Bir kez daha, Pazar günü itibariyle, Türkiye bir seçim arafesine, seçim havasına girdi.
Farkındaysanız, bu vakte kadar CHP 300 üzerinde aday açıkladı, ki İBB dahil, ama hiçbir şekilde konu olmadı, konuşulmadı, seçim havasına girilmedi.
Açıkçası kimsenin umurunda olmadı.
Ancak Pazar günü, Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul'da adayları tanınma programını yaptı ve işte start verildi.
İBB adayı ise Murat Kurum oldu.
Epeydir kulislerde ismi geçiyor idi zaten, ve sonunda malumun ilanı oldu.
En doğru aday olarak da o gözüküyordu, neticede olması gereken oldu.
İstanbul'u bekleyen çok ciddi sorunlar var, ve beş sene boyunca bu sorunlar için hiçbir çaba gösterilmedi, tam tersi, olanlara bile sahip çıkılamadı, İstanbul 20 sene geriye gitti nerdeyse.
Halbuki İstanbul, tek bir gün bile olsa rehaveti kaldırabilecek bir şehir değil.
Çok büyük, çok kalabalık ve çok dinamik, ve değişen dinamikleri olan bir şehir.
Herhangi bir afette, İstanbul tüm Türkiye ye bakar ama, tüm Türkiye bir İstanbul'a bakamaz.
Peki, İstanbul'da seçimleri kim kazanır?
Evvela adayların karnelerine bir bakmak lazım gelir.
Neticede her şey ayan beyan ortada.
Kim görevi boyunca iş yapmış, sahada olmuş, dertlere derman olmuş, sorun çözmüş, kim yan gelip yatmış, kendisine çok yakışan ve bitmeyen tatillere gitmiş, milletin canı burnunda iken Rakı, Balık keyfi yapmış, her şey ortada.
Kim vatandaşın derdi ile dertlenenmiş, kim vatandaşı hiçe saymış, o da belli.
İkinci husus ise, ortaya konulacak olan programlardır.
Tabii bu programları da, geçmişteki icraat karneleri ile birlikte değerlendirmek gerekecektir.
Kim vaatlerini güven ile doldurur, kim dolduramaz, işte o önemli.
İstanbul'un derhal, hiç vakit kaybetmeden dönüştürülmesi gereken, çok riskli 600 bin konutu var.
Toplam tutar 1,5 milyon konut.
Bunu, ancak bu konuda tecrübeli birisi yapabilir, liyakatını ispat etmiş olan yapabilir.
Yüz bin konut sözü verip binde birini yapan, o yapılanların da zaten kendi dönemi öncesinde başlamış olan, yapamaz, o güveni veremez.
Deprem bütçesini %90 kırpıp, reklam bütçesini neredeyse 1 milyar TL ye çıkaran, yapamaz.
Beş senede üç "Deprem çalıştayı" yapıp, herhangi bir netice ortaya koyamayan yapamaz.
İstanbul'un başlıca sorunları;
Deprem riski ve kentsel dönüşüm.
Trafik ve park yeri sorunu.
İçme suyu sorunu.
Temiz hava sorunu.
Yetersiz toplu taşıma konsepti.
Sorunlar bunlar.
Bu sorunlara samimi çözümü vaadeden ve İstanbullunun güveni kazanan, seçimleri de kazanır.
Yerel seçimler, mantık işidir, akıl işidir.
Seçmenin önündeki seçenek iki tane.
Ya hizmet alacak, abad olacak, ya da ideolojik körlük ile hareket edip, hizmet konusunda avucunu yalayacak.
İstanbul beş senedir avucunu yaladı.
Bu seçimleri, ille de ideolojik bir seviyeye taşıyıp, o platformlarda yürütmek isteyen bir muhalefet var.
Saçma sapan, abuk subuk bir hilafet tartışması, Atatürkçülük tartışması, aldı başını yürüyor.
Peki neden?
Çünkü ellerinde, ortaya koyacak başka hiçbir şey yok, donör yok.
Yerel yönetimlerde, karneleri berbat, hatta bebattan da öte.
Kendi içlerinde kavgalar.
Saray entrikaları başladı ve devam ediyor.
Herkes birbirine, hepsi birine ve bel altından vuruyor.
Kendi içlerinde huzurları olmayanlar, birbirleri ile geçinemeyenler, seçmene ne sunabilir?
Hiç.
Ancak işte ellerinde olan tek seçenek, ideoloji.
Yani takındıkları Kemalizm kisvesi.
Seksen öncesi de oynanan oyunları sergilemek ve bir şekilde, en azından kendi seçmenlerini konsolide etmek.
Başka bir şey yok, ve bunda da samimi değiller.
Herkes ile, bakanlar ile, kendi partisi ile bile kavgalı olan ve egosu 5 metre olan, ama başkada bir şeyi olmayan biri, İstanbul un sorunlarını nasıl çözebilir?
Kaldı ki çözmek için herhangi bir çaba sarfetmiş mi?
2019'da yazdığım yazıda, mevcut İBB başkanının, İstanbul gibi bir derdi olmadığını, kariyer basamağı olarak gördüğünü yazmıştım ve ne yazık ki haklı çıktım.
Diğer taraftan, Sayın Murat Kurum'un, bakanlık dönemi de önümüzde.
Kısa sürede meydana gelen tüm afetlerde, nasıl iş çıkarttığı da, sahalarda olduğu da, aylarca ayrılmadan çalıştığı gerçekler de ortada.
Neticede İstanbul halkı, hassas teraziyi çıkartıp tartmalı, kararını ona göre vermeli, verecektir de.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam