Kardeşlik hukukunun gereği daha önce kendisi olması beklenirken kardeşi Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı gösteren Erdoğan bu seferde Gül'ün en yakın çalışma arkadaşı Davutoğlu'nuda Başbakanlığa taşımıştı. Davutoğlu döneminde çalkantılı bir siyasi süreç yaşadık.
Seçimler yapıldı ilk defa AK Parti tek başına meclis çoğunluğunu sağlayamadı. Koalisyon görüşmeleri sonuçsuz kaldı. Hükümet kurulamadı ve ilk defa bir geçici seçim hükümeti kuruldu. O günlerde Davutoğlu'na hülleci, emanetçi diyen muhalefet partileri Hükümet kurmaya yanaşmayınca erken genel seçimlere gidildi ve AK Parti yine tek başına iktidar olma sandalye sayısına ulaşmış oldu. Seçimlerden sonra Davutoğlu yeniden Hükümeti kurdu ve Başbakan oldu. Peki o günlerde ne yaşandı. Kısaca özetleyecek olursak Davutoğlu seçim zaferinin mimarı edasıyla ferdi hareket etmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı partiden pasivize etme girişimleriyle dikkatleri üzerine çekti. En basit örneği Valiler kararnamesi dahi çıkmıyor, Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasında diyalog kopukluğu gittikçe gün yüzüne çıkmıştı ve sonunda Erdoğan Özal'ın ANAP'ta uğradığı ihanetin aynısını yaşamamak için Davutoğlu'nu azletti ve yerine çok güvendiği Binali Yıldırım'ı getirdi...
İşte bu süreçten sonra Davutoğlu hep Erdoğan'ın aleyhine bir siyasi taktik benimsedi. Partiden ayrılmadı fakat hep eleştiri dili kullandı. Neticede ise partiden ihraç süreci başladı ve Davutoğlu AK Partiden istifa etti.. Zaten bir siyasi parti kurma çalışması içinde olan Davutoğlu böylece partisini kurmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bü tün bunları niye anlatıyorum diye soranınız olabilir. Evet hepinizin bildiği bir süreç. Gelinen nokta itibari ile Ak koyu, kara koyun belli olmuştur...
Geçtiğimiz gün İstanbul'da bir toplantı vardı o toplantıda ne kadar sonu oğlu ile biten isim varsa hep bir aradaydı.
Davutoğlu'nu her fırsatta yerin dibine sokan Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu ve Kaftancıoğlu aynı karede bir araya gelmişlerdi. Erdoğan karşıtlığı uğruna dünün düşmanları bu günün dostları olmuş. Erdoğan'ı seçimle göndermeye gücü yetmeyen kirli ittifak yine iş başında sanırsam...
Son bir söz ''er meydanına çıkmak er kişi işidir''..
Selam ve dua ile...