Çünkü Tim 47 ölmedi.Çünkü Tim 47, 10 Aralık 2016 tarihinde şehadete yürüdü, ölümsüzleşti.Vodafone Park'da bir maç sonrası idi.
Yoğun ve yorucu geçen bir maç görevi daha sona ermiş, milletin dağılması bekleniyordu.
Sonra herkes evine gidecek ve hakettikleri gibi dinleneceklerdi.
Ama olmadı.Zira kana susamış hainler o akşamı kana buladı.İki farklı bomba ile onlarca şehid, yüzlerce yaralı oldu maalesef.
Evet asıl hedef, doğrudan polis idi. Çevik kuvvet idi.
Ve o akşam bir kez daha ciğerimiz yandı.
Civanmert arslan parçaları hakka yürümüştü.
Elbette hepsinin bir hikayesi vardı.
Hepsinin gelecekle ilgili planları, hayalleri vardı.
Nasıl olmasın ki, daha hayatlarının baharlarında idi hemen hepsi.
Üstelik çoğu da polislik mesleğine daha yeni girmiş, hatta seneleri dolmamış, asaletleri bile onanmamıştı.
Tabii ki de hayalleri vardı.
Kimi yeni evli, kimi nişanlı, kimi henüz "konuşma" seviyesinde idi.
Öyle bir zamanda mesleğe atılmışlardı ki, 15 Temmuz daha dün olmuş, teşkilat çalkalanmış, dalgalar daha devam ediyor, OHAL ilan edilmiş ve her gün 12/12 çalışıyorlardı.Elbette hayalleri vardı, hikayeleri vardı…
Ama olmadı.
Şehidlerin arasında Yusuf yüzlü bir delikanlı vardı.
Komiser yardımcısı Erdem Özçelik.Meşhur
PAEM (Polis Amirleri Yetiştirme Merkezi) mezunu idi.
15 Temmuz'da füzelerin tadına bakmışlar, vatan hainlerine bir değişik şekilde bilenmişlerdi.
Motivasyonları çok yüksekti ve kalpleri vatan aşkı ile çalıyordu.
Erdem Özçelik, yeğenimin sınıf arkadaşı olması hasebiyle tanışmıştık.
Gerçekten de müstesna bir kişilik, ağırbaşlı ve saygılı, pırıl, pırıl bir gençti.
Nerden bilebilirdim ki, sadece birkaç ay sonra, o yiğidi adli tıp kurumundan alacağımızı.
Ama nasipte bu da varmış.
Gencecik bir fidan, daha hayatının baharında, şehadete yürüdü.
Erdem Özçelik, PAEM'in ilk şehidi oldu.
Yüreğimiz dağlandı, ciğerimiz yandı.
Ve tüm devreleri intikam için yemin etti.Türk devletlerinin geleneği budur.
Şehid düşen bir birim, bir daha kurulmaz.
Çanakkale de 57. Alay'dı.
Beşiktaş da ise Tim 47.
Devir değişse de kan aynı kandır.
O zaman da yedi düvel saldırmıştı, 15 Temmuz'da da 10 Aralık'ta da bugün de saldıran yedi düveldir.
Karşılarında duran ise daima bir Mehmettir.
Bu vesile ile tüm şehidlerimizi şükran, saygı be Rahmet ile anıyor, önlerinde başımı eğiyorum.
Gazilerimizi de minnet ile yad ediyorum.
Bu necip millet yüzyıllardır şehidler verdi ve sanırım kıyamete kadar da verecek.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam