Asla vazgeçmeyecekler (FETÖ)
Ne kadar masumca ve din elden gidiyor temalı bir haber başlığı değil mi?
Altında yatan subliminal mesaj "Doğu'da sokağa çıkma yasağı" var ve bunu din ile bütünleştiren güdümlü bir "din elden gidiyor" yorumu.
Tabiki sokağa çıkma yasağı, normal işleyiş içinde olan hiçbir ülkeden kabul edilebilir bir uygulama olamaz. Ancak kendiliğinden mi geldi bu noktaya bu uygulama?
Öncelikle günlerdir Doğu'daki devlet otoritesine ve görevlilerine karşı gerçekleştirilen pkk ve sempatizanları kaynaklı organize ve gittikçe kontrol edilemez bir topyekün saldırı mevcut. Kanasla nokta atışlı infazlar, dışarı çıkan kolluk kuvvetlerine saldırı, kurtarılmış bölgeler ve devlet mekanizmasının aksaması sonrasında memurlara bölgeyi terk çağrısı.
Bunun daha öncesinde, mevcut hükümetin tekrar seçilmesini engellemek üzere Zaman ve şürekası sanki oradaki illegal yapılanmaya destek vermemiş, sponsorluk yapmamış ve tüm bu gidişatta tuzları bulunmuyormuş gibi, şimdi de hükümete ve otoritesini sorgulamak üzere yukarıdaki mazlum görünen başlıkla toplum mühendisliğine soyunmuş durumda...
Diğer yandan dine, diyanete bu kadar önem verdiğini her fırsatta ortaya koymaya çalışan bu güruh, kumpaslar oluşturmuş, senaryolar üretmiş ve bu senaryoları destekleyecek uyduruk delilleri kendilerine müzahir kolluk kuvvetleri ile monteliyerek, kendi hukuk adamları vasıtasıyla TSK'lerine, subaylarına ve devletin diğer kurumlarındaki görevli memurlarına, bir harpte verilebilen zayiattan daha fazlasını verecek şekilde kırıma uğratmıştır.
Fethullah Gülen cemaati , Türkiye'de diğer cemaatlerin aksine sadece dinsel inancini yasamaya çalisan bir cemaat değildir. Uluslararasi alanda kendini ispat etmeye çalışıp pek çok girişimlerde bulunan, son derecede tehlikeli, bağlantilarıyla, ekonomik kaynakları ve eğitim kurumları ile, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en tehlikeli tehdit odağıdır. Eşi benzeri olmayan bir örgütlenmedir. Örgütlenme modeli olarak, tamami C.I.A. denetimindeki moon, falun-gong , gibi tarikatların izindedir. Fethullahçilar, ekonomik güçlerini elde edebilmek için çok akılcı yatırımlar yapıp , hem maddi hem manevi güç elde etmişlerdir. Yapılabilecek en akılcı alanda yaptıkları yatırımlar sayesinde ülkemizin bugününü değil geleceğini de ellerinde tutma amacı gütmüşlerdir. Dolayısıyla geleceğimizi de tehdit etmektedirler. Sadece eğitim alanına da değil, istihbarat birimine sızmaları da büyük bir tehdit ve son derece tehlikeli bir durumdur. İstihbarat alanına yönelmelerinde birtakım stratejik gerçekler vardır ki; bu son derece vahimdir.
Unutulmamalıdır ki; "elinde silah tutan adam tehlikelidir" in aksine, Din'i elinde tutan,kötü emellerine alet eden adam daha tehlikelidir. Çünkü sadece "din" zihinleri kilitler.
Bunlar asla vaz geçmeyecekler dostlar. Asla!
Ne kadar zayıflasalar, ne kadar üzerlerine gidilse de, buldukları ilk uygun fırsatta sinsi zehirlerini toplumun hassas noktalarına akıtmaya çalışacaklar ve doktrine oldukları hedeften asla bir gram sapmayacaklardır.
Arzu edilen güçlü Türkiye'nin önünde engerek yılanı gibi çöreklenmiş bu terör örgütüne karşı girişilen devlet inisiyatifinden asla feragatte bulunulmamalı ve MİT tarafından da teyit edildiği şekilde, devlet kademesindeki FETÖ ajan-provakatörlerinin ihracına hiç ara vermeden ve artan şiddetle devam edilmelidir.
