Birinci Bölüm 1 Bahriye Teğmeni Şehzade Mahmud Şevked Efendi; (20 Temmuz 1903 - 1 Şubat 1973), Osmanlı şehzadesi Şehzade Mehmed Seyfeddin Efendi ile Neşefelek Hanım'ın oğludur.
Sultan Aziz’in torunu Şehzâde Mahmud Şevket Efendi'ye, Filistin hükümdarlığı teklif edilmişti. Bir Osmanlı şehzâdesine râzı gelmeyen Filistin şimdi kimlerin eline düştü.
Saltanatın kaldırılması ve hanedanın sürgün edilmesinden sonra, bazı şehzâdelerin yeni teşekkül edecek Müslüman devletlerinin başına geçirilmesi projelerine rastlanır. Daha saltanat devrinde Sultan Abdülhamid'in oğlu Burhaneddin Efendi'ye Arnavutluk ve daha sonra da Kuzey Irak tahtı teklif edilmiş; fakat Osmanlı tahtındaki hakkını kaybetmek istemeyen şehzâde bu teklifleri reddetmişti.
Sultan Hamid'in torunu Şehzâde Abdülkerim Efendi, kendisine teklif edilen Uygur tahtı uğruna can vermiştir. Bu şehzâdelerden biri de Sultan Aziz'in torunu Mahmud Şevket Efendi'dir. Sultan Aziz'in oğlu Seyfeddin Efendi, babası gibi denizciliğe pek meraklıydı. Evinin bahçesinde büyük bir havuz yaptırarak, kendi teknesini kullanırdı.
Mahya ustasıydı. Ramazan ayında câmilere mahya çekerdi. Bazı ilahi besteleri vardır. Sürgünde Nice'e gidip, burada sefâlet içinde vefat etti.
Seyfeddin Efendi'nin mahdumu Şevket Efendi, 1924'de hanedan sürgün edilirken, yakışıklı bir bahriye yüzbaşısı ve pilot idi. Evleri yağma edildiği için, beş parasız, bir yük gemisi ile memleketi terketti. Gemi Girit'e yanaştığında, kim olduğunu bilmeyen adalıların, "Kemalist!" diye üzerlerine yürümesi pek ibretlidir. Kâhire'ye yerleşen Şevket Efendi, sürgün sıkıntıları sebebiyle, aynı zamanda Sultan Hamid'in torunu olan zevcesi Adile Hanımsultan'dan ayrıldı. 1 yaşında sürgüne çıkan biricik kızı Nermin Sultan, Fransa'daki anneannesinin yanında kaldı.
Baba-kız birbirlerini 20 sene göremediler. Zira pasaportu olmayan Şehzâde, Kâhire'den ayrılamıyordu. Küçük yaşta kemik veremi geçirip sakat kalan kızcağız, Almanlar tarafından Cihan Harbi'nde Arnavutluk'taki bir toplama kampına gönderildi.
Mısır'da İngiliz istihbarat subayı tarihçi Lord Kinross, bir askerî nakliye tayyaresiyle, Nermin Sultan'ı Kâhire'ye getirtti. Burada sefalet içinde yaşadılar. Ankara'ya müracaat ederek, vatanına dönmek istediğini, kendisine verilecek her işi yapacağını söylediyse de, reddedildi.
Evet dostlarım yazımıza 2. Bölümde tekrar devam edeceğiz.