Önümüzdeki ABD seçimlerini belirleyecek iki ana konu var, ikisi de savaşla ilgili.
Birincisi Ukrayna/Rusya savaşı.
İkincisi Filistin soykırımı!
Bakmayın siz, müstemleke uşaklarının Netanyahu’yu ayakta alkışladığına, gerçek şu ki, bıçağı yedikten sonra öküzün son böğürmesi gibi bir şey bu aslında, çünkü ABD de, bu iki savaşa karşı ciddi tepkiler var ve her gün de çığ gibi büyüyor.
Şimdi seçimi kazanmak isteyen taraf, bu oy potansiyelini göz ardı edebilir mi?
Edemez.
Siyonist ve Yahudi lobisini göz ardı edebilir mi?
Onu da edemez.
Tam bir dilemma işte, tam manası ile ne İsa’ya, ne Musa’ya yaratabilme, ne şiş yansın ne kebap!
Bana göre, açıkçası, kim gelirse gelsin, hiçbir şey değişmez, değişemez, yani ha Ali – Veli, ha Veli – Ali, giden de gelende bir, Trump da bir Haris de bir.
Mesele, seçmeni nasıl kandırabilmek.
Donald Trump, başından beri pro İsrailci olduğunu açık açık beyan etti zaten, ancak şu ayrıntıyı da unutmamak lazım;
“Ben seçilmezsem, 3. Dünya Savaşı çıkacak” dedi.
Yani kendini, bu Savaşı engelleyebilecek yegane kişi olarak ortaya çıkarttı.
Tabii şunu sorabiliriz kendisine: “Gazze de soykırım devam ederken, İsrail gözü dönmüş, kuduz gibi her yere saldırırken, sen de bunların arkasında dururken, o Savaşı nasıl engelleyeceksin?”
Kamala Haris, şu an itibariyle tam olarak, ne şiş yansın ne kebap, ben işime bakarım moduna geçmiş, kısık sesle soykırımı tenkit ediyor, ama öbür taraftan da İsrail’e bağlılığını belirtiyor.
Her taraf olan bertaraf olur!
Her yere kuyruk sallayana ne derler, herkes biliyor.
Ama dedik ya, iş bu meseleyi seçmene pazarlayabilmekte.
Trump, Biden’in zoraki başlattığı Ukrayna savaşını bitireceğini beyan etti.
Bu beklenirdi, çünkü Biden’in yaptığı her şeyi hızlıca bertaraf edecektir, kaldı ki, Avrupa’nın ortasında, sarı saçlı, mavi gözlü insanların ölmesine tahammülü yok.
Bu beyan, ABD’de geniş bir yankı bulacaktır, çünkü ABD vatandaşları bu savaşa, oraya harcanan paralara ciddi tepkili.
Peki ya Gazze soykırımı?
Trump’dan bu konuda belirgin bir açıklama yok.
Haris, Ukrayna konusunda, şu an halen devam görevi hasebiyle, birinci dereceden de sorumlu olduğu için, doğal olarak karşıt bir beyanı yok.
Şimdi biz, tarihe şahitlik edeceğiz.
Kim, seçmene daha iyi pazarlama yapabilirse, o seçimi götürür.
Zira, işin özünde, kim gelirse gelsin, Ukrayna Savaşı zaten son demlerinde, uzatmalara oynuyor, ancak Gazze meselesi hakkında hiçbiri bir değişiklik sergileyemez.
Tabii, birileri isterse, “Arzı Mevud başka bahara kaldı” derse, o zaman işler değişir.
Hiç olmadığı kadar, PR’ın önde olduğu bir seçime doğru gidiyoruz...
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam