İkizler Memo-Can neden sevildi?

1961 yapımı ama benim dönemimde de televizyonda oynamıştı. 

Sonra 1998 yılında yeniden çekildi. 
O da aynı tatlılıktaydı. 

Hatta 1969 yılında bu hikayeden yola çıkılarak Yeşilçam’a da uyarlandı. 

Ayşecik ve Ömercik Yuvanın Bekçileri” idi filmin adı. 

O da çok güzeldi.

Konusunu hatırlamayanlar ve izlemeyenler için kısaca özetleyeyim: 

Sharon McKendrick ve Susan Evers, iki farklı şehirde yaşayan, 13 yaşında ikiz kız kardeşlerdir.  

Yaz kampına kadar birbirlerinin varlıklarından habersizlerdir. 

Kampta aksilikler sonucu aynı odada kalma cezası alırlar. 

Yemeklerde bile başkalarıyla konuşmaları yasaklanmış, sadece birbirleriyle konuşabilme cezası almışlardır.

Aynı odada kalan ikizler birbiriyle iyi anlaşırlar 
ve bir plan yaparlar.  

Kamp bitiminde yer değiştirmeye karar verirler. 

İkizlerin planı; artık zengin anneleri ve daha az imkanları olan babalarını tekrar bir araya getirmektir. 

Şimdi size bir soru?
Günümüz televizyonunda bu hikaye size tanıdık geliyor mu?

Bana geldi. 
Kanal D’de cumartesi akşamı yayınlanan ve oldukça iyi reyting alan İkizler Memo-Can dizisi. 


Düşük bütçeli bir iş gibi görünse de, 10 bölüm boyunca reytingleri bir an bile düşmedi. 

Buna rağmen dizi hep eleştirildi. 
Yok kötü kalitede çekiliyor, yok renkleri iyi değil, Flash TV dizisi gibi diye yazıldı da yazıldı. 

Peki bu hikaye sizce niye tuttu?
Çünkü;
Hikayesi yıllardır sevilen bir hikaye,
Hikayesi her dönem çocukların seveceği bir hikaye,
Hikayesi tam aile hikayesi. 
Kısacası bu dizi bu yeni sezonda rahat gider. 




Haftanın Filmi: Close 2019

Son zamanlarda kahramanı kadın olan aksiyon filmleri artar oldu. 

Bunun sebebi Hollywood’un kadın seyirciyi aksiyona çekmek için kahramanla özdeşleşmesini sağlama çabası olsa gerek.

Bunun en iyi örneklerinden biri de “Close”  diyebiliriz. 

Nasıl ki; bir çok filmlerini izlediğimiz ve sevdiğimiz, günümüz aksiyon kralı Jason Statham’sa, onun kadın versiyonu, 
yani aksiyon kraliçesi de Noomi Rapace’tir denilebilir. 

Close’un konusuna gelirsek:
Geçmişte yaşadığı travmalarına rağmen güçlü kalabilen, çok iyi bir terörle mücadele uzmanı ve özel koruma olan Sam (Noomi Rapace) yeni bir iş alır. 

Fas’da yaşayan, zengin bir ailenin genç ve zengin varisi olan Zoe’yi (Sophie Nélisse) koruma görevini üstlenir.

Ancak tehlikeli bir kaçırılma girişimi sonrasında ikisi de kaçmak zorunda kalır ve hayatta kalmak için bir çok kişiyi öldürürler. 

Kadının fendi erkeği yendi gibi bir film olmuş.

Dünyanın önde gelen kadın koruması, Jacquie Davis’in hayatından ilham alınmış.

Kadınlardan dövüş sahneleri olur mu? 
Gayet de güzel olduğunun kanıtı olmuş. 

Filmin yönetmeni de kadın ayrıca. 
Yönetmen Vicky Jewson gerilim ve aksiyon sahnelerinin üstesinden başarıyla gelmiş. 

İzlemesi keyifli ve kesinlikle zaman kaybı denilecek türden bir film değil. 




Haftanın Yabancı Dizisi: Cleaning Up 

Hani Türk dizilerinde kadın kahramanlar, hep melek gibidir ve çok güzeldir.

Onların hiç bir kabahati ya da hiç bir bağımlılığı yoktur. 

Ama çevresindeki herkes yanlıştır. 
Bir tek o günahsızdır. 

Baştan söyleyeyim bir İngiliz dizisi olan Cleaning Up o tarz bir dizi değil!

Bu bir anti kahraman dizisi.

Sheridan Smith, Matthew McNulty, Lloyd Owen, Jade Anouka başrollerini oynadığı Cleaning Up’ın konusu: 

Sam eşinden ayrı yaşayan, çocuklarına harcaması gereken parayı internet de sürekli kumar oynayarak tüketen ve bu yüzden çok çalışmak zorunda kalan defoları olan bir kadın. 

Borsa şirketinin ofislerini temizleyen Sam, borçlarından dolayı çıkış yolları aramaktadır. 

Bir gün aklına gelen fikirle, yaptığı işten faydalanarak gizlice borsa simsarlığını öğrenip, el altından yapmaya karar verir. 

Bu planı iş arkadaşıyla beraber gerçekleştirir.

Yakalanırlarsa hapis cezası olan bu illegal işi, kolay yoldan çok para kazanmak için yapmaya başlarlar. 

Bölüm sonu gelince, bir sonraki bölümü de hemen izlemek istiyorsunuz. 

Hafif kara komedi tadında, dram dizisi olan Cleaning Up; hikayesiyle başarılı bir yapım olmuş. 

Herkese iyi haftalar, iyi seyirler.
OGÜNhaber