Aslında değil, ancak işte ümitsiz de yaşanmıyor ya.
Biz de aslında ümit etmiştik ki, Türk muhalefeti, tabanı, tavanı, seçimlerden sonra bir kendine gelir, öz eleştiri yapar, çeki düzene girer, proje üretmeye başlar, sorun olmaktan çıkıp, çözüm ortaklığı yapar diye.
Ne diyeyim, boşuna ümit etmişiz.
Değişen tek şey bir isim olmuş, gerisi ise, aynı tas, aynı hamam.
Aynı bilindik teraneler, mavallar, absürt, saçma teoriler ve tabii, olmazsa olmazları, ucuz popülizm.
Anlaşılan CHP de, kaymağı yiyen tabaka değişti sadece.
İYİ Parti de ise durum vahim.
Sonun başlangıcı, ortak adayın ismi diretilmesi ile başlamıştı.
Seçim evveli olan periyotta devam etti, seçimlerden sonra ise, sinsi savaş, resmen mezbahaneye döndü.
Kan gövdeyi götürüyor adeta.
Ortada eriyen paralar, para ile satılan vekillik sıralamaları, neler, neler.
Tabii burada da esas konu aslında CHP ve ittifak.
Normalde pek sorun değil de, işte bir de şu HEDEP olmasa...
Yani CHP'nin şu marjinal sol ve terör örgütlerine olan aşkı.
İşte bütün işi bu bozdu, bozuyor, bozacak.
Çünkü bir yandan milliyetçilik ve ülkücülük kisvesi ile yola çıkacaksın, ama diğer taraftan da, bölücü örgütler ile iç içe olan CHP ile yol yürüyeceksin!
Bu olmaz, olmadı da.
Aslında benzer bir yazıyı geçen hafta yazmış, sonda fazla sert bulmuş ve silmiştim.
Keşke silmeseymişim.
Tabii o zaman, Türk muhalefetini dizayn edenler, bu kadar ileri gitmemiş, İyi parti, ulu orta kendi kendini parçalamaya başlamamıştı.
Ve bugün artık görüyoruz ki, İyi Parti sonun sonuna yaklaştı, yani finale çeyrek kaldı.
Zaten vaktiyle, sadece Milliyetçi Hareket Partisine operasyon çekmek için kurulan bir partinin, bunu başaramadıktan sonra da, daha fazla bir kullanım amacı da kalmamış olsa gerek.
Önce şaibeli bir kurultay süreci, sonra parti kurma.
Hiçbiri işe yaramadı, Milliyetçi Hareket Partisine zarar verilemedi, aksine MHP bugün hiç olmadığı kadar önemli bir konumda ve aktif siyasete yön verebilme kabiliyetinde.
İyi Parti Genel başkanı Akşener de zaten bir TV programında, kendilerinin de, ittifaklarının da, ancak bir projeden ibaret olduklarını söylemişti.
Proje, AK Partisi iktidarını devirmekti, olmadı.
Akşener, seçimlerden sonra, CHP ye alev püskürttü ve ittifak kapılarını kapattı, yani en azından kapatıyormuş gibi yaptı ki, bugün şahsi ve siyasi istikrarsızlığının bir örneğini daha sergileyerek, Özgür Özel ile buluştu, ortak basın toplantısında da, ittifak civatasını hemen gevşetti.
Böylelikle Akşener, bir kez daha, sözlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığını, Süleyman Demirel misali "dün dündür bugün bugündür" prensibi ile hareket ettiğini ispat etti.
Zaten siyasi CV si baz alındığında, Meral Akşener in, hiçbir şekilde güvenilir bir kişi olmadığını anlayabiliriz.
Fakat bu kez, yani CHP'nin HADEP ile önceden ısınma turları yaptığından hemen sonra, artı Türk Silahlı Kuvvetlerine kimyasal silah iftirası atan Şebnem Korur Fincancı ile bulunmasından hemen sonra, böyle bir gevşetmeyi, tabanı nasıl karşılar, bilemedim.
Hadi tabanı yaladı yuttu diyelim, peki oy isteyeceği sağ kesime nasıl izah edecek?
Hangi yüzle, milliyetçi, muhafazakar, hatta ülkücü, ulusalcı kesimden oy isteyecek?
Ama böyle olur işte bu işler.
Geçmişinde kara noktalar var ise, birilerinin dayatmasına da boyun eğersin, siyasi hayatına mal olsa bile, boyun eğmek zorunda kalır, tükürdüğünü yalamak zorunda kalırsın.
Yakın tarihimiz, bu kıvraklıkları sergileyen pek çok siyasi parti ile, ve uğradıkları önemsizliğe itilmiş olma akıbeti ile dolu.
Meral Akşener, DYP'nin de, ANAP'ın da bir zamanlar içinde ifi ve çöküşlerini de bizzat gördü.
Gel gör ki, zerre ders alamamış.
Ya da görevini çok iyi yapmış. Bu konuyu sanırım fazla açmaya gerek yok.
Sonunda muhalefet, entrikalar ile, koltuk ve rant kavgaları ile meşgul ve zinhar millete hizmet etme gibi bir düşünceleri de yok, zaten hiç de olmadı.
Hatta iddia edebilirim ki, aman, aman iktidara gelme hırsları da yok.
Ülkem adına, milletim adına üzücü bir durum bu, çünkü demokrasilerde iyi çalışan bir iktidar ne kadar gerekli ise, iyi çalışan bir muhalefette bir o kadar gerekli.
Ama maalesef sonuncusu bizde yok, korkarım tez zamanda olmayacakta.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam