Çok Güzel Hareketler Bunlar 2 ve Oyuncuları

Ogünhaber’in yazarlarından biri olarak; Gün Medya Grubu Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Cengiz Aygün ve Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Rumi Aygün’ün Sevgili Anneleri Merhume Hacı Hayriye Aygün’e, Allah’tan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı ve sabır dilerim. Mekanı Cennet Olsun.
 
* * *
Çok Güzel Hareketler Bunlar 2 ve Oyuncuları

Yeni nesil oyuncular candır, heyecandır. 
Ama itiraf edeyim, “Çok Güzel Hareketler Bunlar 2” başlayınca ilk bölümünde sıkılıp, kapattım. 

Yeni oyuncular; acemi, tutuk ve heyecanlı görünüyorlardı. 
İlk ekibe benzer karakterler bir araya getirilmiş sanki diye düşündüm. 

Aradan bir kaç zaman, 3-4 bölüm geçince tekrar izlemek istedim. 

Büyük oranda ilerleme kat etmişler. 
Kadro ısınmış, sahnede rahatlamışlar, kendilerini bulmuşlar ve skeçler daha bir komik olmuş. 

Özellikle Safa Sarı, Cemile Canyurt, Atakan Çelik, Evliya Aykan, Gürhan Altundaşar, Hilmi Deler ve Sema Özkan’ın ilerleyen zamanlarda sanki yıldızları parlayacak gibi görünüyor. 

Çok Güzel Hareketler Bunlar; bir okul gibi. Zaman geçtikçe genç yeteneklerin gelişmesini ve deneyim kazanmasını izleyerek görebiliyorsunuz. 

Reytinglerinden ziyade, eğer bir kaç sezon daha devam ederse, oyuncuların daha da çok sevileceğini ve ünleneceğini düşünüyorum. 

Tıpkı yıllar önceki gibi. 

Çok Güzel Hareketler Bunlar’ın ilk ekibinden hemen hemen hepsi kariyerlerinde ilerlemeyi ve parlamayı başardılar. 

Kimler kimler çıkmadı ki ilk kadrodan; 

Şahin Irmak, Eser Yenenler, Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak, Büşra Pekin gibi isimler, başka iddialı projelerde de başarıyla kendilerini kanıtladılar. 

Yeni ekibin de yolu açık olsun. 




Haftanın Filmi: İskoçya Kraliçesi Mary 

İddialı ve etkileyici bir yapım olan “İskoçya Kraliçesi Mary” filminin başrollerini Saoirse Ronan ve Margot Robbie paylaşıyor. 

Amerika ve İngiltere ortak yapımı olan filmin yönetmen koltuğunda Josie Rourke oturuyor.

Film, İskoçya Kraliçesi Mary Stuart ve İngiltere Kraliçesi I.Elizabeth dönemini farklı bir perspektiften anlatıyor.

Daha önce iki kraliçenin bir çok filmi yapıldı. 

Özellikle Cate Blanchett’ın canlandırdığı I.Elizabeth ve Elizabeth -Altın Çağ film serisi çok çarpıcıydı. 

Cate Blanchett gibi önemli bir oyuncudan sonra, Elizabeth’i bir de Margot Robbie’den izlerken, mukayese etmeden duramıyorsunuz. 

Cate Blanchett’da çok güçlü, asla ödün vermeyen, acımasız bir kadın profili izlerken, Margot Robbie’ de tam tersi özgüveni olmayan, vicdanlı, duygusal, içine kapalı bir Elizabeth’le karşılaşıyorsunuz. 

Aynı şey Mary Stuart için de geçerli. 
Daha önce izlediğim filmlerde Kraliçe Mary Stuart, güçsüz, kendine güveni olmayan bir kraliçe gibiydi. 

Bu filmde ise yine tam tersi Mary Stuart lafını esirgemeyen, kişiliğinden ödün vermeyen, cesur, radikal kararlar verirken korkmayan bir kraliçe olarak karşımıza çıkıyor. 
Sanki karakterler yer değiştirmiş. (Sanki kraliçeler değişmiş.)

Bu yüzden tarihteki kraliçelerin gerçekte nasıl bir kişilik oldukları muamma olarak kalacak bende.

Bu filmde “Kraliçe” unvanlarından daha çok iki kadının dayanışması, birbirlerine olan hisleri, kıskançlıkları, erkeklere karşı kadın dayanışması ele alınmış. 

Filmin kısaca konusu şöyle: 
İskoçya Kraliçesi Mary, dul kalmasının ardından yurdu İskoçya'ya üvey abisinin yanına geri döner, fakat kraliyet tahtına bir varis bırakması için tekrar evlenmesi gerekiyordur. 
16 yaşında Fransa Kraliçesi olan Mary Stuart kendi istediği kişiyle evlenmek ister.

Ancak kuzeni olan İngiltere Kraliçe Elizabeth kendi çıkarları için Mary’i kendisinin önerdiği bir eşle evlendirmek ister. 

Bu süreçte Kraliçe Mary’le, Kraliçe Elizabeth’in entrikaları, çekişmeleri ve aynı zamanda ülkeleri için dayanışması tarihin akışını belirler. 




Haftanın Dizisi: The Fix 

The Mentalist dizisinden tanıdığımız güzel oyuncu Robin Tunney, The Fix dizisiyle geri döndü. 

Dizinin diğer oyuncu kadrosunda; Adam Rayner (Matthew Collier), Adewale Akinnuoye-Agbaje (Severen “Sevvy” Johnson), Merrin Dungey (CJ Emerson), Marc Blucas (River Allgood), Scott Cohen (Ezra Wolf) gibi isimler yer alıyor. 

American Crime Story “O.J. Simpson” davasının işlendiği diziye benzer tatta ve aynı heyecanda bir yapım olmuş. 

Zaten aynı zamanda O.J. Simpson davasının savcısı olarak da bilinen yazar Marcia Clark’ın yanı sıra Elizabeth Craft ve Sarah Fain üçlüsü bu senaryoyu kaleme almış. 

Dizinin hikayesi kısaca şöyle:

Maya; ciddi ve işinde oldukça başarılı ünlü bir savcıdır. 

Amerika’da çok sevilen bir aktörü çifte cinayetten yargılamak isteyen Maya, 2010 yılında bu davayı kaybeder. 

Aynı zamanda bu dava sırasında medya tarafından linç edildiği için Los Angeles’ı ve işini bırakarak bir kasabaya yerleşir. 

8 sene her şeyden uzak yaşayan Maya’yı savcılıktaki eski iş arkadaşı geri çağırır. 

Çünkü o ünlü aktör, tekrar bu sefer başka bir cinayetin şüphelisi olarak dikkat çekmektedir. 

Maya, bu kez aktörün suçlu olduğunu ispatlayıp, onu hapse göndermeyi başaracak mıdır? 

Yoksa aktör gerçekten suçsuz mudur?  

Sizi suçlu ve suçsuz düşüncesi arasında savurup duran bir dizi. 

Herkese iyi seyirler ve iyi haftalar.
OGÜNhaber