Kulak çekme!

Şoför otuzlarında bir adam. Yüzünden düşen bin parça. 

“Acaba yardımım dokunur mu” diye muhabbete başladım.
“Hayırdır kardeş, keyifsizsin”

Hani derler ya bir dokun, bin ah işit diye, başladı şoför bey derdini anlatmaya!

Seçimler de oyunu AK Partisi ne vermemiş. Niyeti kulağını çekmekmiş partinin. Ancak böyle olacağını hiç düşünmemiş şoför kardeşim.

Evin kredisi, arabanın taksitleri, çocuğun tahsil parası, hepsinden endişe eder olmuş, bin pişman! 

Peki dedim, böyle olacağını gerçekten düşünmedin mi. 

‘Ne bileyim abi’ dedi, ‘Nasılsa AK Partisi kazanır, ben vermesem de olur, topu topu iki üç puan oyu düşer, partinin aklı başına gelir dedim. Ama şimdi? Kocaman bir boşluğa düştüm. Çok pişmanım çok!’

‘Peki neden kulağını çekme gereğini hissetin?’ dediğimde, istediği kişi aday olamamış. Olay bu!

Neyse ki o zaman ki felaketi, siyasi manevralar ile çözdük, işler yolunda devam etti!

Ya bugün? 

Bugün de durum aynı, hatta daha vahim. 

Dillerde gezen AK Partisi’ni cezalandırmak. 
Peki neden?

Yok efendim EYT, yok efendim zarar etmiş, yok adayı beğenmemiş… 

Peki!

Türkiye iki yıldır neleri yaşadı, biliyor musunuz?
Nelerin üstesinden geldi?

Tüm dünyada kriz var iken biz yine iyiyiz yani. 

Elinde dört bin liralık aygıt, altında yüz bin TL’lik araç, başını sokacak yerin yurdun, her fırsatta tatil, bayramlarda çift maaşa varan ikramiye… ama ekonomi kötü?

Peki, cebindeki karta abananlar rahat etsin diye bu devlet size devlet bankasının imkanları ile rahatlık sunmuyor mu?

Pahalılığa karşı, stokçulara, fırsatçılara bu devlet savaş açmadı mı? 

Hadi bunları geçtim, ya bu muhalefetin en iyi adayı dahi, senin beğenmediğin AK Partisi adayının tırnağı olabilir mi? 

Senin beğenmediğin adayın partisi, ezanları susturacağım diye seçim vaadi veriyor mu? 
Ya da o okunan ezana içki masasında sövüyor mu? 

Beğenmediğin partinin, 15 dakikada çeyrek domuz yiyen bir il başkanı var mı? 
Üstelik de terörist geçmişi olan? 

Beğenmediğin partinin hangi vekili, devletin Emniyet Müdürü’nü Şehid eden PKK’lı katilleri savunmuş mahkeme de?

Beğenmediğin partinin genel başkanı, devlete 150 milyar zarar veren, ‘Zulüm 1453’de başladı’ diyen vandalların alnından öpmüş mü?

Peki beğenmediğin parti açıkça PKK’nın kravatlı teröristleri ile işbirliği yapıp, kol kola yürümüş mü?

Çöpün kapında mı kalmış? 
Aylarca suyun mu akmamış?

Allah aşkına yapmayın yahu.

Evet AK Partisi’ni elbette eleştirelim, hatta eleştiriyoruz da. Bunu yapmazsak, gerçekten de beyinsiz koyun sürüsü oluruz. 

Ancak her eleştiri de de adil olmak gerekir. 

Eleştirdiğimiz şeyin sadece şahsi değil, daha ziyade milli sorunlar olması gerekir.

Devlet, her vatandaşını mutlu edemez. Her vatandaşı ile tek, tek uğraşamaz. Böyle bir dünya yok kardeşim.

Belki şahsi olarak sen bir şeyden etkilenmiş olabilirsin. Eyvallah.
Ancak gerekli yerlere git, sorununu anlat, çözümü vardır. 

EYT meselesine gelince. Bir azınlık mutlu olacak diye, gelecek nesillerin yarınları göz ardı edilemez. 
Bunu daha halen anlamadı isen, kusura bakma, oportünist yaftasını da yersin, sesini de çıkartamazsın. 

