Top çevirmek

Bu aralar, hep birileri birileri ile görüşüyor, heyetler bir yerlere gidiyor, geliyor.
Konu şu; PKK/YPG/SDG/YPD, bilmem artık alfabede ne kadar harf varsa kullanan adi, katil terör örgütünün silah bırakması.

Başından söyleyim ve Sayın Erdoğan da, Sayın Bahçeli de, hu konuda gayet netler ve demeçlerini de buna göre verdiler:
Ya silahları gömeceksiniz ya da silahlarınızla gömüleceksiniz!

Kader ve karar anı, ya herro, ya merro.
Üçüncü bir yol/bir seçenek yok!

Ve evet, artık o zaman geldi.
PKK isimli katil sürüsünün miadı geçti, çoook eski bir zamandan kalma ve türünün son örneği olan terör örgütü için, son demler yaşanmaya başladı.

Eski hamileri de topyekûn etkisiz eleman haline gelince, bu son da artık kaçınılmaz oldu.

Halbuki, kaç kez barış eli uzatılmıştı, kaç kez nasihat edilmişti; “Vazgeçin bu AB ye, ABD’ye inanıp güvenmekten, gün gelir sizleri de bozuk para gibi harcarlar” denildi, ama dinleyen kim?
Halbuki yakın tarihe baksalardı, günün geldiğinde, onları da satacaklarını anlamadıydılar, ama ders almadılar işte.
El Kaide’yi, Taliban’ı vakti ile Ruslara karşı kuran, silahlandıran ve sonra düşman ilan eden de ABD ve şürekası değil miydi?

Nikaragua, Kosta Rika, Şile, Venezuela, Kambotça...
Bu ülkelerde, darbeler yaptıran, asi örgütler kuran, ülkeleri destabilize eden, istediklerini elde ettikten sonra da, bu örgütleri satan, kaçan kimlerdi?

Neyse, artık paradigmamalar ve konjonktürler değişti, nasihat faslı da bitti, merhametli olma faslı da bitti!

Hele ki, müzakere etme, pazarlık yapma vakti de bitti.
Fakat, garip bir şekilde DEM partisi, kendisini fasulye gibi nimetten sanmaya başlayıp, bir pazarlık, müzakere süreci başlatma peşinde.
Aslında onlar da gelinen noktayı çok iyi biliyorlar da, kuyruğu nasıl dik tutarız, onun peşindeler.
Ha bire birileri ile konuşalım, soralım, öyle cevap veririz diye bir şeyler geveliyorlar.
Önce bebek katili APO, şimdi de diğer katil Demirtaş!
Sanki bu iki kişinin, Kandile herhangi bir sözü geçiyor da, müzakereci rollerine girmeye çalışıyorlar?!
PKK artık kimsenin umurunda değil, YPG ise sorsa sorsa ABD’ye, İsrail’e sorar!
Siz kim oluyorsunuz ki?
Futbol da sanırım buna top çevirmek derler.
Yani karşınızda yenemeyeceğiniz bir rakip var, ve hasbelkader top size geçti, saldırma imkanı yok, bari gol yememek için, topu oradan oraya çevirip zaman kazanabilmek.

İyi de, sizin kazanabileceğiniz bir zaman da kalmadı.

Çünkü Türk askeri, tüm gücü ile üstünüze çullanacak ve yok edecek.
Neyin çabası bu?
İşte şurası özerk olsun, petrol gelirimize karışmayın...
Sizin öyle bir şart koşma lüksünüz kalmadı ki.
Sizin iki seçeneğiniz var, Shakespeare in Hamletinin dediği gibi:
Olmak, ya da olmamak!
Bu saatten sonra, artık size yağmurlu havada bir tas su yok!
Kimseden de yardım istemeyin, çünkü o yardım istedikleriniz, bizden medet umuyorlar.
Yani artık gerçekten de, sizi takan yok!
Onun için, hayatta kalabilmeyi seçin, silahlarınızı bırakın ve teslim olun.
Bizler, sizin gibi, savunmasızlara ateş açmayız, savaşta da olsa, aman dileyene vurmayız, teslim olanı öldürmeyiz.
Elinize tarihi bir fırsat geçti, geçmişken, birilerinin egosu yüzünden, sakın ha hayatınıza zar atmayın.
Çünkü artık konuşma bitti.
Söz artık merminin!
Ve iyi bilirsiniz ki, Sakarya kahramanlarının torunları ile, Mehmetçik ile şaka olmaz, karşılarına hiç çıkılmaz.

Kırk senedir beyhude verilen uğraşın, son kurbanları siz olmayın, çünkü asla Türkiye’yi, Türk askerini yenemezsiniz.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

OGÜNhaber