Çünkü, sadece iki yılda, yasal borçlanma sınırını tüketmiş olan bir İBB ve onun Başkanı İmamoğlu var.
Şimdiye kadar sergilediği yönetememezlik sadece bir fragmandı.
Bugüne kadar alınan tüm borçlar ve ödenekler yandaşlarının kasalarına girdi.
Çünkü ortada iki yıldır, hiçbir icraat yok.
Var dedikleri de zaten AK Partisi döneminde başlamış olan projelerin üstüne yatmaktan, isim değiştirmekten ibaret olan asparagas algıları.
Şişirilmiş rakamlar ile yalan, yanlış beyanatlar ve en çirkini ise düpedüz millete yalan söylemek.
Bunun böyle olduğunu, ard arda Haber Türk kanalında yapılan iki programda canlı izledik.
Ekrem İmamoğlu'nun programda söylediği sözler, ertesi gün Mehmet Tevfik Göksu tarafından ve inkâr edilemez belgeler ile teker, teker çürütüldü.
Ve yine asıl meseleye dönecek olursak, bundan sonra ne olacak, ona bakalım.
İBB işlevsiz hale gelecek, hizmet götüremeyecek.
Seri şekilde işten çıkartmalar yaşanacak.
En zaruri hizmetler dışında hiçbir şey yapılamayacak, onlar da en asgari seviyede.
Artık İETT nasıl işler, göreceğiz.
İmamoğlu bunların gayet farkında.
Bundan dolayı da görevden alınması için, elinden gelen her şeyi yapıyor, bundan sonra daha da agresif bir biçimde çaba gösterecektir.
Hesabı da belli.
Mağdur edebiyatı yapıp, 2023'te CB adayı olmak.
Bunun böyle olduğunu, 2019'da yazmıştım.
Yani, İmamoğlu'nun İstanbul'un hiç umurunda olmadığını, bu makamı salt birilerini ve kendini ihya etmek için kullanacağını ve en önemlisi, İBB'yi sadece bir kariyer basamağı olarak gördüğünü, bu makamın zaten kendisine beş gömlek büyük geldiğini, onun için de ya İBB'den sonra, mağdur edebiyatı ile istifa edeceğini veya görevden alınması için elinden geleceğini yapıp, yine mağdur edebiyatı yapacağını.
Ancak itiraf ediyorum, beklediğimden çok çabuk gelindi bu raddeye.
Eline geçen milyar dolarları, nasıl, hangi ara bu kadar çabuk savurdu ve dağıttı, doğrusu bu hızı beklemezdim.
Alıştıra, alıştıra, çaktırmadan yapar derim, yanılmışım.
Bariz, belli, milletin gözüne sokarak oldu bitti her şey.
Şimdi, yasal hakkı olmaksızın, yetkisi olmaksızın yeniden borçlanmak istemesi ve bunda diretmesi de "e hadi alın beni görevden" demenin İmamoğlucası'dır.
Bu vakitten sonra, çok aykırı şeyler de görebiliriz.
Devlete meydan okumalar görebiliriz.
Hatta suç oluşturabilecek şeyleri de görebiliriz.
Ben şahsen bunları ya tek tek ya da topyekûn bekliyorum.
Çünkü, İBB iflas ettiğinde, işlevsiz hale geldiğinde, başında olmak istemeyecektir.
"Engellendim, yaptırtmadılar, yaptırmıyorlar" edebiyatı şimdiden başladı zaten.
Bu mağdur ağzı, önümüzdeki zamanda daha da artacak kamuoyuna böyle servis edilecektir.
Ancak Ey İstanbullu, bunu siz istediniz.
Bunların bu şekilde cereyan edeceği belli idi ve çokça yazıldı, çizildi, anlatıldı.
Ancak seçimlerde takdir İmamoğlu yönünde idi.
Şimdi olacaklardan, seçim sonuçlarını ortaya çıkaranlar da birinci dereceden sorumludur.
Onun için, yarın otobüsler gelmezse, metrolar işlemezse, rögarlar tıkanırsa, çöpler alınmazsa, şikâyet de etmesin kimse.
Ne ekerseniz, onu bulursunuz çünkü.
Keşke olmasa diyeceğim de görünen köy de kılavuz istemiyor maalesef.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam