Trump’ı güvenilmez, hatta pskikopat bir narsist olarak ortaya çıkardı!
Bu işin olumlu tarafı!
Ancak, bu ülkede ters, çok ters giden birşeyler var!
Sansar misali pusuda bekleyen ve “Ahanda fırsat geldi” diye bekleyen, meğer ne kadar çok oportünist, fırsatçı mahlukat varmış!
Varmış da haberimiz yokmuş!
15 Temmuz sonrası bile ortaya çıkmayan ya da çıkamayan bu fırsatçı karaborsacılar, şimdi ortaya çıktılar!
Ama ne çıktılar!
Alakalı olsa yine iyi. Bir şey demeyeceğiz!
Ancak tamamen alakasız ürünlere bile %50 zam yapanlar oldu!
Suya!! Yahu su bu! Su! Nerden geliyor, Türkiye içinden, hatta mahalli kaynaklardan. Ne ile geliyor, karayolu ile.
Ne mesafeden, 50, 100 km mesafeden!
Yani bu su, San Diego dağlarından, Yosemite Parkından alınıp, haftalarca gemiler ile gelmiyor!
Dolayısı ile de 1 ₺ den, 1,50₺ ye neden çıktığını, kusura bakmasın kimse de, bana izah edemez!
Adam Şalgam üretiyor.
Nerde? Mersin de!
%50 zam yapmış, bahane ise “mal dolar ile geliyor”!!!
Yüzünüze, gözünüze dursun!
Hayırdır, turpu, havucu çiftçiden dolar ile mi alıyorsun?
Mersin, Türkiye misakı milli topraklarından ayrıldı, özerklik ilan etti ve para birimi olarak Dolar ı kabul etti de bizim mi haberimiz olmadı!
Kaldı ki, sen bu malı zaten aylar önce yaptın. Dolar Ne alaka kardeşim?
Bu listeyi, bu şekilde epeyce uzatmak gayet mümkün. Ancak sevgili okurlarımız, ne demek istediğimi, pekala anladılar!
Peki, bu ülkede fahiş fiyat, stokçuluk, karaborsacılık, kanunen yasak değil mi?
Yasak!
Yasak da, bütün bu olup bitenleri, ben acizane görüyorum da, bu suçları takip etmesi gereken, Zabıta, Maliye, MASAK, görmüyor mu? Bilmiyor mu?
Bu insanlar hiç çarşı, pazara çıkmıyor mu?
Buna kimse inanmaz!
Bu millet, bu adilliği, bu fırsatçılığı haketmiyor!
Hükümetin her çağrısına Arslanlar gibi koşan, dimdik duran bu millet, bu kazıkları hakketmiyor!
Yarkilileri acil olarak göreve davet ediyoruz!
Kıbrıs Barış harekatı sonrası, 12 Eylül sonrası da, bu fırsatçılardan, stokçulardan bu millet az çekmemişti!
Toplumsal hafızamızda daha dipdiri duruyor.
Aynı durumları bu millete yaşatmaya kimsenin hakkı yok!
Bu ara Almanya ya da bir haller oldu!
Halaç pamuğuna döndüler!
Merkel önce mutlaka destek vermeliyiz dedi. İyi, hoş!
(İsteyen olmadı ama…)
Sonra koalisyon ortağı aynı Andrea Nahles, aynı demeçte bulundu!
Bu kez de Merkel; “Türkiye ye yardım etmenin gereği olmadığını” söyledi!
Yeşiller partisinin siyasi eskisi olan Cem Özdemir adlı yaratık ise, “Türkiye’yi muhakkak İMF ye muhtaç etmeliyiz” demecinde bulundu!
Peki sizden yardım talep eden oldu mu?
Ben hatırlamıyorum!
Yani ille de kendinizi bir yere dahil etme egosu ne oluyor sizde? Anlam vermek mümkün değil!
Özdemir’in verdiği beyanat, tamamen alçakça olması ile birlikte, bana nedense, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde figüran olan Karamollaoğlu’nun, İMF aşkını hatırlattı!
Gelelim bizim mahalle ye!
Gün aşırı sosyal medyada bir değişik furya!
Falanca muhalif yazıyor, niye alınmıyor!
Filanca işte hükümetin karşısında, niçin kovulmuyor?
Size bir şey söyleyeyim mi:
28 Şubat’ın despotları ile aranızdaki fark hızla kapanıyor!
Zamanında onların yaptıkları zorbalıkları şimdi ister oldunuz!
Şahsen ben o zamanlar şu an ismi lazım olmayan bir gazetede köşe yazarlığı yapıyordum. Bir yazım yüzünden, gazete toplandı, genel yayın yönetmeni gözaltına alındı. Ben yurtdışından kendi vatanıma yıllarca gelemez oldum!
Muhalif kanadın hiçbir fikrini beğenmeyebilirim. Hatta sertçe de eleştirebilirim!
İşimiz bu. Gazeteci olarak!
Ancak, aynı hakkın karşı tarafta da olduğunu herkesin bilmesi ve kabul etmesi gerekir. Demokrasi budur!
Ha biri yazısında, konuşmasında hakaret mi etti, suç mu işledi, ihanet mi etti!
Bununla alakadar olacak da kolluk kuvvetleri ve yargı var!
Fikri sizinle bir değil diye, kimseyi yargılayamazsınız.
Çabuk yargı, önyargıdır! Bize yakışmaz!
Bu dava, hiçbir zaman gayr-ı meşru yollara başvurmadı, şiddete eğilmedi, silaha sarılmadı!
Haksızlık gördü, Zulüm gördü, yine de doğru ve meşru yoldan sapmadı!
Bırakın da herkes, fikrini beyan edebilsin, bu kavgayı biz bunun için vermedik mi?
Dediğim gibi, fikirlerinde suç unsuru var ise, bu devlette muz cumhuriyeti değil. Gereken makamlar, gerekeni yapar, yapıyor da zaten!
Ve maalesef, FETÖ illetinin getirdiği bir başka olay da bu aslında!
Muhalefet edenleri hemen hain ilan etmek!
Bu çok vahim bir hatadır.
Bu devlete, bu millete ihanet edenler, üç aşağı beş yukarı zaten belli oldu veya ortaya çıkan suç delilleri ile de belli oluyor, ve gereken yapılıyor!
Ancak, her tenkit eden de hain değil!
12 Eylül zorbalarına, 28 Şubat zorbalarına biz benzemeyelim lütfen!
Bu vesile ile, Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Allahtan niyaz ederim!
Herşey gönlünce olsun!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam