Her sezon kendi içinde ufak tefek yenilikler yapar.
Bu sene Fox Tv’de yayınlanan Tolgshow Programı’nda, talkshow’u ti’ye alarak, her hafta ünlü bir konuk ağırlıyor.
Kesinlikle Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi komedyenlerden biridir, Tolga Çevik.
İzlenesi bir adamdır.
Sanatına, işine olan sevgisi, saygısı, titizliği, sempatik hal ve hareketleri, samimiyeti yaptığı programa da yansıyor.
Tolgshow Programı’nda bir yandan kahkahalarla gülerken, diğer yandan da Tolga Çevik’in ne kadar köklü bir bilgi dağarcığına sahip olduğuna şahit oluyoruz.
Böylesi bir zamanda, sığ showmenlerin olduğu bir dönemde, okyanus kenarında, tatlı esintilerin etkisini yaratıyor.
Oyunculuğunu gürül gürül bir çeşme gibi sahnede akıtmasını bilen, egosantrik davranışlardan uzak kalan bir sanatçı.
Bunun yanı sıra Tolgshow elbette bir ekip işi.
Fırat Parlak’ın pişekar konumunu başarıyla üstlenmesi,
Sarp Bozkurt’un saf karakteri inandırıcı bir şekilde yaşatması,
Özer Atik’in (Minik) konuşmadan mimikleriyle ve piyanosuyla eşlik etmesi,
Kariyerinde başarılı projelere imza atan Yönetmen Ebru Yalçın’ın da rejide olması programa müthiş değer katıyor.
Televizyonun karşısına hiç eğlenmeyen bir kişiyi oturtun, eminim bu programı keyifli keyifli izler.
Yıllarca yayınlanmasını istediğim programlardan biri olarak kalmaya devam edecek.
Haftanın Dizisi: Killing Eve
Grey’s Anatomy’i ilk sezonundan beri izleyenler Cristina Yang karakterini bilir.
Başrollerden biriydi Sandra Oh.
Onu bu diziyle tanıdık, sevdik.
Sonra bu diziden ayrılarak sevenlerini üzdü.
O üzülenlerden biri de bendim.
Şimdi iyi ki ayrılmış diyorum.
Killing Eve dizisiyle ekranlara şahane bir dönüş yaptı.
Bu diziyle “
Emmy 2018, En İyi Kadın Oyuncu Adayı” olmayı da başardı.
BBC İngiliz yapımı olan Killing Eve’in konusu; biri psikopat kiralık katil, diğeri onu yakalamak isteyen iki kadının etrafında gelişiyor.
Eve, (Sandra Oh) mutlu bir evliliği olan, hükümetin güvenlik biriminde çalışan ve kadın suikastçiler hakkında araştırmalar yapan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.
Psikopat bir kiralık katili canlandıran Jodie Comer’in (Villanelle) performansı da çok etkileyici.
Soğukkanlı ama bir o kadar sevimli ve esprili tavırlarıyla enteresan bir anti kahraman karakter çıkarmış.
İster istemez seviyorsunuz Villanelle’yi.
Dizinin kendi içinde tatlı bir mizahı var.
İzlerken sizi hem gülümsetiyor, hem de bazı sahneleriyle geriyor.
Bu iki uç duyguyu hissettirmeyi güzel başarmışlar.
Roman uyarlaması olan ve izlemesi son derece keyif veren Killing Eve’in ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor.
Haftanın Filmi: Tully
Charlize Theron, Mackenzie Davis ve Mark Duplass’ın oyuncu kadrosunda olduğu Tully filminin imdb puanı 7.2. Gayet başarılı.
Charlize Theron’un bu film için yine kilo aldığı haberleri çıkmıştı.
Monster filminden sonra Charlize Theron’u yine kilolu izleyecek olmam, ben de merak uyandırmadı desem yalan olur.
Dikkatleri üstüne çekmeyi başarmış.
Konusuna gelirsek;
Marlo, (Charlize Theron) 3 çocuk sahibi evli bir kadındır. Yeni doğan bebeğiyle birlikte, diğer iki çocuğunun da tüm bakım işlerini tek başına çözmeye çalışmaktadır.
Evde bir işe katkısı olmayan kocasından şikayetçi olmamasına rağmen Marlo’nun mutsuzluğu yüzüne kadar yansıyordur.
Son doğumla beraber bebeği ve iki çocuğuna da yetişmeye çalışan Marlo’nun gecesi, gündüzüne karışmıştır.
Marlo’nun varlıklı abisi bu duruma üzülünce doğum hediyesi olarak ona gece dadısı tutar.
Marlo’nun ev hayatı, gelen gece dadısıyla değişmeye başlar.
Bu film seyirciye rutin, üç çocuklu ve yorucu ev hayatını gerçekçi bir şekilde hissettiriyor.
Charlize Theron, tüm film boyunca sıradan kıyafetlerle, öylesine taranmış saçlarla, makyajsız ve kilolu bir halde oynamış.
Filmin sonu sürpriz bir şekilde bitiyor.
İzlemekten gerçekten keyif aldım.
Bebek bekleyen ve çocuk sahibi olan tüm ailelerinin izlemesi gereken bir film olmuş.
Filmin verdiği mesaj da kadınların doğum sonrasında geçirdiği depresyon, çocuk bakımının zorluğu ve babaların bu süreçte annelere olan faydasının ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Herkese iyi haftalar, iyi seyirler..