Altında yatan subliminal mesaj "Doğu'da sokağa çıkma yasağı" var ve bunu din ile bütünleştiren güdümlü bir "din elden gidiyor" yorumu.
Tabiki sokağa çıkma yasağı, normal işleyiş içinde olan hiçbir ülkeden kabul edilebilir bir uygulama olamaz. Ancak kendiliğinden mi geldi bu noktaya bu uygulama?
Öncelikle günlerdir Doğu'daki devlet otoritesine ve görevlilerine karşı gerçekleştirilen pkk ve sempatizanları kaynaklı organize ve gittikçe kontrol edilemez bir topyekün saldırı mevcut. Kanasla nokta atışlı infazlar, dışarı çıkan kolluk kuvvetlerine saldırı, kurtarılmış bölgeler ve devlet mekanizmasının aksaması sonrasında memurlara bölgeyi terk çağrısı.
Bunun daha öncesinde, mevcut hükümetin tekrar seçilmesini engellemek üzere Zaman ve şürekası sanki oradaki illegal yapılanmaya destek vermemiş, sponsorluk yapmamış ve tüm bu gidişatta tuzları bulunmuyormuş gibi, şimdi de hükümete ve otoritesini sorgulamak üzere yukarıdaki mazlum görünen başlıkla toplum mühendisliğine soyunmuş durumda...
Diğer yandan dine, diyanete bu kadar önem verdiğini her fırsatta ortaya koymaya çalışan bu güruh, kumpaslar oluşturmuş, senaryolar üretmiş ve bu senaryoları destekleyecek uyduruk delilleri kendilerine müzahir kolluk kuvvetleri ile monteliyerek, kendi hukuk adamları vasıtasıyla TSK'lerine, subaylarına ve devletin diğer kurumlarındaki görevli memurlarına, bir harpte verilebilen zayiattan daha fazlasını verecek şekilde kırıma uğratmıştır.
Fethullah Gülen cemaati , Türkiye'de diğer cemaatlerin aksine sadece dinsel inancini yasamaya çalisan bir cemaat değildir. Uluslararasi alanda kendini ispat etmeye çalışıp pek çok girişimlerde bulunan, son derecede tehlikeli, bağlantilarıyla, ekonomik kaynakları ve eğitim kurumları ile, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en tehlikeli tehdit odağıdır. Eşi benzeri olmayan bir örgütlenmedir. Örgütlenme modeli olarak, tamami C.I.A. denetimindeki moon, falun-gong , gibi tarikatların izindedir. Fethullahçilar, ekonomik güçlerini elde edebilmek için çok akılcı yatırımlar yapıp , hem maddi hem manevi güç elde etmişlerdir. Yapılabilecek en akılcı alanda yaptıkları yatırımlar sayesinde ülkemizin bugününü değil geleceğini de ellerinde tutma amacı gütmüşlerdir. Dolayısıyla geleceğimizi de tehdit etmektedirler. Sadece eğitim alanına da değil, istihbarat birimine sızmaları da büyük bir tehdit ve son derece tehlikeli bir durumdur. İstihbarat alanına yönelmelerinde birtakım stratejik gerçekler vardır ki; bu son derece vahimdir.
Unutulmamalıdır ki; "elinde silah tutan adam tehlikelidir" in aksine, Din'i elinde tutan,kötü emellerine alet eden adam daha tehlikelidir. Çünkü sadece "din" zihinleri kilitler.
Bunlar asla vaz geçmeyecekler dostlar. Asla!
Ne kadar zayıflasalar, ne kadar üzerlerine gidilse de, buldukları ilk uygun fırsatta sinsi zehirlerini toplumun hassas noktalarına akıtmaya çalışacaklar ve doktrine oldukları hedeften asla bir gram sapmayacaklardır.
Arzu edilen güçlü Türkiye'nin önünde engerek yılanı gibi çöreklenmiş bu terör örgütüne karşı girişilen devlet inisiyatifinden asla feragatte bulunulmamalı ve MİT tarafından da teyit edildiği şekilde, devlet kademesindeki FETÖ ajan-provakatörlerinin ihracına hiç ara vermeden ve artan şiddetle devam edilmelidir.