Türkiye Cumhuriyeti 3. ve en önemli evresine geçti!
Başkanlık sistemine geçti ve tam manası ile Demokrasi artık bu ülkede yerleşti!
Tabii bizim için ne kadar heyecan verici olur ise olsun, Sayın Başkan için çok daha farklı bir heyecan, bir mutluluk olduğu kesin!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından başlayan, zindanlar ile bölünen,
muhtıralar, postmodern darbeler, yargı darbeleri ve elbette 15 Temmuz ile dahi, sayısı 50’ye varan suikast girişimleri dahi engellenmek istenen bir yolun şimdilik doruk noktasına gelmiş bulunmakta!
Abartısız şunu demek mümkün ki, dünyada eşi, benzeri olmayan bir siyasi kariyer. Çünkü hiçbir siyasi lider, 16 senelik siyasi hayatında milletinin önüne 12 kez sandık koymadı.
Hiçbir siyasi lider, bu kadar sıklıkta halkın desteğini, defalarca almadı!
Ve hiçbir siyasi lider, kendi çıtasını bu denli yükseltmedi!
Sonuçta, Aziz milletimiz, karşısında verdiği her sözü tutan bir lider gördü ve teveccüh gösterdi!
Acizane ben deniz, 29 yıldır bu siyasi davanın içinde, hadim olmuş önemsiz bir nefer olarak, törenleri gözyaşları ile izledi isem, Sayın Başkanın ruh halini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek!
Ve nihayetinde, yoğun bir gündemden dolayı hayli geç olsa da yeni Başkanlık kabinesi açıklandı!
Şüphesiz ki bu kabinenin en sürpriz ismi Hulusi Akar olmuştur!
Bu görev, muhakkak ki, verdiği mücadelenin, başarılı mücadelenin bir neticesidir. Dikkat ederseniz mükafatı demiyorum, çünkü bu kabine de Bakan olmak, şimdiye kadar olduğundan çok daha yoğun çalışmak ile eşdeğerdir!
Kabine kökünden revizyon görmüş, Yeni Türkiye’nin, yeni sistemin ruhuna gayet yakışır bir kabine olmuştur!
Ve bugün yine Türkiye Cumhuriyeti, dostunu da düşmanını da görmüş ve saymıştır!
Törene en üst düzeyde iştirak edenler de diplomatlarını dahi göndermeyeler de görülmüştür. Zannımca bundan sonraki siyaset de bu tablonun verdiği istikamet ile şekillenecektir!
Daha evvel birilerinin uydurduğu kabine listeleri de bu şekilde külliyen ters köşe oldu!
Kabinede göze çarpanlar ise,
yeni Bakanların CV’lerinin çok kabarık ve liyakat sahibi olmalarıdır!
Bu esnada, yok Babacan, yok bilmem ne eski isimleri sürekli küfeye koymaya çalışanlara da şunu söylemek gerek:
O devir artık bitti!
Ve bu kadar güzelliklerin içinde ise, elbette bugün çirkinlikler de vardı!
Yemin töreni öncesi, esnası ve akabinde CHP, HDP ve İyi Parti’nin sergiledikleri terbiyesizlik ve saygısızlık, tarihe aynen de bu harfler ile yazıldı!
“Partili Cumhurbaşkanı na saygı duymayız” lafı, bir safsatadır, bir bahanedir ve terbiyesizliğe kılıf uydurmaktan öte giden bir şey asla değildir!
Zira Gazi Mustafa Kemal hem Devlet Reisi hem CHP genel Başkanı değil miydi, İsmet İnönü ona keza.
Yani bu bahaneyi nereden tutarsanız tutun, elinizde kalır. Seçimler bittikten sonra, seçilen her kim olursa olsun, sadece onu seçenlerin değil, 81 Milyonun Cumhurbaşkanıdır.
Kaldı ki, çoğunluğu alarak bu makama gelmiştir ve ona saygısızlık, tüm Millete saygısızlıktır, Milletin iradesine terbiyesizliktir!
Bunun başka bir izahı yok!
HDP’nin tutumu biraz daha farklı tabii!
Arkadaşım, bu devletin Bayrağına, Marşına, Makamlarına saygı duymuyorsan, o zaman bu ülkede Vekil olma! Olama!
Cumhurbaşkanlığı bir Makamdır. Bu ülkenin de en üst ve en şerefli makamıdır!
Kim olursan ol:
Bu Makama saygı duymak zorundasın!
CHP’nin tabii içinde bulunduğu durum, bugünkü hareketlerini gerektiriyordu. Çünkü baktığımızda, 10 Yıldır Genel Başkanlık koltuğunu işgal eden kişinin de partinin de
Erdoğanfobya ve Erdoğan karşıtlığından başka, hiçbir içeriği yok!
Hiçbir projesi de yok!
Onun için de bu terbiyesizlik ile Muhalefet yaptıklarını zannetmeleri, sanırım gayet doğal!
Aslında başka bir şey de beklemiyorum kendilerinden!
Yani olsa, 16 yıldır, en azından bir proje üretebilirlerdi! Ancak buna şahid olan var mı? Yok. Olacağını da hiç sanmıyorum şahsen.
Beni en çok ümitlendiren, Sayın Başkanın; “Artık mazeret yok” sözü dür!
Çünkü artık Bakanlıklar, sadece birer icraat makamlarıdır ve siyasetin prangalarından da, Bürokrasinin engellerinden de muaftırlar!
Bu saatten sonra, projeler üretip uygulayacaklardır. Hepsi bu. Ha, işini yapmayan da yapamayan da, kendini
kim olursa olsun, kapı önünde bulacaktır!
Araçlara alakası olanlar bilirler, seri olarak üretilen araçlar, güçleri ne olur ise olsun, 250 de, motor kapanır! Daha hızlı, gücüne rağmen gidemez!
Ancak
“Chip Tuning” denilen bir işlemden sonra, bu teknik bariyer ortadan kalkar!
İşte Türkiye bugün bu işlemi yapmıştır!
Gücünü kısıtlayan suni bariyeri ortadan kaldırmıştır!
Bundan sonra, hiçbir siyasinin, hiçbir seçilmişin, hiçbir atanmışın, asla bahanesi olamaz!
Vakit Türkiye vaktidir, Vakit icraat vaktidir!
Halen eski sistemin yasını tutup hayıflanlar da artık kusura bakmasın!
Türkiye’nin otobanında ikaz şeridine geçsinler ve dörtlüleri yakıp, çekiciyi beklesinler!
Belki güzel bir gün gelir de onlar da anlar, terbiyesizlik ile, saygısızlık ile,
hatta ihanet ile muhalefet yapılmayacağını!
İhanet demişken de Eren Erdem den çok yoğun bilgiler geliyor. Bunun doğrultusunda, birilerin canları fena yanacağa benzer!
Herkesin densizliği kendine kalsın. Bugün bir tarih yazıldı ve bizler buna şahid olduk!
Bundan sonraki süreç için çok sevinçli ve heyecan içindeyim!
Allah, Vatana, Millete hayırlı, uğurlu etsin!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam