumluluklarımız var. Bunu herkes görmedi, göremedi. Davadan kopmuş, kervan peşine düşmüşlerle yola devam edilemez.
Bu seçimlerde kim nerede güçlü ise, malum yapı o belediye başkan adayını parlatacak. Şimdiden aday belirleme çalışmalarına başlanmalı.
24 Haziran’dan önce “bana Ömerleri getirin” demişti Reis. Türkiye kurumları ile oturmuş, istikrarlı bir devlettir. Diğer hiçbir harici ve dahili süreç bu çalışmaları engelleyememeli.
Aynı zamanda hizmetiçi eğitim de ihmal edilmemeli. ”Cemil Meriç kim?” diyen il-ilçe başkanları olduğunu duyuyoruz, bu bizi üzüyor.
Ve son olarak tavsiyemiz şudur ki aday seçilirken;
1- Davaya kilitlenmiş,
2- Dünyadaki mazlumları düşünen,
3- Yapacağı hatanın davasına zarar vereceğini bilen,
4- İlay-ı Kelimetullah’da fena olmuş, ölmeden ölmüş yiğitler,
5- Şaka dahi olsa yalandan kaçan,
6- Sözünde duran,
7- Haramin bir zehir olduğunun ve ciddiyetin öneminin farkında,
8- Kibirden uzak yiğitler seçilmelidir..
Allaha emanet olunuz!