İster mağdura oynasın ister aday olsun

Son günlerde İBB'den gelen ardın ardına usülsüzlükler, yolsuzluklar, rüşvetçilik haberlerini, sonunda başka bir havadis taçlandırdı.

İBB'ye alınan 577 terör ile iltisaklı şahıs.

İçlerinde PKK'nın dağ kadrosundan inen de var, DHKP-C ile doğrudan bağlantılı olanı da var.
Ve bunlar nerede?
Türkiye'nin en büyük şehrinin Belediyesinde.

Farz edelim ki önemli bir şahsın ailesinden birisi, aracını belli günlerde, belli yerlere park ediyor ve terör kadrosundan birisi de İSPARK'da çalışıyor ve bu bilgiyi de terör merkezine gönderiyor.

Ya da bir başka önemli ve koruma kararı olan bir kişinin çocuğu/yakını, okula gitmek için İstanbulKart kullanıyor, hangi vasıtaları, hangi zamanda kullandığının bilgileri?

Su saatini okumaya gelen eleman?
Doğalgaz şebekesi?

Bunların hepsi ve birçok daha vahim mesele, gerçekten ulusal güvenlik sorunlarıdır!

Parklara, bahçelere, patlayıcı gömmedikleri ne malum acaba?
Olmaz mı?

Güneydoğuda çok iyi gördük nasıl olduğunu, asfaltların altına döşenmiş patlayıcılar kaç şehide mal oldu?

İster mağdura yatsın ister aday olsun, ne olursa olsun, ama İBB'nin başında bir terör sevicisi olmasın!
Ol-ma-sın!

Zaten şehir iki buçuk yıldır kan ağlamakta, zaten çalışan, işleyen kurumlar bile iş göremez hale gelmiş.
Zaten içinden çıkılmayan trafik, tam bir Arap saçına dönmüş, iki buçuk senedir, AK Partisi icraatlarına konmaktan başka tek bir çivi bile çakılmamış.

Zurnanın zırt dediği yere gelmiş İstanbul.

Devasa borçlanma da cabası olmuş.

Minimum vakitte, maksimum zarar verilmiş, veriliyor.

Şehrin dayanacak gücü kalmamış, tıkır, tıkır işleyen, darphane gibi para basan İSPARK 200 milyon zarar etmiş!

Üstüne üstelik bir de yüzlerce terörist İBB'ye alınmış!

Peki sormazlar mı insana, bu şehrin verilerini, kozmik bilgilerini ne yaptın diye?

Sormazlar mı, 200 milyon EURO borç aldın da tek bir çivi çakmadın diye?

Kimse kusura bakmasın ve de Aziz Türk Milletinin yargılama yeteneğini de hafife almasın.

Neymiş, kayyum atanırsa, mağdura oynayacak, CB aday olacak mış!

Ama o iş o kadar da kolay değil, neden mi?
Çünkü oy sandığı, mağdur ettiği, eziyet ettiği İstanbullu'nun da önüne gelecek elbet.

Ha erken seçim diye yırtınanlara da şunu diyelim:
Tamam hadi yerel erken seçimleri yapalım, yapalım ve karnenizi görelim.
Görelim, el mi yaman, bey mi yaman.

Engin Özkoç diline pelesenk yaptı ya, "hemen seçim, erken seçim" diye, evet buyrun, erken yerel seçime.
Tabii yerse, maçanız sıkarsa.

İstanbul'da bunlar oluyor ise ben Ankara, Adana, Mersin gibi yerleri düşünmek dahi istemiyorum.

Uzun yıllardır CHP yönetiminde olan belediyelerin içinde kimler var, kimler, aklıma bile getirmek istemiyorum.
Bırakın HDP'li belediyeleri, onların neler yaptığını zaten gördük, gereğini yaptık.

O gereğin şimdi İstanbul'da da yapılması, derhal yapılması, aciliyet içermekte.

Çünkü İstanbul koca Türkiye'ye yeter de tüm Türkiye İstanbul'a yetmez.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber