Kaz dağlarında faiz lobisi!

Derslerine de iyi çalışmışlar ki, Gezideki vandalizm kültürünü bu kez sergilemeyecekler, daha doğrusu sergileyemeyecekler.

İstanbul’u seçmemelerindeki bir diğer husus da şüphesiz, 15 Temmuz’un ardından, milli düşünen halkın onlara vereceği tepkiyi hesap edememeleri ve bu riski göze alamamalarıdır.

Onun için, doğa seviciliğini kasıyorlar.

Kasıyorlar diyorum, çünkü iki yıldır akılları nerde idi acaba?

İki yıl önce istedikleri gibi bir durum vardı. Hatta OHAL vardı.

Faizlerin düşürülmesi ile aynı ana denk gelmesi de çok manidar!

Gezi olayları da bu minval üzerine başlamıştı. 

Ve Gezi ile aynı paralel bu değil.

Destek veren tipler,
Sloganlar,
Organize biçimi.

Aynısının tıpkısı!

Bu kez vandallık yapmayacaklar demiştim ya, bunun bir sebebi de bu kez onların istediği gibi oyunu oynayan polisin olmaması, İçişleri Bakanının da Sayın Soylu olması.

Kısacası maçalarının sıkmaması.

Evet, faizler düşer, ekonomi canlanmaya başlar ve bizim içerdeki Sorosun çocukları atağa geçer.
Anımsarsanız, CHP sözcüsü Faik Öztrak faizlerin düşürülmesini, komik bahaneler ile eleştirmişti. Hani şu halkçılık kasan CHP’nin sözcüsü?!

Tabii sormalı, bu düşüşün ardından başta emlak piyasası olmak üzere, tüm ekonomiye dip dalga ile gelen rahatlık, CHP’yi niçin rahatsız ediyor?

Ve yine sormak lazım: Güney sahillerinde, PKK’nın üstlendiği orman yangınları hakkında CHP, HDP, İP, neden tek söz etmezken, iki yıl önce önce başlayan bir inşaata bu cevvalik nedir?

Olunur da bu kadar da iki yüzlü olunmaz ki?

Gelelim Bodrum’daki orman kıyımına.

Evet Bodrum.

Yeşil’in ve mavinin birbirine karıştığı Bodrum. 

Tabii bir zamanlar.

Çünkü Bodrum da artık yeşil meşil kalmadı, beton yığını haline geldi.

Hele sahil kesimi?

Gri bir cehenneme dönüştü resmen.

Peki Bodrum’u on yıllardır kim yönetiyor: CHP?

Peki bu doğa katliamına ses çıkaran var mı?

Tabii ki hayır.

Bu hususta AK Partisi’ni de eleştirmeden geçemeyeceğim.

Madem çevreciyiz diye ortaya çıktınız, bir Belediyenin bu büyüklükteki doğa katliamına niçin sessiz kaldınız.

Evet, Bodrum da yönetim de halk da CHP zihniyetli.

Onun için onlar da bu katliama ses çıkarmadılar, hatta ortak oldular, çünkü inanılmaz rantları vardı.

Şimdi Kaz dağları için çevrecilik kasanlardan bahsediyoruz halen.

Bu kadar samimiyetsizlik olmaz.

Sahil yörelerinde, milyonlarca ağacı katleden CHP zihniyeti, ortalığı beton çölüne çeviren CHP, şimdi çevrecilik oyununu oynuyor ise bunun arkasında art niyet aramak boynumuzun borcudur.

Hele de Çanakkale kahramanlarını suistimal etmek, dibin dibi olsa gerek.

Şehitlik içinde içki kongresi yapan CHP’den bahsediyoruz! 

Ayıptan anlasalar, ayıp diyeceğim de…

Tarkan, orman içinde villa sahibi!

Ama tabii o villa yerden bitti. Hiç ağaç kesilmedi.

Ekrem İmamoğlu, komple köy satın almış, ağa olmuş. Nerde Kaz dağlarında.

Ve fakat şimdi, hepsi çevreci olmuş?!

Sahi Ekrem Bey, yaptırdığınız onca site, nereye yapıldı? Ne ile yapıldı?

Hem müteahhit hem çevreci olan birini de ilk kez gördük.

Lütfen!

Çevrecilik hepimizi ilgilendiren bir konu. 
Doğayı korumak, gelecek nesillere bırakmak hepimizin vazifesi.

Ancak bunu samimiyet ile yapmamız gerekiyor.

Bir lobinin isteği üzere, yaşadığımız ülkeye zarar vererek değil.

Meraklı iseniz, WWF’i kim niçin kurmuş, bir araştırın ve bu sadece WWF için geçerli değil.

Pek çok çevreci örgütün arkasındaki isimleri, lobileri bir bilseniz…

Batı medyası ve belli lobilerin paralı piyonları, Kaz dağlarını programlarına aldılar ise ve yalan yanlış rakamlar ile propaganda makinası işlemeye başladı ise bunun çevrecilik ile alakası olmadığını anlamak pek zor olmasa gerek.

Sayın Bakan Kurum’un açıklamaları ortada, resmî rakamlar ortada.

Buna kaşın, 2001’de o bölgeyi sit alanı olmaktan çıkaran CHP!

Kanadalı şirkete 2001’de müsaadeyi veren de CHP zihniyeti.

E bugün eleştiren de CHP!

Yani durum iğrenç olmasa, gülünç olacak!



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber