Hiç bir akli selim adam yıllar önce gündeme gelen ve yıllardır fizibilite çalışmaları devam eden bir proje hakkında bu kadar mesnetsiz açıklamalarında bulunmaz. Kanal İstanbul'un detayını sağlıklı olarak hiç kimse bilmemektedir. Bilinen tek şey var oda Montrö Anlaşmasındaki kısıtlamar sebebiyle yıllardır İstanbul Boğazından geçen gemilerden bir bedel almayışımızdır. Yani yıllık 10 milyar dolardan mahrum bırakıldığımız anlamını taşıyan mesele ve bu amaçla alternatif bir gemi güzergahı olarak Kanal İstanbul projesi geliştirilerek Türkiye'nin kaybı olan bu paranın Ülkemizin kasasına girmesi için verilen mücadele... Bildiğimiz budur...
2011'de hazırlanan bu proje neden İmamoğlu'nu bu kadar gerdi doğrusunu anlamaktan güçlük çekiyorum. Yoksa Sultan Abdülhamid Han döneminde hicaz demir yolu projesinden tutunda Marmara ray projesine kadar bir çok projeyi sabote eden batılı ülkeler ve içerideki hain destekçilerinin bir benzeriylemi? Karşı karşıyayız doğrusu düşünmüyor değilim. Tarihimiz boyunca hep engeller ve entrikalar ile karşılaştık. Ülkemiz ne zaman atılıma geçse hep bir el engel oldu. Bunun sayısızca örneği var..
Bana göre İmamoğlu'nun bindiği kayık su almaya başlamıştır. İmamoğlu çok çabuk kendini açık etmiştir. Ülkenin yararına olan ne varsa hepsine karşı çıkması, yurt dışında ülkemizi şikayet etmesi kendisini açık ettiğinin en büyük göstergesidir.
Bu tür devasa projelerin elbette iyi araştırılması gerekir. Ama bunun yolu ve yöntemi bu şekilde değildir. İmamoğlu'nu seçtiren güçleri elbette iyi irdelemek gerekir, bir araya gelen benzemezleri hepimiz biliyoruz. İmamoğlu'na destek verenler elbette tabii olarak hesap sormaktalar ve geliştirdikleri politikalarının uygulamaya konulmasını istemektedirler diye düşünüyorum...
Geldiğimiz nokta bunu açık etmektedir. Bana göre İmamoğlu belediye işleri ile iştigal olsa kendi faydasına olacaktır. Yoksa Milli meseleler başta olmak üzere her konuya maydanoz olmasının bedeli ağır olur....
Son söz "Milli ve manevi değerlerimizle oynamanın bedeli ağırdır..."
Selam ve dua ile...