Her sene yine, yeniden

Çocuk okutan ebeveynlerin, hele de İlkokul, Ortaokul, Liseye kayıt yapacak velilerin korkulu rüyaları, kâbusları başladı.
Çünkü kayıt zamanı, çünkü “bağış” zamanı, çünkü kitap isteme işkencesi başladı.

Artık Milli Eğitim Bakanı bizzat, tüm medyada bunun kanun dışı olduğunu, istenildiği zaman kendilerine ihbar edilmesi gerektiği açıklamasını yaptı.

Yaptı da takan kim ki?
Müdürler takmıyor, istiyor.
Öğretmenler takmıyor, istiyor.
Yok bilmem kaç top A4 kağıdı, yok “vakıf bağışı”, rüşvetin, yolsuzluğun adı çok.
Vermiyor musunuz?
O çocuğu yazdırmasınız.
Adresiniz, yazdırmak istediğiniz okulun mıntıkasında ise, nispeten şanslı sayılırsınız, değilse, yandı gülüm keten helva.
Artık bu “bağışlar” astronomik rakamlara ulaşmış.
50, 60, 80 bin TL’ler konuşuluyor, iddia ediliyor, hem de devlet okullarında!

Bakın bu bir skandaldır, bu bir baş kaldırmadır.
Eğer devlet, okullara yeterince kaynak aktarmıyorsa, bu gözden geçirilmeli.
Yok aktarıyor ise bu paralar nereye gidiyor, kim yiyor?

Hadi yazdırdınız, bitti mi?
Hayır, bitmedi.
Çünkü her dersin ayrı hocası var.
Devletin, bila bedel dağıttığı kitaplar var ya, işte o kitapları beğenmezler.
Çünkü hepsi ordinaryüs ve Milli Eğitim komisyonundan daha akıllılar, dolayısıyla kitapları yetersiz bulurlar.

Gerçek bu mu peki?
Hayır değil tabii.

Peki Gerçek ne?
Gerçek şu, hepsinin belli yayınevleri ile bir ilişkileri var, ve Milli Eğitimin müfredatında olmasalar da, onlar o yayınevinin kitapları ile ilerliyorlar.

Kısmen kitap parası, öğrenci başına 50000₺’yi bulmuş, kimin umurunda?
Peki bir ailede üç çocuk olduğunu farz edelim.

Büyük Liseye, Ortanca Ortaokula, en küçüğün ise İlkokula yazılacağını farzedelim...
Ortaya neredeyse bir araba parası masraf çıkıyor.

Peki neden?
Çünkü okul yönetimleri ve öğretmenleri, bakanlığı dinlemediği, hatta takmadığı için!
Ne olabilir?
Nasıl engellenebilir?

Aslında çok basit bir iki çözüm yolu var.

Birincisi, kayıt için okulun normal kadrosu görevlendirilmeyecek.
Geçici bir komisyon bunu yapacak, okulun rutin personeli, okula dahi alınmayacak.
Adına kabul/kayıt komisyonu diyelim, bu komisyon üyeleri, hangi okulda görev yapacaklarını som ana kadar bilmeyecek, ve o ilin personeli de olmayacak, hatta bu çok basit bir işlem için, Milli Eğitim personeline bile gerek yok.
Geçici görev ile bunu mesela Nüfus dairesi personeli yapabilir.
Okullara, müfredat dışı neşriyatın girişi yasaklanacak, buna uymayan öğretmenlerin ise, disiplin cezası, meslekten men etme, iş akdini feshetme, memuriyetten atmaya kadar kesin ve keskin cezalar verilecek.
Bakalım o zaman ne olur? Çünkü üst makamını dinlememek, en üst amirinin kesin emirlerini çiğnemek, 657 nolu kanuna muhalefettir.

Maalesef, 22 yıldır Milli Eğitim bir noktaya getirilmeye çalışıldı, ancak müdüründen stajerine, personel ayak diretiyor ve eski düzene dönmek istiyor.

Bu kabul edilemez, edilmemeli.
Hiç kimse, devletin, kanunun üstünde değildir.
Ben buradan velilere de seslenmek istiyorum:

Çekinmeyin, korkmayın, şikayet edin, ihbar edin, çünkü bu istenilen paralar yasal değil, legal değil, yasak, illegal.

Kimse de bu zorbalığa boyun eğmek zorunda değil!



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

OGÜNhaber