Hükümete gelince. Yanlış dili kullanıyor.

Manifesto evet iyi güzel. Güzel olmasına da bizim milletimiz bu kadar vizyonerliği tasvip edemiyor işte. 

Daha ziyade cebine gireni, çıkacak olanı ve sonunda elinde ne kalacağı ile ilgileniyor.

“Akıllı şehir” büyük bir vizyondur. Orta vadede tasarruf potansiyeli yüksek bir vizyon.

Ancak tasarruf, milli giderden yapılacak. Vatandaş ise bununla ilgilenmiyor. ‘Benim cebime ne girecek, bana getirisi ne?’ onunla ilgileniyor. 

Çünkü milletimiz uzun senelerdir bu şekil siyasete alıştı.

Kim gelirse, ne yapacak, menfaati var mı, ona bakar. 

Benim evimin önünde şu yapıldı, kazanç sağladım, eyvallah oy veririm.
Sokakta çalışma var, ortalık çamur, toprak, oy yok! 

Mantık bu. 

Bu arada pek de haksız sayılmaz. Mevcut olup da devam kararı alan bazı Başkanlar, son seçimlerden, bir de kendilerine gelen oylar ile orantılı çalışma yaptı.

Çok oy, iyi hizmet, az oy, az hizmet, çok az oy, boyunları altlarında kalsın.

E siz bunu yaparsanız, şimdi de işte bu cezalandırma fantezilerine maruz kalırsınız beyler!

Yani çalışmalarda, genelin ne kazanacağını değil de milletin şahsen ne kazanacağını anlatmak gerekiyor milletimize!

CHP insan içine çıkamaz duruma geldi. 

İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, gittiği her yerde, sözel dayak yiyor. Hatta kafa atma arzusu olanlar bile çıkıyor.

Vakti ile FETÖ’yü savunduğu paylaşımlar ortalıklarda geziyor. Daha başlamadan 10 – 0 Mağlup! 

HDP ile alenen ittifaka giren CHP, hızla Kandil’in ikinci Partisi olma yolunda! 

Yıllardır DHKP-C teröristleri ile doldurdukları kadrolarına şimdi de PKK’lı teröristleri doldurma planları yapılırken, Ulusalcı, Solcu, Kemalist yazar bozuntularının hiç sesi sedası çıkmıyor nedense.

Müftülere nikah masasına karşı topyekün savaş açanların üstüne ölü toprağı serpilmiş. Sus puslar.

Hatta CHP’nin skandal İzmir adayı, bin yüz partilin istifasına neden olmuş, kimsede tık yok.

Yani tamamen karma güçler Partisi haline geldi CHP.

FETÖ, DHKP-C, PKK, ne kadar marjinal örgüt varsa hepsinin temsil edildiği, edilmese de destek gördüğü Parti CHP. 

Ama bu kalemşörler sus pus. Onlar milyon dolarlık yalılarında içki aleminde rahatlar. 

Hayret!

Hani siz Mustafa Kemal’in askerleri idiniz? 
Onun kadar Türkçü bir liderin Partisi şimdi alenen APO’nun Partisi oluyor ve siz susuyorsunuz?!

Zaten size de pek iş düşmüyor. Eleştirseniz ne olacak? Dinleyen mi var? Yok!

Eh bizim cenah da birbirini cezalandırma peşinde, yani herkes rahat.

Ancak, kulak çekiciler; 1 Nisan sabahı, kötü bir şaka ile uyanırsanız, şu an tetikte bekleyen AB, ABD, kalkıp da Tayyip Erdoğan meşruiyetini kaybetti, biz Kılıçdaroğlu’nu tanırız diye başlar ise istikrar ve İstiklal tehlike girerse, hiç dövünmeyin, pişmanlık nidaları yakmayın, çünkü çok geç olabilir!

15 Temmuz’da savunduğunuz Vatan elden gitme yoluna girerse, dövecek diziniz dahi kalmayacaktır. 

Umarım bunları bir düşünür de kimin kulağını nerde çekeceksiniz, bir daha iyice mahkeme edersiniz! 

AK Partisi’nin şu an alternatifi yok. Oluncaya kadar da Vatan bekası için, milletin refahı için, İstikbal, İstikrar ve İstiklal için devam edeceğiz! 

Başka Türkiye yok!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber