Sadece son iki üç haftada, İstanbul’da meydana gelen çok vahim olaylar, bu kentin artık resmen, bağıra çağıra SOS verdiğini gösteriyor.
Ulu orta cayır cayır yanan otobüsler, hurdaya dönmüş metrobüsler ve nihayetinde yanan metro istasyonları!
Sanırım artık ciddi insan hayatı kaybı yaşanmasına, maalesef ramak kaldı!
Zaten çalışmayan asansörler, yürümeyen merdivenler, bir dünya metropolü olan ve dünyanın her köşesinden turistin ziyaret ettiği İstanbul’a asla yakışmıyor.
Tam aksine bir rezalet!
Özel vatandaşlarımız için ise çocuk arabalı aileler için ise düpedüz eziyet!
Bunlar artık resmen insan sağlığını ve hayatını tehdit eden şeyler.
Peki, mevcut yönetimi seçenlerin buna sesi çıkıyor mu?
Çıt yok, gık yok!
Amma, bu olanların binde biri, AK Partisi yönetiminde olsaydı, gazeteleri çarşaf çarşaf yazar, TV bangır bangır isyan ederdi.
Peki, yapılan ve çok can sıkıcı zamlar?
Ses, seda yok.
Anadolu yakasındaki belediyelerin çöpleri bile toplamaktan aciz olmaları, ortalığın çöp deryasına dönmesi, bu durumun da insan sağlığı için ciddi riskler oluşturması?
Çıt yok, gık yok.
Affedersiniz de, bu nasıl bir ideolojik körlüktür?
Yani siz kendinize bunlara mı layık görüyorsunuz?
Bu mudur?
Halbuki ne diyor Mustafa Kemal Paşa?
“Ülkesini en çok seven, görevini en iyi şekilde yapandır!”
Peki yapılıyor mu?
Hak getire.
Çünkü bu işlerde, yani toplu taşıma da bakım, onarım, çöp kaldırma, yol yapma, yani millete hizmet götürmede kara delikler yok, var da, yeteri kadar büyük değil demek ki.
Ama nereye para var?
Konser, kültür vs. Bunlara para var, hem de ne paralar var!
İBB’nin bu işlere aktardığı para beş yılda 6 milyar lira!!!
Bu paralar ile o yürümeyen merdivenler/asansörler, içi geçmiş metro istasyonları arada edilirdi, cillop gibi yapılırdı, ama o işlere bütçe yok.
Mesela CHP Milletvekili Özgür Karabat’ın iltisaklı olduğu bir şirkete otobüslerin bakım ihalesi verilmişti.
Bugüne kadar harcanan para 5 Milyar lira!
Peki ya otobüsler?
Bakımsızlıktan ya dökülüyor ya da cayır cayır yanıyor.
Peki bu para nereye gitti o zaman, ne yapıldı?
Kara delik...
Şu meşhur para kuleleri.
Ne demişti sanıklardan biri?
“Özgür Karabat'a ait çakarlı bir Audi ile Kültür AŞ’den iki ay boyunca taşındı o paralar!”
Niye neredeyse her büyük yolsuzluk, kanunsuzluk olunca bu isim çıkıyor ki karşımıza?
Enteresan, değil mi?
Paris çıkarmasını sponsor finanse etti demişti ya İmamoğlunun sözcüsü Murat Ongun...
O da öyle değilmiş, İBB kasasından çıkmış.
Hadi tamam yiyorsunuz, ancak, artık ihmalleriniz, ya da kasten yapmadıklarınız artık insan hayatına mal oldu, ve daha büyük boyutlarda olması, maalesef an meselesi.
Ve böyle bir felaket olursa, Allah muhafaza, nereye kaçmayı düşünüyorsunuz?
Bu ülkede kimsenin milli bayram ve günler ile bir sıkıntısı yok!
Dolayısıyla yaptığınız her usulsüzlüğü bu ajitasyon ile örtmenin de bir manası yok.
Ve fakat, ben bir yerde hükümeti de, devleti de anlamış değilim.
Konserlere aktarılan ve sonuçta nerelere gittiği tam olarak bilinmeyen bu devasa rakamlar, hangi partiden olursa olsun, ortalıkta dolanıyorken, neden artık çok ciddi bir soruşturma, teftiş yapılmıyor?
İstanbullu her sabah/akşam toplu taşıma da, ve pik zamanlarında her gün %80 varan trafikte çile dolduruken, neden artık birisi emniyet frenini çekmiyor?
Gerçekten onlarca, belki de yüzlerce insanın yaralanması/ölmesi mi gerekiyor?
İlla bir faciayı mı yaşamamız gerekiyor?
Olay bu mu?
Bu ise, ben bunu sevmedim efendiler!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam