Alınan tedbirler ve yayınlanan genelgelerin tek bir amacı var oda İnsan sağlığını korumak. Bu illet salgın her gün yeni canlar alırken ek tedbirlerde birer birer yürürlüğe konuyor...
Bu tedbirler kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da bir karar aldı. Karar camilerde topluca namaz kılınmasının, virüsün yayılmasında etken olacağı için sakıncalı olduğu yönündeydi. Bu karar kapsamında Ülkemizde hem vakit hemde cuma namazları cemaat olarak kılınmamaya başlandı...
Tabi söz konusu insan sağlığı olunca alınan bu tedbirin dinen hiç bir sakıncası olmadığını biliyoruz. Geçen hafta ve bu hafta olmak üzere iki cuma namazı kılınmadı. Ancak böyle bir olağanüstü durum devam ederken, bu Cuma Ülkemizdeki tüm camiler kapalıyken,
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Millet Camii de Cuma namazı kıldı...
Salgından dolayı Cuma namazlarının kılınmayacağını beyan eden Diyanet işlerinin başındaki isminin Cuma namazını kılması insanlarımıza nispet niteliği taşımıştır...
Bu din sadece diyanet işleri başkanına inmemiştir.
Cuma namazı da sadece sayın başkana özel olarak farz kılınmamıştır. Eğer bir uygulama varsa bu her kesi bağlaması gerekir. Madem diyanet işleri başkanı Cuma namazını kılacaktı o zaman bütün insanların kılması gerekmezmiydi.?
Bu çifte standart olarak değerlendirilir, koyduğu yasağı kendi delen diyanet işleri başkanı buna bir izahat getirmesi gerekir. Bizde artık Cuma namazına gitmek istiyoruz. Diyanet işleri başkanlığı bu son uygulaması ile insanların ferdi toplanıp kendi başlarına, Cuma namazı kılmanın yolunu açmıştır...
Aslında hayretle karşıladığım bu uygulamayı anlamış ta değilim. Cuma namazını sadece kendisine farz olarak gören sayın başkanı yadırgadığımı da ayrıca belirtmek isterim...
Son bir söz " Cuma namazını kılmak her Müslümanın üzerine farzdır. Olağanüstü bir hal içerisindeyiz. O vakit Diyanet işleri başkanı bu duyarlılığa özen göstermeli..."
Selam ve dua ile...