Ekrem İmamoğlu’nu mazbatasını vermek üzere davet etti!
İtiraz süreçleri halen yürürlükte iken!
Büyükçekmece ve Maltepe’de bunca şaibe var iken!
Üç Bavul içinde belgelerin YSK’ya ulaştığını bile bile.
Bir kez daha yazmıştım, bir kere daha yazıyorum: Bu hareketler bana FETÖ’cü hakim ve savcıların harakiri eylemlerini %100 anımsatıyor!
Bu kadar da olmaz dedirtiyor.
Bunca belgeli yolsuzluğa, düzensizliğe, hileye, hırsızlığa rağmen yapılan bu eylem, YSK’yı da töhmet altında bırakacak, sağlıklı bir karar vermesine belki de mani olacaktır!
Bu bir “oldu, bittiye” getirme çabasıdır.
Kanuni hiçbir dayanağı olmadığı gibi, devlet tekamüllerine de aykırıdır!
Henüz devam eden bir süreci baltalama, fesat karıştırmadan başka birey değildir!
Bu devlette hiçbir kurum başına buyruk değildir, olamazda, hepsini bağlayan yasalar vardır ve ne yazık ki, bu yasalara en çok riayet etmesi gereken hukukçular tarafından an itibariyle çiğnenmektedir!
Tarihimizde eşi, benzeri görülmemiş bir skandaldır, hatta bir darbe dir!
Sineye çekilecek bir eylem asla değildir. Zira tüm suçlar barizdir, ortadadır ve dahi belgelidir.
Tüm bunlara rağmen, İstanbul İl Seçim Kurulu, sanki bağımsız ve otonom bir kuruluşmuş gibi davranması, tek kelime ile toplum mühendisliğidir!
Toplumu germenin, infial yaratmanın peşinde olanların attığı bir adımdır.
Leş gibi FETÖ kokmaktadır.
Bu yanlışı YSK düzeltse bile, Kaftancıoğlu gibi birisinin emrindeki CHP il teşkilatının yapabilecekleri şimdilik kestirilebilir bir şey değildir.
Ve bence süreç tam da bunu hedeflemektedir.
Yanıldığımı ummak istiyorum.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam!