Ramazan'ın ardından…

Bu sene gerçekten de “Nerede o eski Ramazanlar” deyimi tam manası ile yerini buldu.
Maalesef arefesinde olduğumuz Bayram da “Nerede o eski bayramlar” deyimini bu sene hakkedecek.

Çünkü artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gibi gelenek ve göreneklerimizde, belli ki eskisi gibi olmayacak.

Buruk, hazin, mahsun ve mahpus bir Ramazan geçirdik.

O bereketli büyük iftar sofraları bu yıl yoktu.

Özellikle de mensubu olmaktan her daim iftihar duyduğum Gün Medya Gurubu’nun, her sene geleneksel olarak ve hemen Türkiye’nin her yerinde verdiği toplu İftar programlarını bu yıl aradım desem yalan olmaz.

Teravih namazları da olmadı, sabahlara kadar oturup muhabbet meclisleri de.
En çok da bu güzellikler özlendi.

Eş, dost, akraba bir araya gelemedi, hemhal olamadı.

Tümü ile buruk geçti Şehri Ramazan.

Fakat olmadığına şükür ettiğim bazı şeyler de yok değil…

Bazı insanların, ibadetlerini insanların gözünün içine sokarcasına sosyal medyaya vermeyi huy edinmiş idi. Bu yıl olmadı.

Bilimum zerzavat takımı, canlı yayınlarda, muhtelif “din alimlerine” abuk subuk sorular sorarlardı. Bu yıl, çok şükür bu rezaletten mahrum kaldık.

“Ramazan ayında yemek yedi diye dövüldü” manşetleri de bu sene çıkmadı.

Ya da “Orucunu bozdu diye linç ediliyordu” gibi manşetler de atılmadı.

Bir başka çirkinlik ile de karşı karşıya kalmadık;
Oruç vakti, cafelerde, restoranlarda oturup, oruç tutanlara saygısızlık yapan güruh!

Evet bunları görmedik, görmedik de bu milletin meclisinde kürsüde konuşma yaparken su içen, gelen tepkilere de “burası laik bir ülke, ben müslüman değilim” diyerek adeta geviş getiren vekil bozuntularının gördük!

Ramazan ayını, darbe imalı açıklamalar yaparak geçiren bir CHP’yi gördük!

Dahi İzmir’de, minarelerden İtalyan Komünist marşlarını, Selda Bağcan ve Onuncu Yıl Marşı’nı çalan ve buna alkış tutan bir CHP’yi de gördük!

Farz olan namaza, vacip olan Cuma namazının camilerde virüs dolayısıyla kalınmamasını ses etmeyen, ancak sünnet olan teravih namazı için provokasyon yapan bir yedek FETÖcü Alparslan Kuytulu’yu gördük.

Milletimizin en hassas duyguları ile oynayan, sinir uçları ile oynayan ve kargaşa peşinde planları olanları gördük!

Türkiye’nin virüs ile mücadelesinden dolayı tüm dünyada takdir topladığı, hatta örnek olduğunu hazmedemeyen, adeta çılgına dönerek, salyalarını akıtarak saldıran bir gürûhu gördük.

Evet şeytanlar zincire vurulur Ramazan aylarında.
Ancak öyle insanlar var ki, şeytana bile parmak ısırtır.

Günün birlik ve beraberlik günü olduğunu görmeyenler, tüm varlıkları ile bu ülkeye saldırdı, saldırıyor.

Öyle dış güçler falan da değil, içimizdeki ecnebiler.

Bu sene de böyle geçti Ramazan.

Dilerim Allah’tan ki, bayram sonrası bir bayram daha yaşar, salgına karşı verdiğimiz mücadeleden muzaffer çıkarız.

Rabbimden niyaz ediyorum ki, eski güzel günlerimize tekrar kavuşur, önümüzdeki bayramları, eski adetlerimize uygun şekilde geçiririz.

Bu vesile ile tüm büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öper, Mübarek Ramazan bayramlarınızı kutlarım.

Nice bayramlara, sağlık ve afiyet içinde ulaşmak dileklerimle.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber