15 Temmuz'u anarken..

Tarihler tam üç yıl önce bugün 15 Temmuz 2016’yı gösterirken ülkemiz maşası dış güçlerin elinde olan hain  bir darbeyle karşı karşıya kaldı.

İçimizdeki hainlerin üst akıl emriyle kalkıştıkları bu darbeye karşı tek yürek halinde kenetlenmemiz, millet olarak verdiğimiz bir kurtuluş mücadelesi olarak tarihe geçmiştir.

O geceyi kısaca hatırlayacak olursak bu darbe, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış FETÖ/PDY mensubu ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8 binin üzerinde askeri personelin, savaş uçakları da dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74’ü tank 246 zırhlı aracın ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı kanlı darbe girişimiydi.

Merkezi Ankara Akıncılar Hava Üssü olan bu hain darbede, ülke genelinde 251 vatandaş  şehit olmuştur.

İlk olarak 136 darbeci asker Boğaziçi Köprüsü’nü kapattı. Köprü üzerinde 30 vatandaş FETÖ’cü hainlerin kurşunlarıyla şehit oldu. Boğaziçi Köprüsü, 15 Temmuz’da FETÖ’ye karşı ilk şehitlerimizi verdiğimiz yer olarak tarihe geçti.

Devletin zirvesini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni F-16 uçakları bombaladı. Cumhurbaşkanlığı önünde, tek amacı milli iradeye sahip çıkmak olan 29 kişi şehit oldu. FETÖ mensubu darbeciler, devletin kalbini hedef almaya devam etti. Milletvekillerinin içinde bulunduğu sırada Gazi Meclis tam 11 kez bombalandı.

Saldırılar devam ederken ve şehit haberleri bir bir gelirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş başkanı bir kanal vasıtasıyla milletine ulaşarak sokaklara dökülmesini istedi ve işte bundan sonra büyük bir milli bir direniş başladı.

Sevdikleriyle bile vedalaşamadan evlerinden çıkan kadın, çocuk, yaşlı, genç her yaştan ve her meslekten vatandaşlar, bedenlerini siper edip tankların ilerlemesine izin vermedi.

Milletimiz o gece adeta bir kurtuluş savaşı mücadelesi vererek hain darbecileri engellemiş dünyaya adını “kahraman” olarak bir kere daha duyurmuştur.

Evet dostlarım darbenin üzerinden tam 3 yıl geçti. Geldiğimiz bu noktada şehitlerimizi rahmetle yad ederken bizi biz yapan o milli ruha, 15 Temmuz Ruhu’na sahip çıkabildik mi düşünmemiz lazımdır.

Hani derler ya “Köprünün altından çok sular aktı". Bu süreçte ülkemizde de çok değişimler yaşandı.

Siyasi çalkalanmalarla birlikte farklı fikirlerin zaman zaman uç noktalara gelip ayrışmaya giden hareketleri oldu.

Ülkemiz hala dış güçlerin ve onların içerideki destekçilerinin saldırısı altında siyasi arenada mücadele vermektedir. Bizler millet olarak 15 Temmuz ruhuna sahip çıkarak devletimizin yanında yer almalıyız.

Şunu çok iyi bilmeliyiz ki bu ruhu kaybedersek,ülkemizi kaybederiz, bu ruhu kaybedersek vatanımızı kaybederiz, bu ruhu kaybedersek devletimizi kaybederiz, kısacası herşeyimizi kaybederiz. Bizlerin sığınabileceği başka bir vatan yok!

Unutmayalım ki su uyur düşman uyumaz!

Cümleten Allah’a emanet olunuz!
OGÜNhaber