Acımadılar, acımıyorlar, acımayacaklar.
Bugünlerde, bir ABD başkanının toplum önünde, rezil, kepaze edildiğine, itibarının yerle bir edildiğine, kendi partisinin dahil, sırt döndüğüne ve yarışa devam etmeye karar kılsa bile, asla kazanamayacak konuma getirildiğine şahitlik ediyoruz.
Bu küreselcilerin/akıl/güç/para sahiplerinin ana vatanı olarak ABD bilinir.
Diyeceksiniz ki, adamlar kendi ülkelerine de mi musallat oluyorlar yani?
Evet oluyorlar, olmuşlardı da olacaklardır da.
Çünkü onlar için tek kutsal var, o da kendileri, güçleri ve çıkarları.
Bunlar uğruna kıyamayacakları hiçbir şey ve hiç kimse yoktur, olmamıştır da.
Salt birilerini bir yere getirdiler diye, ilelebet arkasında olacaklar diye bir şey de yok, hiç olmadı zaten, tarih örnekleri ile dolu.
Abraham Lincoln, John F. Kennedy, Ronald Reagan...
Bu silsileye iki başkan birden eklendi.
Birincisi mevcut Başkan Joe Biden, ikincisi ise eski başkan ve yeni başkan adayı, Donald Trump!
Biden, görülmemiş bir shit storm, yani itibar suikasti ile adaylıktan ve dahi başkanlıktan çekilmeye zorlanıyor, dünyanın gözü önünde, akli melekleri yerinde olmayan, bunak bir ihtiyar damgası yapıştırılıyor.
Her ne kadar hepsi doğru olsa da bunun böyle olduğu, seçime girdiği zaman da belli idi ve buna rağmen Biden, hatrı sayılır bir oy aldı ve seçildi.
Madem bunamıştı, o zaman neden seçime çıkarttınız?
Aday mı yoktu?
Bugüne kadar Biden, kaç kez çıktığı programlarda, sergilediği tuhaf, hatta delice tavırları ile rezil olmadı mı?
Oldu, peki o zaman neden müdahale etmediniz?
Çünkü işinize yarıyordu.
Demek ki artık yaramıyor, bunun içinde fişini çektiniz.
Medya sırt döndü.
Bağışçılar sırt döndü.
Siyasi yol arkadaşları, ki Barrack Obama dahil sırt döndü.
Yani destekleyecek ne medya kaldı ne finanse edecek kimse, ne de yanında duracak herhangi biri.
Beyaz Saray’a hapsedilmiş zavallı ve trajik figürden İbaret artık Joe Biden.
Gelelim Trump’a.
Gücün sahipleri, peşinen kulağına küpe taktılar bile.
Baktılar, gördüler, tüm engellemelerine, hile/hurdalarına rağmen, Trump seçime girdi, girmekle kalmadı, karşındaki Bideni yerin dibine geçirdi ve ezip geçecek, bari fırsat bu fırsat, o makama gelmeden “kulağına kar suyu kaçıralım” pardon bir kurşun dökelim de ayağını denk alsın dediler.
Çünkü Donald Trump’ı, diğer başkan ve başkan adaylarından ayıran bazı farklılıklar var.
Kimseye Eyvallahı yok!
Yok çünkü zaten zengin, kimsenin parasına ihtiyacı yok.
Yol çünkü hem ülkesinde ve hem de uluslararası çok iyi ördüğü ilişkiler ağı var.
Böyle birine, o akıl/güç/para sahiplerinin bir şey dikte etmesi pek mümkün değil, olmamıştı da ve çok şaibeli bir seçimle uzaklaştırabilmişlerdi.
Akabinde epeyce uğraştılar ve fakat artık Trump da bir siyasi figür, bir lider olmuştu ve popülist fikirlerini benimseyen devasa bir kitleye sahipti, sahip.
Tamamen kontrolden çıkmaması için, işte böyle bir kulağına küpe deliği açtılar.
İşe yarar mı, onu göreceğiz.
Bir sürü teori duydum, gördüm bu suikast hakkında.
Ve mesleki tecrübem olduğu için, ben Tamamen başka izledim, inceledim.
Kesin kanaatim şu ki, bu suikast, ABD gizli servisi/FBI’in bilgisi dahilinde oldu, başka türlüsü mümkün değil, hatta imkansız!
Eski Başkanlarından koruma protokolü bir yandan, Başkan adayını koruma protokolü bir diğer yandan, bunlara bakıldığında, o suikastçinin elinde tam otomatik bir saldırı silahı ile, o çatıya çıkması imkansız!
Zaten polis 30 dakika önde şüpheli şahıs kategorisine almış, peki almış da neden alaşağı etmemiş?
Gizli servisin keskin nişancıları şahsı görmüş, görmüş de neden ateş etmeden vuramamışlar da, saldırıdan sonra, yaralamaya gerek görmeden imha etmişler?
Bunların bir tesadüf olduğunu düşünen, ya çok saftır, ya da bu dünyada a politik hayat sürdürmüştür.
Suikastlerde dikkat edilmesi gerek başka bir durum da var.
Bu iş kime yaradı?
Şimdi herkes Trump a yaradı diyecek.
Doğru, yaradı, ancak işin içinde bir çapanoğlu var, o da yine Trump.
Çünkü Trump son derece narsist, megaloman birisi ve canı çok tatlıdır.
Kaldı ki, Trump, bu kadar riskli bir olayda -Hiç kimseye güvenmez-
Şimdi olup bilecekleri izleyeceğiz, seçim sonuçları neredeyse belli, mesele seçimlerden sonra olacaklarda...