Bu ülke, çeşitli zamanlarda, o veya bu sebepler ile darbeler geçirdi.
Hepsi tarihe bir kara leke olarak girdi, ancak bu silsilenin bir başlangıcı bir de süregeliş sebebi var.
Başlangıç 1960 darbesi oldu.
Milletin hür iradesine ilk kez bu darbe ile ket vuruldu.
1970, 1980, 28 Şubat, nihayetinde 15 Temmuz.
1960'dan sonra gelen tüm darbelerin tek sebebi ise, önceki darbecilerden hesap sorulmaması, hatta ülkenin en yüce makamlarına getirilmemelidir.
Her ne kadar, 12 Eylül darbecileri mahkeme edildi ise de, ne aldıkları cezalar, ne de yatmadıkları cezalar, milletin nezdinde yeterli görülmemiş, yetmemiş, peşinden gelen cuntacı zihniyete cesaret vermiştir.
28 Şubat darbesi failleri de, her ne kadar yargılanmış ve hüküm giymiş olsalar da, geç tecelli eden adalet, adalet değildir düsturu üzerine görülmüş, neticede bu mesele de 15 Temmuz faillerine cesaret vermiştir.
Gerçek manada, sadece bu FETÖcü cuntacılardan sorulmaktadır.
Evet sorulmaktadır, çünkü daha bir sürü devam etmektedir.
Dün, ismine ne derseniz deyin, 28 Şubattan hüküm giymiş cuntacılar, Sayın Erdoğan tarafından cezalarının infazı affedildi ve yaşlılıktan ötürü 2, 2,5 yıl yattıktan sonra serbest kaldılar.
Evet, artık onlar anlı şanlı General rütbesinde değiller.
Evet, emekli Generallerin faydalandıkları hiçbir imtiyazdan faydalanmayacaklar, ancak buna ihtiyaçları var mı?
Aileleri varlıklı ve belli bir siyasi partinin de himayesi altındalar.
Ben şahsen bu affın/salıvermenin, adına ne derseniz deyin, doğru olduğuna inanmıyorum.
Neticede bunlar, milletin iradesine tasallut olan, istedikleri sonuçlar çıkmayınca, siyaseti dizayn etmek isteyen ve demokrasiyi askıya alan, hiçe sayan kişilerdir.
İşledikleri suç, şahsen bir iki kişiye değil, komple ülkeye ve millete karşı işlenmiş, ülke daha da kaotik durumlara girmiş, milli servet heba olmuştur.
En önemlisi, bu darbecileri, darbeye fişekleyen "bazıları" sonrasında, ülkeyi dünya kamuoyunun önünde kötüleyerek, itibarını "cuntacı zihniyet" diye sarstı.
Ekonomi çıkmaza girdi, Anayasa kitapçıkları uçuştu, yazarkasalar fırlatıldı.
Sonuçta 26 Bankanın içi boşaltıldı, ülke adeta iflas etti.
Faili meçhul cinayetler, patlayan bombalar, azan mafyatik yapılanmalar.
Ülke bezdi, Millet bezdi.
Ha memnun olanlar yok muydu?
Vardı elbet.
Fırsatçılar, faizciler, tefeciler, kan emiciler, cuntacılar...
Bunlar gayet memnun idi gidişattan.
Çünkü devlet, Millet kaybettikçe onlar kazanıyordu.
Kazandılar, çok kazandılar, servetlerine servet kattılar, ama Millet kaybetti.
Gecelik faizlerin %1800'lere geldiği bir döneme girildi.
Ülke buhrana büründü ve bu buhran 2002 ya kadar sürdü.
1998 Şubatından 2002'ye gelene kadar, kimler bu ülkeden, bu milletten neler götürdü, işte bu sorunun cevabını, nihai olarak hiç bilemeyeceğiz.
Ve işte, tüm bunlara sebep olan cuntacılar, bugün serbestler.
Neden?
Merhamet.
Zalime Merhamet, Merhamete ihanettir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam