Şoför tabii cevap vermiş; “Burası Avrasya tüneli, denizin altından Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlar, beş senede yapıldı.”
Amerikalı hemen cevap verir: “Well biz Amerika’da bunun üç kat büyüğünü bir yılda yapardık.”
Bizim şoför biraz rahatsız olsa da turuna devam etmiş.
Tabii Boğaz köprüsü görünüyor ya, sormuş yine Amerikalı, bu ne diye.
Şoför yine bildiği kadar cevap vermiş.
“15 Temmuz Şehidler Köprüsü, üç yılda yapıldı, bugüne kadar üstünden bir milyardan fazla araç geçti…”
Turist yine ukalaca sözü bölüp; “Well biz bunun beş kat uzununu iki yılda yapardık, üstünden de üç milyar araç geçerdi” demiş.
Ve şöför iyice sinir olmuş.
Tabii tam da bir İstanbul çocuğu.
Kırmış direksiyonu Sultan Ahmet’e.
Camii’yi gören turist sormuş yine bu ne diye.
Şöför de pişkin pişkin gülerek adama bakmış.
“Yani bunu ben de yeni gördüm. Geçen hata buradan geçtiğimde daha yoktu.” demiş!
***
Şimdi bu CHP tayfasından da sosyal medyada, hakikaten de akılları zorlayan paylaşımlar geliyor.
Mesela bayanın biri, ilk kez Marmaray’a bindiğini ve bunun çok büyük bir hizmet olduğunu, Ekrem Başkan’a teşekkür ettiğini belirtiyor.
Tabii tüm sosyal medya da alay konusu oluyor.
Hanımefendi, Ekrem İmamoğlu’nun Marmaray’a yaptığı tek hizmet, 23 Nisan’da balon ile süslemekti.
Ve evet, bunu dahi adeta reform bir hizmet olarak parlatmaya çalıştı, aynı cenah.
Olur canım.
Marmaray’ı da İmamoğlu yaptı, Metro’yu da.
Avrasya Tüneli’ni de o yaptı, Üçüncü Köprü’yü de.
Hatta Yeni Havalimanı’nı bile o yaptı yahu.
Gerçekten de bu insanların hali ruhiyelerinden şüphe eder oldum. Akli melekeleri yerlerinde olmamalı.
Yani bugüne kadar, ideolojik nedenler ile kullanmadıklarını iddia edenler veya eleştiri üstüne eleştiri edenler, ki o eleştiriler de tamamen beyin donduran cinstendi, bugün bu hizmetleri, bir anda İmamoğlu’nun hanesine yazıp, yere, göğe sığdıramıyorlar.
Kuzum, siz iyi misiniz, Allah aşkına.
Tamam ideoloji körü olabilirsiniz de bu tip gerçekleri saptırarak görmek de artık şizofreninin en üst seviyeye varmış hali olsa gerek.
Yani Siegmund Freud mezarından kalkıp, bu hallerinizi görse, tüm psikoloji teorilerini tekrar gözden geçirme ihtiyacını hissedecektir.
Siz bir insanı sevmeyebilirsiniz. Fakat o insanın yaptığı bir hizmeti veya Hizmetleri de bir başkasına mal etmek, değişik bir kalitedir.
Bu apaçık kindir, nefrettir, gözü dönmüşlüktür, hatta hastalıklı bir ruh halinin dışa vurmasıdır.
Salt Mercedes markasına gıcık olmaktan dolayı, “Yok, yok, arabayı Gottfried Daimler bulmadı, Robert Bosch buldu” gibi saçma sapanlıktır.
Ve hep AK Partisi güruhunu kutuplaştırıcı bulan, bununla itham edenlerin, asıl kutuplaştırıcılar olduğunun apaçık delilidir.
Akıl var, mantık var. Tabii var da kullanabilmek de bir o kadar meziyet istiyor sonunda.
Yani salt muhalefet yapmak için, gülünç duruma düşmenin manası ne olabilir ki?
Ama tabii, eski bir Atasözünde denildiği gibi; “İmama bak, Cemaati gör”!
CHP’nin Genel Başkanı değil miydi, ciddi, ciddi bir hitabet saçmalamadında, Akdeniz’de tüm dünyayı görüp, Türkiye’yi göremeyen?
Bu zatın başını çektiği siyasi hareketin neferlerinden de akıllıca bir şeyler beklemek, sanırım gerçekten de ütopik bir şey olur.
Muhalefet edecekseniz, buyrun, akıl, mantık ve Türkiye menfaatlerini düşünecek bir çerçeve içinde, yapıcı tenkitler sunarak yapın.
Mesela yenilikler önerin, projeler sunun, planlamaların hatalarını bulun ve iyileştirici teklifler sunun. Böyle yapın ve biz de sizi takdir edelim.
Bu tip saçmalıklar ile, bırakın takdir etmeyi, ancak alay konusu oluyor, hatta acınacak hale düşüyorsunuz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam