Olmayacaktan medet ummak

Akla ziyan taglarda ‘iktidar gidecek’ ayinleri düzenleniyor.

Ayşenur Aslan denilen kişi, nesli çoktan tükenmiş olması gereken dinazorları yayına alıp, seksen yıllık mantralara devam ediyor.

Yok tüy, yok kıl, yok bıyık, yok sakal, yok tesettür…

Vaktin içine hapsolmuşlar ne bir adım ilerleyebiliyorlar ne bir adım geriye gidebiliyorlar.
Trajikomik bir durum.

Türkiye, metamorfoz geçirmiş, evre atlamış, çağ atlamış, Ortadoğu’nun süper gücü haline gelmiş, hatta o eski model ‘muasır medeniyetlere’ uçaklar dolusu yardımlar gönderen bir ülke olmuş…

Ama birilerinin kafalarındaki örümcek ağaları bir türlü gitmemiş.
Hatta daha da sıklaşmış.

İşin komik tarafı, “Ülkeyi yönetemiyorsunuz” diyen CHP, ellerine geçirebildikleri belediyelerin alayını ve sadece 10 ay, bir yıl içinde perişan etmişler.

Varolanı dahi korumaktan aciz oldukları gibi ekonomik olarak da iflasın eşiğine getirmişler.

Eminim ki, o belediyeleri kazandıkları güne lanet okumaktalar.

Öyle ya, muhalefette iken ahkam kesmek kolay.
Hani derler ya, “Bekara boşanmak kolay” diye, öyle bir şey.

Ancak şimdi?
Tüm beceriksizlikleri, liyakatsızlıkları ayın 14’ü gibi meydanda.

İETT, dökülüyor. Nerdeyse işlevsiz hale getirildi.
İnsanlar saatlerce otobüslere binemiyor, isyan ediyorlar.

ABB, ellerindeki itfahiye araçlarının bakımlarını yaptırmaktan aciz olduğu için yangına giden araçlar, yollarda kalıyorlar! Eh itfahiyenin başına dalgıç koyarsan…

Bu misalleri sıralamak, saatler sürer.

Gelelim İBB’nin ‘yardım’ İşlerine.
Erzak kolileri, sadece CHP’lilere adrese teslim.
Askıda faturaya gelince, çok ciddi iddialar var.
Birileri CHP’li işletmelerin faturalarını ödetiyor millete diye.
Bunun aksini ispat edecek, herhangi bir açıklama, ispat gelmedi İBB’den.

Şimdi, tüm bunların kahramanları, AK Partisi’nin bu ülkeyi yönetemediğini savunuyor ve iktidar gidecek diye, su bardağı içinde fırtına çıkartmaya devam ediyorlar.

Medet umduklarının be olduğu da belli.
Darbe.

Çünkü seçim görünürde yok.
Ve yapılan tüm anketlerde, halkın %70’inin de seçim yapılmasını istemiyor.
Eh o vakit ortada iki seçenek kalıyor: Ya darbe ya da kaos!

Darbe seçeneğine baktığımızda, o devir 15 Temmuz gecesi, Necip Türk Milleti tarafından, hem de tüm dünyaya örnek olacak bir şekilde kapatıldı.

Bu darbeyi yapacak subay olsa da astsubay bulamaz, astsubay bulsa, uzman bulamaz, uzman bulsa, er bulamaz.

Kaldı ki, bu devletin polisi, meydan vermez.
Verse de bu millet asla vermeyecek!

Gelelim kaosa!

Canan Kaftancıoğlu’nun, hapise gireceği kesin gibi duruyor.
Pek yırtarı yok.
Ve o an itibariyle de işlevi sona erecek.

Ve şimdi o içeriye girmeden, elindeki militanlar ile FETÖcü kırıntılar ile PKK’nın şehir haydutları ile herhangi bir bahane bulup, gezi benzeri bir kaos ortamı yaratmak planı ile meşgul.

Şimdi gelelim gerçeklere!
Bu iktidar, şu an itibariyle tüm dünyanın takdirlerini kazanmış, ettiği yardımlardan ötürü, teşekkürler alıyor.

Eminim ki ve inanıyorum ki, virüs sonrası ortaya çıkacak olan düzen düzenlemesinde, Türkiye çok iyi bir pozisyonda olarak bu düzenlemenin içinde yer alacak ve geleceği de İnşaALLAH çok parlak gözüküyor.

Gerçek şu ki, Türkiye son onsekiz yılda, sanki bu günleri evvelceden öngörmüşçesine, hazırlıklı girdi virüs olayına. Dahası süreci çok iyi yönetti, yönetiyor.

Virüs sonrası şekillenecek dünyada için de hazırlıklarını yaptı 18 yıldır.
Hem de tüm engellemelere ve darbe girişimi dahil tüm badirelere rağmen.

Bunu gören, farkında olan bir CHP var.

Ve bu onlar için aynı zamanda şu manaya geliyor: “Bize gayri kimse iktidar yüzü göstermez.”

Sandıklardan ümitlerini kesmiş olmalılar ki, yaptıkları tek ‘siyaset’ darbe çığırtkanlığı, kirli siyaset, iftira, yalan, dolan…

İşleri, kin serpmek, kutuplaştırmak.
Beyhude bir yırtınış.

Hani gece mezarlıktan geçip de ıslık çalanlar olur ya, o misal işte.
Tabi ki de arkalarında, birileri onlara suflörlük yapıyor.

Çünkü batı dünyası, her şeyin gayet farkında ve çok yakın gelecekte, şimdi ellerinden geldiğince Türkiye’yi kötülemek ile meşgul olanlar, yarın aynı Türkiye ile sıkı, fıkı, ticari münasebetlere gireceklerini bildikleri için şimdi Türkiye’nin elini zayıflatma derdindeler.

Ancak, asla olmayacak bir şeyden medet umanlara ne derler?
Bunun cevabını siz saygıdeğer okurlarıma bırakıyorum.

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber