Bu da bize şunu gösteriyor ki, ülkemizde Demokrasi gerçekten oturdu. Olgunlaştı!
Ve yine dünyada hiçbir iktidar, hiçbir lider, bu kadar sıklıkla halka gitmedi, iktidarını tescil istemedi.
Hemde bu kadar zor şartlara rağmen, iç ve dış saldırılara rağmen. Sadece bu husus, takdire şayandır!
Milletimiz sandığa gitti ve de rahatladı. Hür iradesini kuvvetli bir biçimde kullandı. Katılım oranı neredeyse %88!
Tabii ortaya çıkan tablonun da iyi okunması gerekir!
Birinci esas şu dur ki, HDP’yi Meclis’e taşıyan yine CHP oldu. Demirtaş’ın oy oranı %8 oranında iken HDP’nin barajı geçmesi, bunun en açık göstergesidir!
Gizli ittifak belli ve tescil olmuştur. Bundan böyle CHP kesinlikle HDP ile birlikte anılmalıdır.
Kılıçdaroğlu’nun aday mimarlığı, yer ile yeksan olmuştur!
İnce’nin oy oranı %30lar da iken, CHP’nin oy oranı %22 lerde kalmıştır, bu da bir kayıptır!
Ancak şahsen ben, İnce’nin CHP Genel Başkanlığına geçebileceğini hiç sanmıyorum. Çünkü Kılıçdaroğlu’n da kaybetmek diye bir şey yoktur!
Her zaman olduğu gibi, yine üç beş gün kaybolacaktır, sonra da bildiğimiz “oylar çalındı teraneleri”, ve aynen devam!
CHP’nin geleneği budur!
Daha önce de yerel seçimlerde Sarıgül başarı elde etmesine rağmen, bugün ismi bile anılmamaktadır. Yani bir kaset vakası olmaz ise, Kılıçdaroğlu gitmez!
Akşener, boyunun ölçüsünü almıştır. Bir proje olduğu belli oldu!
Ne kiralık vekiller ne FETÖ’nün Twitter robotları, manipülasyonları, ilk günden beri boş alanlara hitab ettiği gerçeğini ortadan kaldırmaya yetmedi!
Şahsen Demirtaş’ın, Partisi ise HDP’nin dahi arkasında kaldı!
İddia ettiği hiçbir şey olmadı!
AK Partisi ise ciddi bir ders aldı!
Sayın Erdoğan ile Partinin arasında 10 puanlık bir fark var!
Son genel seçimlere kıyaslanırsa bir kayıp sözkonusu!
Şu an Sayın Cumhurbaşkanı üzgün ve eminim ki, bu sonuçların müsebeplerine şimdiden gereken yorumları yapmaya başladı bile!
Zira, evet bir zafer kazanıldı, ancak hedeflere erişilmedi!
Cumhurbaşkanlığında çok daha farklı (%56 gibi) bir sonuç, Meclis için de en az 301 Milletvekili hedefleri vardı ve bunlar kaçırıldı!
Sayın Erdoğan’ı az çok tanıyan herkes de bilir ki, bunlar asla Sayın Erdoğan ın hazmedeceği şeyler değildir!
Bu kayıp, bu makas açığı, sadece listeler ile açıklanamaz!
Daha ziyade, halkın Belediyeler ile barışık olmaması, belediyelerin milleti üzdüğü gerçeği apaçık ortaya çıktı!
Sayın Cumhurbaşkanın Metal yorgunluğu yenilemesi, sanıyorum, halkın nezdinde yeteri kadar yer bulamadı. Yansımadı, ya da yeterli gelmedi!
Taktiksel olarak da bu yenilenmenin halka yeterince anlatılmadığı maalesef ortada!
Zira Partili olmayan insanlar, parti içindeki görev değişikliklerini görmediler!
Ama görmek istediklerini de göremediler!
Listeler hazırlanırken, yoklamalara çok daha değer verilmeli idi. Verilmedi!
Diyarbakır hezimeti bunun apaçık göstergesidir ve de Diyarbakır ile de sınırlı değildir!
Bu listeleri hazırlayanların, layık oldukları muameleyi görmelerini niyaz ediyorum
Çünkü bu sonuçlardan acil dersler çıkartılmaz ise, önümüzdeki yerel seçimlerde pek de parlak bir tablo ortaya çıkmayacaktır!
Millet rahatladı! Şimdi ise sıra piyasalarda ve ekonomi de!
Bir acil eylem planı ile, piyasalar dengelenmeli, ekonomi ise rahatlatılmalıdır!
Bu seçimlerden sonra, önemli fonlar Türkiye’ye gelecektir!
Yabancı yatırımcıların da bunları izleyeceği aşikardır!
Ancak hükümet, bunları beklemeksizin, rahatlatıcı eylemleri en baş görev olarak bilmelidir!
Sırada elbette iki senedir bugünün sonuçlarına direten bürokratlar olmalıdır!
Hele de erken seçimler belli olduğu günden beri, adeta buharlaşan bürokratlar!
Netice de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin üçüncü ve en önemli evresine girdi!
Yeni sistem, Türkiye’nin önünü açacak, bölgesel değil, global bir süper güç olmasını hızlandıracaktır!
Bunun içinde çok kısa bir sürede İstanbul’un, Dünyanın Gözde bir finans ve yatırım bölgesi olacağına şahit olacağız!
Bürokratik oligarşinin prangalarından kurtulacak olan Türkiye, yalın ve Türkiye ye özgün bir yönetim sistemi ile, hızlı kararlar alıp uygulamaya geçirerek de kısa bir sürede, zaten var olan güveninin daha da artacağına ve şimdiye kadar olmayan yatırımcılar için cazip hale gelecektir!
Zira para hareketi sever, hızı Sever ve para asla uyumaz!
Bu esnada, desteklenmesi gereken, teşvik edilmesi gereken sektörlerden biri de muhakkak tüccarlık olmalıdır.
Yani bir malı, misalen Japonya’dan alıp, Pakistan’a satan tüccarlıktan bahsediyorum!
Çünkü dünyada yeniden yükselen, Global Traiding’dir!
Üretim yapan ülkeler, uzun yıllardır, kemikleşmiştir.
Ancak üretilen malların ticaretini yapacak ülkeler arasına Türkiye’nin girmesi, özellikle de Yeni Havalimanı’nın faaliyete geçmesi ile ve Türkiye’nin uluslararası taşımacılıkta bir marka olması ile mümkün ve de çok cazip olacaktır!
Global taşıyıcı ve ticari devlerin şimdiden İstanbul’da devasa boyutlarda depo alanları kiralamaları bunun en açık alametidir!
Türk Milletinin yüce iradesi güçlü bir şekilde sandığa yansımıştır!
Herkesin bu sonuca saygı duyması ve kendine yakışanı yapması gerekmektedir!
Seçimlerin Vatana, Millete hayırlı olması dileğiyle!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam